İyi/Mutlu Evlilik Araştırmamızı değerlendirirken bağımsız dört değerlendiricimiz de şaşkınlıkla kendiliklerinden şu cümleyi söyledi: “Bunlar küsmüyorlar!”. Küsseler bile çok kısa süreli küsüyorlar. Küslüğü bir taraf hemen bitiriyor, diğer taraf ona uyum sağlıyor. Halbuki evlilik sorunları ile terapiye gelen eşler ise fena halde birbirlerine küsüyorlar.
İyi bir evliliğe sahip olan kadın bu küsmeme halini şöyle anlattı: “Eşimle hiç küsmeyiz. Birkaç saatlik molalar veririz, kızarız. Küseceğimiz süreyi kızarak geçiririz, daha çok ben yani. Daha sonra öper, barışırım. Ama eşim de hiçbir zaman özür dilemekten yüksünmedi. Eşimin hatalı olduğu, bana haksız yere kızdığı zamanlar oldu. Böyle durumlarda kırgınlığımı belli ederim ya da kırgınlığımı o fark eder. Ben daha hiçbir şey yapmadan gelir beni öper, özür diler, haksız yere sana kızdım ya da haksızdım der, hep düzeltir. Ama ben de haksızsam aynı şekilde yaparım”.
Küsmeyen çiftlerden bir erkek hallerini şöyle anlattı: “Tartışmalardan sonra küsme değil ama birkaç saat sessizlik olabiliyor. Tabi bir insanın belli bir süre içinde sakinleşmesi için bazen konuşmaması gerekiyor. Üç gün beş gün küserim gibi bir durum hiç olmadı. Genelde de ben özür diliyorum. Yarım saat sonra barışıyoruz”.
Küsme eğilimi: Küsmeye eğilimimiz bir nevi mizaç özelliğimiz. Her birimizin küsmeye eğilimi birbirimizden farklı. Bazılarımız fena halde küsebiliyorken, bazılarımız ise küsülü olmaya dayanamıyor. Çoğunluğumuz ise ortada yer alıyor.
Eşlerin küsme eğilimini dikkate alarak aşağıda dört farklı senaryo anlattım.
İki eşin de fena küstüğü evlilikler: Eğer iki eş birlikte küsme eğilimi oldukça yüksek ise, eşlerin uzun küslükler yaşaması oldukça muhtemel. Bu çiftler haftalarca küs kalıp ev içinde birbiriyle etkileşim olmaksızın yaşayabilirler. Evlilik terapisine gelen çiftlerden haftalarca aynı evde küs yaşayan çok sayıda çift biliyorum.
İki tarafın da küsemediği evlilikler: Bu çiftlerin şanslı olduğu söylenebilir. Bu çiftler neredeyse hiç küsülü kalmıyorlar. Küserlerse bir kaç saat içinde, en geç aynı gün içinde barışıyorlar. İyi evlilik araştırmamızda bir kadın bu durumu şöyle anlatmıştı: “Kavgamız bir odadan başka bir odaya geçene kadardır. Sonra hemen barışırız. Yani böyle bir şeyi tartışırız, ufak tefek şeylere bazen kızarız ama 1-2 gün öyle küs kalmayız. Hemen geçer yani, sanki o kavgayı biz yapmamışız gibi”.
Bir tarafın küstüğü diğer tarafın küsemediği evlilikler: Eşlerden birinin küsme eğilimi oldukça yüksek diğerinin ise oldukça düşük olduğu evliliklerde, küsemeyen kişi daha mustarip olabilir. Küsen kişiyi oldukça negatif bir şekilde algılayabilir ve evlilik kişi için eziyete dönüşebilir.
Araştırmamızda eşinden farklı olarak ılımlı düzeyde küsmesi olan kadın durumu şöyle anlatmıştı: “Ben küserim. Suratımı asarım. Eşim hiç hoşlanmaz. Sonra zamanla normalleşirim. Gençken daha çok oluyordu ama son zamanlarda tabii biraz daha gerek olmadığını düşünüyorum. O da gönlümü alır bir şekilde. Herkes hatasını kendi kendine kaldığında düşünür. Bazen o, bazen ben barışma için ilk adımı atarız. Özür babında olur”.
İki tarafın da kısa süreli küsebildiği evlilikler: Eğer iki eşte çan eğrisinin ortalarında ve küsme eğilimleri açısından birbirlerine yakın ise küsmeyi ilişkilerinde sorun olarak görmeyebilirler. Çünkü ikisinin de küslüğe algısı benzerdir.