isveç ve Finlandiya...
Amerika'nın dümen suyuna uyup NATO'ya girmek isteyen iki İskandinav ülkesi.
Oysa bulundukları coğrafya; tarafsız politikaları nedeniyle huzurevi olarak anılan bir coğrafyaydı ve bu coğrafyada bulunan İskandinav ülkeleri ise kendi yağlarıyla kavrulan, etliye sütlüye karışmayan ülkelerdi.
Ta ki Amerika burnunu bölgeye sokana kadar.
Neden NATO...
Amerika burnunu soktuktan sonra coğrafyanın iki ülkesi tarafsızlık ilkesini bir kenara attılar ve NATO'ya girmek istediler.
Oysa bir ülkenin Rusya'yı karşısına almayı göze alarak NATO'ya girmek istemesi için, Rusya tarafından tehdit edilmesi ya da düşmanca politikalarına maruz kalması gerekir.
O halde soralım;
Bu ülkeler Rusya tarafından tehdit mi edildiler ya da kendini tehlikede hissedecek saldırgan politikalara maruz mu kaldılar?
İkisi de değil.
O halde bu ülkelerin acilen NATO'ya girmesini gerektirecek ne var?
Hiçbir şey.
Peki bu ısrar neden, neden NATO, neden arı kovanına çomak sokmak?
Herhangi bir neden yok!
"Amerika öyle istiyor."
Geçti Atina'nın Pazarı Sür Eşeğini İsveç'e...
Ancak devir değişti.
"Her şey Amerika'nın istediği gibi olacak" kuralı çöktü.
Türkiye; düşmanca tavırlarından dolayı, "İsveç istediğim şartları sağlamadan asla NATO'ya giremez, veto hakkım bakidir." diyor.
Amerika ise halen çocuklarının iktidarda olduğunu zannederek, "Nasıl ki Yunanistan'ı NATO'ya aldırdım, İsveç için de aynını yaparım." mantığı yürütüyor ama yanılıyor.
Zira işbirlikçi Kenan Evren iktidarıyla şu an ki iktidar arasında uçurumlar var.
İsveç Muamması...
İsveç FETÖ ve PKK terör örgütüne verdiği destekte Amerika ile yarışıyor.
Hadi sömürgeci, yayılmacı Amerika'yı anladık da sana ne oluyor?
Bildiğimiz kadarıyla, Amerika benzeri dünyayı ele geçirmek gibi sapık bir ideolojin yok.
Peki o zaman bu teröre destek de neyin nesi?
"Amerika öyle istiyor."
Yav arkadaş sen tarihinde tek dostluğu Türk'ten görmüşsün.
Bu düşmanlıkta neyin nesi?
"Amerika öyle istiyor."
Yahu karar ver, sen devlet misin yoksa karga mı?
Besle Kargayı...
İsveç tarihini inceleyin, karşınıza tek övünç kaynakları efsane Kral 12.Karl çıkacaktır.
Türk tarihine "Demirbaş Şarl" olarak geçen 12.Karl, 1709 yılında savaştığı Ruslara yenilerek 2.000 askeri ile Osmanlıya sığınır.
Osmanlı himayesinde beş yıl yaşayan Karl ve askerlerinin tüm masrafları döndüğünde ödemek koşulu ile Osmanlı tarafından karşılanır.
Kralın ülkesine dönüşünde Osmanlı Askerleri de borçları tahsil etmek üzere onunla birlikte İsveç'e giderler.
Bu askerlerin bir kısmı olumsuz koşullardan dolayı geri dönemez ve İsveç'te kalırlar.
Bugün İsveç'te Askersund" ismindeki yerleşim yerinin isim babaları işte o geri dönemeyip bu beldeye yerleşen Osmanlı askerleridir.
İsveç'te Türk İzleri...
Kral ülkeye dönüşünde; kahve, lahana dolması, köfte, lokum gibi birçok Türk kültürünü yanında götürür.
Bugün Türkiye'de bulunan İKEA mağazalarına gidin, herkesin dilince İsveç köftesi vardır. İnsanlarımız ballandıra ballandıra birbirlerine bu köfteyi anlatırlar.
Oysa İsveç köfteyi bizden öğrenmiştir. Şimdi aynı İsveç öğrendiğini allayıp pullayıp İsveç köftesi diye bize satıyor ya, yanarım da ona yanarım...
Yanarımda, Viyana kapılarına dayanan Osmanlının dönerken çuvallarda bıraktığı kahveyi önce keçi gübresi zannedip çöpe döken, ne olduğunu anlayınca da "cafe" diye bize satan Avrupa'ya yanarım.
Hemen üzülmeyin...
Bizim de İsveç'e sattıklarımız var.
Bugün İsveç resmi dilinde dört adet Türkçe kelime mevcut.
"Kalabalık, köşk, yoğurt, dolma"
Ayrıca İsveç'in sembol olarak gördüğü Kral, ölüm yıldönümlerinde halen Türk gelenekleriyle anılıyor.
Törenlerde misafirlere Türk kahvesi, lokum ikramı yapılıyor, Türk Sanat Müziği sanatçıları konser veriyor.
Biz dönelim konumuza.
Anlat Bakalım İsveç...
Bu yaman çelişki niye!
Bu Türk düşmanlığı, bu Türkiye düşmanlığı niye? ¨
İliklerinize işleyen Erdoğan düşmanlığı niye?
Yüce Kitap Kur'an'a bu alçakça saldırı neden?
Bir nedeni yok, çünkü;
Ağababaları küresel çete öyle istiyor,
Yuları tutan Amerika öyle istiyor...
.........
Bir sonraki yazımın konusu bu yazının devamı olacak ...
Mevzumuz, yüce kitabımız Kuran üzerine oyun kuranlar.