Mutlu/iyi evliliklerin yedi özelliğini yazıyordum. Daha önce altı özelliği yazmıştım. Bu yedi özellik şöyleydi:
- Özellik 1: Birbirlerine ve evliliklerine bakışları olumlu
- Özellik 2: Birbirlerinin farklı taraflarını kabul ediyorlar
- Özellik 3: Yıkıcı tarzda kavga etmiyorlar
- Özellik 4: Küsmüyorlar
- Özellik 5: Cinsel hayatlarını devam ettiriyorlar
- Özellik 6: Ortak yaşamdan kaynaklanan sorunları idare etmeyi beceriyorlar
- Özellik 7: Arkadaşlıkları iyi
Bu yazıda yedinci özellik olan “arkadaşlık” meselesini yazacağım.
Eş olmak ile arkadaş olmak ilişkili ama farklı şeyler. Eş olmak hukuki, dini ve sosyal bağ ve sorumluluklar yüklüyor. Arkadaşlığın resmi bağı ve sorumluluğu daha az. Arkadaş olmak sorumluluktan ziyade gönüllülük, mecburiyet yerine isteklilik ve idare etmekten ziyade hoşlanmak demek.
Hukuki, dini ve sosyal bağlarla birlikte olduğumuz eşimizin aynı zamanda arkadaşlığından da hoşlanıyorsak, bu hal başımıza gelebilecek en güzel şeylerden biri.
Eşle iyi arkadaş olmanın üç unsuru
İyi arkadaş olmanın üç temel unsuru var. Bunlar; birbiriyle konuşma ve muhabbet etmeyi sevme, beraber vakit geçirip aktivite yapmaktan hoşlanma ve sürekli bir bağlantı ve haberleşme içinde olma şeklinde.
Birbiriyle konuşmak ve muhabbetten hoşlanma
Mutlu çiftler eşleriyle muhabbet etmekten kaçmıyorlar aksine bundan hoşlanıyorlar. Birbirleriyle dertleşip, çay / kahve muhabbetleri yapıyorlar. Eşiyle havadan sudan konuşmak, sosyal ve siyasal muhabbet etmek hoşlarına gidiyor.
Evliliğinde sorun yaşayan çiftler ise, konuşmakta ve muhabbet etmekte zorlanıyorlar. Ya birbirleriyle az konuşuyorlar, ya da konuşmaları tartışmaya ve kavgaya dönüşüyor.
Beraber vakit geçirme ve aktivite yapmaktan hoşlanma
Bazı eşler beraber vakit geçirmekten hoşlanırken, bazı çiftler ise başa başa vakit geçirme eğiliminde olmuyorlar.
Arkadaşlığı güçlü eşler, beraber takılmayı hoş buluyorlar. Birlikte aktivite yapmaktan, bir etkinliğe katılmaktan, birlikte seyahat etmekten hoşlanıyorlar. Birlikte yapılan aktivite sayısı bir evliliğin nasıl gittiğinin iyi göstergelerinden biri.
Bazı çiftler ise birbirlerini sevseler de, birlikte aktivite yapmakta, etkinliğe katılmakta uyumlu olmayabiliyorlar. Ya kendi başlarına ya da başkalarıyla birlikte aktiviteler yapıp evlerine dönme eğiliminde olabiliyorlar.
Sürekli bir bağlantı içinde olma
Bazı eşler gün içinde süreğen bir şekilde bağlantı ve haberleşme içinde oluyorlar.
Gün içinde telefon, mesaj vb. yollarla bağlantı içinde kalıyorlar. Birbirlerini günün akışından haberdar ediyorlar.
Bazı çiftler ise gün içinde haberleşme eğiliminde değil. Taraflardan biri veya ikisi buna ihtiyaç duymuyorlar. Veya böyle bir alışkanlık geliştirmemişler. Hatta bunu gereksiz bir yakınlık talebi olarak da bulabiliyorlar.
Psikolojik travma
Eş ilişkileri ile ilgili yazı dizimi tamamladım. Önümüzdeki yazıdan itibaren ilgi odağımı eş ilişkileri meselesinden “psikolojik travma” meselesine çevireceğim. Bugünlerde yaşadığımız darbe ve terör saldırıları da travma meselesine yoğunlaşmayı zorunlu kılıyor.
Travma kavramı insan psikolojisinde güçlü ve dönüştürücü tesirler bırakma gücüne sahip olaylar için kullanılıyor. Deprem gibi doğal afetler, taciz ve tecavüz gibi cinsel saldırılar, terör ve iç savaşlar mağdurlarında derin izler ve ruhsal hasarlar bırakabiliyor.
Umarım ben “psikolojik travma” üzerine düşünüp yazarken bana eşlik etmekten hoşlanırsınız.