CHP ile İYİ Parti’nin yaptığı ittifak görüşmeleri 25 Ocak’ta anlaşmayla tamamlandıktan tam üç gün sonra… HDP, İstanbul, İzmir ve Adana’da büyükşehir belediye başkan adayı göstermeyeceklerini açıkladı. Bu karar, Cumhur İttifakı’na karşı CHP-İYİ Parti ittifakının genişlediği, fotoğrafa HDP’nin de girdiği anlamına geliyor. Yani 31 Mart yerel seçimlerine CHP, İYİ Parti ve HDP ittifakla gidiyor.
Türkiye terör örgütleriyle yoğun bir mücadele yürütüyor. Basına çok yansımasa da yapılan operasyonlarla onlarca saldırı önleniyor, sivilleri hedef alma planı yapan teröristler harekete geçmeden etkisiz hale getiriliyor. Mehmetçik sarp dağlarda, yoğun kar yağışı altında, tipide operasyon yürütüyor. Terör örgütü dışarıdan aldığı destekle Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmaya çalışıyor. Buna karşı ilk operasyon Afrin’de yapıldı, devamı için gün sayılıyor.
Bu hassas dönemde toplumun konuya bakışı oldukça net. Bu yüzden HDP ile aynı ittifakta bulunmanın siyasi partilere ağır maliyeti olacak. CHP ve İYİ Parti yönetimleri bunun farkında. “HDP ile ittifak” eleştirilerine sessiz kalmalarının nedeni bu. Bu konuyu konuşmak istemiyorlar. HDP’nin oylarına talipler ancak bunu açıktan yapmıyorlar.
Bu duruş HDP’li Meral Danış Beştaş’ın yaptığı “Beyoğlu’nda CHP adayını destekleyeceğiz” açıklamasından sonra da bozulmadı. Nitekim HDP’nin CHP-İYİ Parti ittifakına vereceği desteğin sadece üç büyükşehirle sınırlı olmayacağı söyleniyor. Siyasi kulislere göre HDP birinci ya da ikinci olmadığı bütün büyükşehirlerde CHP-İYİ Parti ittifakını destekleyecek.
CHP yönetimi tabandaki homurtulara rağmen HDP ile aynı kareye girmeyi dert etmiyor. Ancak aynı durum İYİ Parti için geçerli değil. Bu karar milliyetçi bir tabana yaslanan parti içinde –hem teşkilatta hem de tabanda- ciddi bir kaynamaya yol açtı. Bunu iki gelişmeden anlıyoruz.
Bir. Meral Akşener, HDP ile ittifak görüntüsünü dağıtmaya yönelik girişimlerde bulundu. Örneğin “Iğdır’da AK Parti ve MHP adayını teke düşürsün, oyumuzu ona vereceğiz” dedi. Bu partisinin üstüne çöken HDP gölgesini dağıtmaya yönelik bir hamleydi. Salı günü Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarına operasyon yapılmasına yönelik sözleri de yine HDP ile aynı kareye girme nedeniyle tabanda oluşan rahatsızlığı giderme amacı taşıyordu.
İki. Partiden kopmalar yaşandı. İYİ Parti Manisa Milletvekili Tamer Akkal, partisinin HDP ile ittifak kurduğunu belirterek istifa etti. Mersin il başkanı ve teşkilattaki 300 kişi Akkal’la birlikte İYİ Parti’den ayrıldı. Bu süreçte Akşener’den uzaklaşan bir isim de Başdanışmanı emekli Tuğgeneral Ali Aydın oldu.
31 Mart yaklaşırken İYİ Parti’de başlayan bu rahatsızlığın yükselerek artacağını öngörebiliriz. Her ne kadar CHP ve İYİ Parti genel başkanları HDP ile ittifak konusunda konuşmak istemese de bu gizlenebilecek bir şey değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TRT özel yayınında dile getirdiği “HDP eşittir PKK” sözleri 31 Mart’ın siyasi çerçevesini çizdi. Herkes bunu konuşurken kafayı kuma gömmek sorunu ortadan kaldırmıyor.
Akşener, partisini kurduğu günden bu yana en büyük ikinci krizini yaşıyor. İlki 24 Haziran seçimleriydi. Meclis dışı kaldı. Bu yüzden görevi bıraktığını açıkladı. Sonra karar değiştirse de eli zayıfladı. Şimdi milliyetçi oylara talip bir partinin genel başkanı olarak, aday toplantısında teröristler için saygı duruşunda bulunan HDP ile ittifak kuruyor. Bu tablo yüzünden bir milletvekilini kaybetti. Kulislerde başka milletvekillerinin de bu durumdan rahatsız olduğu söyleniyor.