Çok iyi yerlere gelen başarılı insanları görüyorsun.
Onların geldiği yere gelmek istiyorsun ama onların oraya gelene kadar yorulduğu kadar yorulmak istemiyorsun.
Çok zengin insanların yaşamına bakıyorsun.
Onların bindiği arabalara binmek, öyle evlerde yaşamak istiyorsun ama onların geçmişlerindeki kadar sürünmek istemiyorsun.
Çok iyi eğitim almış insanlara bakıyorsun. Okudukları okullara…
O okullardan mezun olmak, o okullardan mezunmuş gibi kabul edilmek istiyorsun ama o okulların gerektirdiği kadar geceleri sabahlamak istemiyorsun.
Çünkü başarılı işler yapmanın değil, başarılı görünmenin peşindesin.
Çünkü insanların para ödemek isteyeceği, kıymetli işler ortaya koymanın değil, o paraya bi’şekilde sahip olmanın peşindesin.
Çünkü spora sağlıklı ve zinde olmak için değil, bir an önce karın kasları çıkarmak için gidiyorsun.
Çünkü değerli dostum, sebeplerinle sonuçların karışmış. Sen sonuçları istiyorsun ama sebeplerle ilgilenmiyorsun.
Kolay olsun istiyorsun, kolay olmayacak.
Hemen olsun istiyorsun, hemen olmayacak.
Acımadan olsun istiyorsun, canın acıyacak.
Üstün tozlanmasın istiyorsun, burnun sürtülecek.
Uğraşacaksın.
Çırpınacaksın.
Reddedileceksin, küçümseneceksin, hor görüleceksin belki.
Yılmayacaksın.
Dizlerinin bağı çözülecek, ama bırakmayacaksın yürümeyi.
İstediğin şey de seni isteyene kadar çalışacaksın.
Hiçbir güzel şey emeksiz olmuyor. Çabasız hiçbir iyilik doğmuyor.
Hani, sen istiyorsun ki bebek doğsun, ama hiç sancı çekilmesin, kanama, ağrı, sızı olmasın.
İstiyorsun ki ameliyatla sağlığına kavuşasın ama vücuduna neşter değmesin.
İstiyorsun ki hatta, sen istediğin şeye gitmeyesin de o gelsin sana.
Ama şunu düşünmeyi unutuyorsun:
Ne kıymeti olacak o sana gelse?
Ne anlamı kalacak cefasını çekmediğin işin sefasını sürsen?
Gün boyu tarlada çalışmış çiftçinin evde kaşık salladığı tarhanadan aldığı tadı alabilecek misin, en güzel restoranda yediğin bedeli ödenmemiş pirzoladan?
Sahip olabilecek misin, yönetebilecek misin mesela, o hayalindeki parayı birisi çanta içinde getirse koysa önüne.
O parayı kazanmak, onu yönetme tecrübesini de kazandırdığı için önemliydi oysa.
O yüzden piyangodan büyük ikramiye kazananların hepsi sersefil şimdi.
Kanını, terini akıtmadığın senin değildir, hiçbir zaman da olmamıştır.
Acısını çekmediğin hiçbir başarı senin içindeki senin yüzünü güldürmeyecektir.
Şimdi toparlan.
Kendine gel ve bir adım at.
Düşmekten korkma, düş, bırak kanasın dizin, canın acısın.
Sonra o can acısını, diz sızısını al yanına, katık et ekmeğine.
Şimdi daha güçlüsün işte…