Seksenli yılların başında nasıl bir kültür çölünde yaşadığımızı hatırladıkça ürperirim! Hem de İstanbul’un göbeğinde! Bugün ise o kadar çok etkinlik düzenleniyor ki duyurmaya yetişemiyoruz! Etraflıca yazabilmek, eleştirebilmek için seçici davranıyoruz. O kadar çok seçeneğin arasından bugün yazmak için 4. İtalyan Sinemasıyla Buluşma’yı seçtim örneğin...
Seksenlerde videocular olmasa, kaset kiralayamasak iyi film nedir öğrenemeyecektik! Şimdi İstanbul Film Festivali olan Sinema Günleri’ni ortaokul öğrencileri nasıl takip etsin? Liseli olduk da aklımız erdi, üniversiteli olduk da zamanımızı kendimiz ayarlamaya başladık... Şimdi İstanbul Kısa Film Festivali olan İFSAK Kısa Film Günleri’ne müdavim olduk. Kültür merkezleri ne gösterim yapsa koşa koşa gittik. Neredeyse her hafta polis baskınına uğradıkları halde bize iyi filmler göstermekten vazgeçmeyen Ortaköy Kültür Merkezi’ne de hala minnet duyarım. Bilmem “Potemkin Zırhlısı”nı ilk kez orada beyazperdede izlememiş olsam sinema hayatımda bir hobiden öteye geçer miydi? Oysa artık festivallerden festival beğeniyoruz!
Ne acı ki toplu gösterimler izleyebildiğimiz o şahane mekanların hiçbiri kalmadı... Ne o görkemli Emek Sineması ne hakiki bir alternatif olan Moda Sineması... En azından elimizde Beyoğlu Sineması kaldı, Majestik de dört salonuyla alternatif sinemaya kapılarını açıyor.
***
Bu hafta da dördüncü kez düzenlenen İtalyan Sinemasıyla Buluşma’ya evsahipliği yapıyor. Hatta yarın 20.30’daki açılış filmi “Viaggio Solo / Yalnız Geziyorum”u ücretsiz izleyebilirsiniz. Gişeden yer numarası almanız yeterli. Diğer gösterimlerin biletleri 5 liradan satılıyor. Filmin yönetmeni Maria Sole Tognazzi ve oyuncusu Alessia Barela da sunum için sinemada bulunacak. Filmin ünlü başrol oyuncuları ise Margaretha Buy ve Stefano Accorsi. “L’arbitro / Hakem” adlı komedide Accorsi’yi yine başrolde izleyeceğiz.
5 Aralık tarihine dek sürecek olan 4. İtalyan Sinemasıyla Buluşma kapsamında gösterilecek yedi yeni filmden birçok yönetmen ve oyuncu da İstanbul’a konuk olacak ve gösterimlerde izleyicilerin sorularını yanıtlayacak. Görkemli günlerini çoktan geride bırakan İtalyan sineması, siyasi ve ekonomik krizin de etkisiyle yeniden gerçekçi sinemaya dönerken bir ivme yakaladı. İtalya’nın ustalarından Gianni Amelio da kriz döneminde İtalya manzarası çiziyor “L’İntrepido / Korkusuz”da. 70. Venedik Film Festivali’nde prömiyer yapan film soyadı Pane, ekmek anlamına gelen, yüzünden gülümsemesini eksik etmeden izinli işçilerin yerini doldurarak geçimini sağlayan bir karaktere odaklanıyor.
Oyuncu olarak da tanıdığımız Ivano de Matteo imzalı “Gli Equilibristi / Cambazlar” yürek buran bir geçinememe öyküsü anlatıyor. Karısından boşanan bir adamın işi olmasına rağmen, hem kira ödeyip hem çocuklarına ve kendisine bakamamasındaki hazin haksızlığa odaklanıyor.
Yönetmen Roberto Ando’nun da gösteriminde hazın bulunacağı “Viva la liberta / Yaşasın Özgürlük” İtalyan sosyal demokratlarının stratejilerini eleştiren bir siyasi hiciv. Ana muhalefet partisinin başkanı ortadan kaybolunca onun yerine hastaneden yeni çıkmış bipolar ikizinin geçmesi üzerinden bir öykü anlatıyor. Başrolde yıllandıkça başarısı artan Tony Servillo var.
“La Variabile Umana / İnsan Faktörü” ile ilk kez bir uzun metrajlı kurmaca için kamera arkasına geçen yönetmen Bruno Oliviero izleyiciye hoş bir sürpriz yatacak. Locarno’da prömiyer yapan filminde bir cinayete karışan ergen kızıyla iletişim kurmakta zorlanan dul dedektifin durumunu anlatıyor.
Yönetmen Daniel Gaglianone İtalya’daki göçmenlerin durumuna hem son derece vicdanlı yaklaşan hem de sinematografik açıdan yenilikçi ve çok katmanlı bir yapıya sahip olan “La Mia Classe / Sınıfım” ile karşımıza çıkacak.