Dünya futbol devi Brezilya karşısındaki milli takımımız, maça ve futbola o kadar yabancı kaldı ki; Brezilya’nın attığı golleri, yaptığı şovları izlemek zorunda kaldık! Brezilya takım olarak topu sahanın her yerinde gezdirerek, topu ayağa oynama becerisi yüksek gözükerek, attıkları gollerde ustalık ve çabukluk sergilerken; ayıptır söylemesi, bizi kevgire çevirerek sürklase ettiler!
Fizik güçleri bizden çok daha iyi. Hem dirençli hem de iştahlı futbol aynamaya özen gösterdiler. Bizim milli takımımızın ise top kayıplarını ve bireysel yeteneksizliklerini üzülerek izleyen olduk.
Dünya starı Neymar’ı seyretmekten olağanüstü zevk aldım. Sadece onlar mı? Hayır. Willian ve sağ bek pozisyonunda oyanayan Danilo’nun muhteşem sağ kanat akınlarını izlerken; bizim savunmamızın sol kanadındaki İsmail Köybaşı adeta koridor oldu.
Savunmanın arkasında topla buluşan Neymar, sağ ayağının dışıyla Brezilya’yı öne geçiren oldu. Danilo’nun orta topuna Semih’in ters vuruşuyla 2 golle geriye düştük. Dolayısıyla bireysel hatalarımızın bir bakıma mahkumu olduk. Willian’dan üçüncü gol, ikinci yarıda Neymar ile gelen Brezilya’nın dördüncü golü; zaten bizim nasıl futbol oynadığımızın, nasıl saçma sapan savunma ve hücum yaptığımızın aynasıydı.
Pozisyonlara bakıyorum. Sadece ikinci yarıda Umut Bulut’un kaleci ile karşı karşıya kalıp değerlendiremediğini gördük.
Bizim futbolcularımız haftada 2 maç oynayınca yoruluyor ve oynayamıyorlarmış. Biz bu nedenle yürümeye yakın futbol sergilemeye devam ededuralım!.. Brezilya Milli Takımı’nda oynayan futbolcular ise Avrupa’nın çok önemli takımlarında görev alırlarken, neredeyse günaşırı maç yapıyorlar ama hiç yorgunluk emareleri göstermiyorlar.
Demek ki biz, umut kapısını gönlümüzde açarken, yalan futbol oynadığımızı hep unutur oluyoruz.
Eğer bu maç puan maçı olsaydı, 4 değil, bir 4 daha yerdik. Umarım Kazakistan karşısındaki milli takımımız, olayı ciddiye alır. Ne yapacaksa Terim değil, futbolcular yapacaktır.