Çocuk, kadın, avukat ya da doktor... Artık çok sayıda insan zarafet eğitimi alarak günlük hayatta ve iş yaşamında arzu ettikleri noktaya daha kolay ulaşmayı amaçlıyor. Zarafet eğitimleri veren Gökhan Dumanlı, dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.
İş dünyasında ya da günlük yaşamda en uygun davranışları sergilemek ve zarafet konusunda kendini geliştirmek isteyenler artık bu konuda eğitim veren kurumların kapılarını çalıyor. Gün geçtikçe daha fazla kişi bu tür eğitimlere katılıyor. Biz de zarafet konusunu, bu alanda uluslararası düzeyde eğitimler veren Gökhan Dumanlı ile konuştuk. İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeki insan kaynakları ve halkla ilişkiler alanındaki eğitimlerinin ardından iletişim danışmanlığına başlayan Gökhan Dumanlı, daha sonra da Zarafet Akademisi’ni kurmuş. Çocuklar, gençler ve yetişkinlere geniş kapsamlı zarafet eğitimi veren Dumanlı aynı zamanda Anne Çocuk Eğitim Vakfı bünyesinde yetişkin okuryazarlığı alanında gönüllü eğitmenlik yapıyor. Dumanlı’nın, İş Hayatında ve Sosyal Yaşamda Zarafet Kuralları adını taşıyan kitabı da önümüzdeki günlerde okuyucu ile buluşacak. Almanya ve Azerbaycan’da da zarafet eğitimleri veren Dumanlı, “Şıklık, zarafetin tamamlayıcılarından sadece bir tanesi. Bir kadının iyi giyinmesi onu zarif yapmaz” diyor. Zarafeti “sahip olduğunuz bilgiyi sunma şekli” olarak tanımlayan Dumanlı, şöyle devam ediyor:
“Hayatın her alanında kendini en doğru şekilde temsil etmek isteyen, özgüveniyle, özsaygısıyla ve tavrıyla etkili iletişim kurmayı amaçlayan herkes bu eğitimlere katılabilir.”
GÖRGÜ, GÖRMEKTEN GELİR
Zarafet ya da görgü kurallarının çocuklara ve gençlere aktarılmasında anne babalara büyük görev düştüğünü söyleyen Dumanlı, “Görgü, görmekten gelir. Çocuklar görür ve uygular. Yani ailedeki rol modellere büyük iş düşüyor. Sadece anne baba değil aynı evde yaşayan diğer aile bireyleri de buna dikkat etmek zorunda. Çocukla kurduğunuz iletişim onun da dış dünya ile olan iletişiminde kendini gösterir” diyor.
KALABALIK BİR ORTAMDA
İletişime kapalı beden dilinden uzak durulmalı. Kollar bağlanmamalı. Mümkünse sağ el her zaman boş kalmalı. Birileri konuşurken bedenimiz onlara dönük olmalı. Eller kullanılırken avuç içlerinin açık ve karşıya dönük olması her iki tarafından da kendini güven ortamında hissetmesini sağlayacağından tercih edilen bir duruş olmalı. Yeni tanışılan kişilere isimleriyle hitap edilmesi onları önemsediğimizi gösterir. Konuşurken buna dikkat edilmeli.Sosyal ortamda hemen kartvizit sunulmamalı. Sohbetin devamında eğer karşı taraftan talep gelirse kartvizit verilmeli.