Aşk; uygun zamanda, doğru kişiye ve karşılıklı olduğunda başımıza gelebilecek en güzel şey. Bu tür bir aşk insana hayır getirir, mutlu mesut eder, psikolojik olarak kişiyi büyütür. Ama aşk uygun olmayan bir kişiye veya kavuşmanın imkânsız/maliyetli olduğu bir şekilde gelirse, kişiye büyük acılar, derin çıkmazlar hatta gündelik hayatta rezaletler getirebilir.
Âşık olmak, istenenden çok içine düşülen bir durumdur. Bu anlamda aşk bir kaza gibidir. Bu sebeple de uygunsuz ve kavuşması imkânsız aşklara düşebiliriz. Evliyken başka birine âşık olmak, evli birine âşık olmak, sizin ulaşamayacağınız birine âşık olmak, sürekli yeni aşklar arayan birine âşık olmak, bir psikopata âşık olmak, yaşam biçimi açısından bizden acayip uzak birine âşık olmak uygunsuz ve imkânsız aşklara sebep olabilir.
Uygunsuz ve imkânsız bir aşk içine düşen kişi bir girdaba çekilmiş gibi olur. Acı çeker. Umutsuzca dolanır. Ya da kişi eyleme geçerse pişmanlık ve rezalet içeren yaşantılara sebep olabilir. Çoğu kişi bu halden çıkamaz veya çıkmak istemez. İbn Hazm bu durumu şöyle anlatır: “Aşk öyle bir hastalıktır ki hasta iyileşmek istemez.”
Uygunsuz ve imkânsız bir aşkın içine girmişseniz ve bu halden çıkmak istiyorsanız, işiniz zor ama çıkış yolu mümkün. Bu kişilere 9 önerim var. Bunlar; aşkı bitirme kararı almak, Güvercin Gerdanlığı kitabını okumak, âşık olunan kişiden fiziksel olarak uzaklaşmak, aşkın bitiminin bir süreç olduğunu bilmek, yaşadığınız aşkla ilgili zihinsel bir hikâye yazabilmek, âşık olunan kişi ve yaşantılarla ilgili zihinsel uğraşıları bir kenara bırakmak, işine dönüp mesleki uğraşılara dalmak, fiziksel aktivitelerde bulunmak ve ayrılma birleşme paterninden uzak durmak şeklindedir. Şimdi bu 9 önerimi sizin için tek tek açıklamaya çalışayım.
1- Aşkı bitirme kararı almak:Aşk duygular üzerinden yaşanıyor. Aşk da bir bilme şekli olmasına rağmen, aşk döneminde rasyonel akıl büyük oranda devre dışı kalır. Aşk halinden çıkma kararı almak, her şeyi çözmese bile, beyne format atarak ilk adım olarak işe yarayabilir. Oruç tutmaya niyet ettiğimizde nasıl beynimiz yeme içmenin mümkün olmadığını anlayıp, kendini ezana göre formatlıyorsa, net bir karar da benzer bir fonksiyon görebilir.
2- Güvercin Gerdanlığı kitabını okumak:İbn Hazm’ın Endülüs’te yaşanan gerçek aşk öykülerini anlatan kitabını okumak, aşk hakkında bilgi ve farkındalık sağlayabilir. Bu kitabı okumanın iki fonksiyonu var. Birincisi aşkın doğasını anlamaya yardımcı olur. Çünkü kitapta aşkın insanı yücelten hem de bedbaht eden yönleri eş zamanlı anlatılmış. İkincisi ise benzer derde duçar olanın sadece kendisi değil, başkalarının da olduğunu anlamayı sağlar. Başkalarının deneyimlerini bilmek bize yol gösterir.
3- Âşık olan kişiden fiziksel olarak uzaklaşmak:Fiziksel yakınlık aşkın oluşumunda önemle etkenlerden biri. Fiziksel uzaklık ise aşk halini azaltıyor. “Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” boşuna denmemiş. Âşık olunan kişiyi tekrar tekrar görmek, kişide aşk ile ilgili zihinsel devrelerin yanıp tutuşmasına sebep olur. Hele karşıdaki kişide de aşk acısı varsa, “Ayna nöron” etkisiyle birbirlerine acı aktarımı oluşur. Bu durumda da aşk kendini tazeler durur.
4- Aşkın bitiminin bir süreç olduğunu bilmek:Aşk hali aniden kaybolan bir hal değil, aksine yavaş yavaş azalan bir şeydir. Aşka aniden girilebilir ama aniden çıkılmaz. Aşk ancak bir “Yas süreci” yaşanarak, yavaş yavaş azalır. Süreçte duygusal yükselmeler ve inişler olabilir. Fırtına ve sakinlik dönemleri olabilir. Ama sonunda bitebilir. Bu bakış acısı bir süreç yönetme bilinci oluşturarak kişiyi dayanıklı kılar.
Diğer beş önerimi açıklamaya önümüzdeki yazıda devam edeceğim.