Ömrümün hiç bir döneminde bu kadar şükretmemiştim bu ülkede doğduğum ve de TÜRK olduğum için. Dünyanın dört bir köşesinden gelen felaket ve ölüm haberlerine baktıkça insan olarak üzülüyorum elbet. Sonra kendi ülkemden gelen haberlere bakıyorum ve gözlerim doluyor, derin derin soluk alıp veriyorum ve Allah'ıma şükrediyorum..bu ülkenin bir parçası olabildiğim için.
Türkiye tam 54 ülkeye yardım etmiş bu süreçte. Tıbbi malzeme hatta gıda bile göndermiş. Bu ülkelerin hepsi..ama hepsi..İngiltere'sinden İtalya'sına kadar tümü şükranlarını arz ediyor benim memleketime. Ya siz? İstediğiniz avantalara artık konamadığınız, milleti kandıramadığınız için öfke dolusunuz ve sövüp sayıyorsunuz. Hiç utanma yok mu be sizde? Övün demiyoruz ama susun en azından!!
Vatanseverliği bir siyasi partiye bağlamak da anlamsız elbet. Bu gün CHP'yi yönetenler, il Başkanlığı yapan malum hatun, kimi afedersiniz ama zıpçıktı belediye başkanları ne hikmetse hep CHP'de. Adam daha dün İstanbul Belediye Başkanı olmuş bu günse CB koltuğuna gözünü dikmiş. Bi dur be kardeşim. Şöyle bir soluk al. Sana oy verenler "oh be ne iyi yaptık!" diyebilsin ; ondan sonra Kemal Ağabeyinle kılıç kalkana soyunursun; ardından da..ne yapabileceksen yaparsın!!
Bu gün gerek Ankara gerekse de İzmir Belediye Başkanları, yavaş yavaş da olsa kentlerinin dizginlerini ele almış, çalışıyorlar. Ama Ekrem Bey hala show peşinde. CB seçim kampanyası yürütüyor, üstüne vazife olmayan her konuya burnunu sokuyor. Önce İstanbul'un, hele de bu Korona günlerinde dev gibi büyüyen sorunlarına bi el at sonra Türkiye üzerine ahkam kes!
Bu günler elbette geçecek. Ama bir ay ama iki ay sonra rahatlayacağız iyiden iyiye. Ne var ki bu günlerde bize soluk aldıran, beladan tez elde kurtulmamız için çabalayanları da hiç unutmayacağız. Örneğin Fahrettin Koca'yı. Örneğin onu bu göreve getiren CB'nını.
Ekrem Bey bizim pek güzel ata sözlerimiz vardır. Bunlardan biri de erken öten horozlarla ilgilidir. Bu ata sözünü hiç unutmaz ve en salt İstanbul'a yoğunlaşırdım.