NATO üyeliği konusunda yetki her ne kadar hükümetlerde gibi görünse de işin mahiyeti icabı süreç ülkelerin Meclislerinde veya benzeri mekanizmalarındaki değerlendirmeler ile sonuçlanıyor. Yani günün sonunda NATO üyesi olmak isteyen bir devletin muhatabı ilk elde devlet başkanları gibi görünse de "demokratik" ülkelerde son noktayı Meclisler koyuyor. Bizim için de böyle. Pek tabi Sayın Cumhurbaşkanı'nın sürece evet demesi önemli. Bu iç hukuk sürecinin başlaması için ilk şart. Ancak konu meclise sevk edildikten sonra durum biraz değişiyor, farklılaşıyor...
İsveç ve Finlandiya; Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından NATO'ya üyelik talebinde bulunmuştu. Türkiye bu konuya açık ve net biçimde itiraz etti. Birtakım şartları olduğunu belirtti. Bu şartların yerine getirilmemesi halinde üyeliğe yeşil ışık yakmayacağını söyledi. Bu konuların başında terör ile mücadele konusunda yapılması gereken değişiklikler vardı.
İsveç'teki durum
Türkiye bu iki ülkeyi PKK ve FETÖ konusunda gerekli iş birliğine yanaşmadığı için eleştiriyor ve düzenleme yapmasını istiyor. Bu düzenlemelerin ana odağı ceza kanunu ve anayasada idi.
İsveç Parlamentosu 1 Haziran'da yürürlüğe giren bir düzenleme yaptı. Terörle mücadeleye ilişkin yeni ceza yasasında yaptığı düzenleme ile İsveç; terör faaliyetlerine katılan ve terör örgütleriyle iş birliği yapan kişilere 4 yıla kadar hapis cezası öngören yasayı kabul etti. Terör örgütünü destekleme, güçlendirme veya teşvik etme kastı taşıyan faaliyetlere katılan kişiler, artık ceza verilecek ki bu düzenleme daha önce yoktu. Ağırlatıcı unsurlar var ise ceza 8 yıla kadar çıkabilecek... Yine aynı şekilde terör örgütü için silah ve mühimmat, lojistik ve ulaşım gibi faaliyetlere girenlere de ceza verilebilecek. Sadece ceza kanununda değil Anayasa'da 1 Ocak itibarıyla bir değişiklik oldu. Anayasa değişikliği ile terör faaliyeti yürüten veya terörü destekleyen grupların örgütlenme hürriyetinin kanun çerçevesinde kısıtlanması konusunda imkân arttırıldı. Adeta "terörle mücadele alanında" diğer yasal düzenlemelere dair bir kapsam çizilmiş oldu ve terör faaliyeti yürüten veya terörü destekleyen grupların örgütlenme hürriyetinin kısıtlanmasına imkân tanındı.
Kanunun görüşülmesi
İsveç'in NATO'ya Katılım Protokolü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edildi. Bu konuda bir kanun çıkacak. Kanunlar önce komisyonlarda görüşülüyor. Bu kanunun ilk görüşülme mercii Meclis Dışişleri Komisyonu. TBMM İç Tüzüğü dolayısıyla işleyiş açısından konunun, tali komisyon olarak Milli Savunma Komisyonu'nun gündemine alınması da gündeme gelmişti, ancak böyle olmadı. 16 Kasım'da Dışişleri Komisyonu ana komisyon olarak protokolü gündemine aldı. Komisyon, 27 kişilik üye yapısına sahip. AK Parti'nin 14 üyesi bulunması itibariyle aslında tek başına oyçokluğuna sahip olmasına karşın toplantı ertelendi. Yeni görüşme tarihi ise henüz belli değil. Takvime dönük tek bilgi var. O da Meclis Başkanı'nın mevkidaşına yaptığı açıklama da belirttiği üzere "en yakın zamanda" ifadesi...
Meclis neye bakacak?
Burada hem komisyon hem genel kurul açısından meseleye farklı bakmak gerekiyor. Erdoğan, İsveç'in yasal zemine dair düzenlemelerini "olumlu" bulduğu için katılım belgesini onayladı. Meclis ise sanırım biraz sürece yayarak meseleyi ele alacak... Burada odak sadece İsveç de olmayacak. Zira ABD başta olmak üzere verilen "sözlerin" yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirme kapsamında olacağı kesin.
Hatırlanacağı üzere Finlandiya'nın NATO'ya katılım protokolü oylamasında, AK Parti ve MHP'nin yanı sıra CHP ve İYİ Parti de "kabul" oyu vermişti. HDP'li vekiller, oylamaya katılmamıştı. İsveç için MHP'nin yaptığı sert açıklamalar mühim. Ak Parti'nin ise "erteleme" sonrası meselelere bakışında bir muğlaklık olduğu söylenebilir. İYİ Parti'nin, protokol metnindeki gerekçeyi yeterli bulmadığı bu konuda verdiği önergeyle anladık.
Bundan sonra İsveç; yasalarla değil, uygulamalarıyla Meclis'teki tabloyu terse çevirmeli. Oylamada nitelikli çoğunluk aranmadığı için, karar yeter sayısı olan 151 milletvekilinin "evet" demesi protokolün onayı için yeterli. Ancak Türkiye'nin beklediği "fiili" adımlar gelmezse bu sayıyı bulmanın dahi zor olacağını düşünüyorum...