Kiralık ev meselesi artık iyiden iyiye kriz boyutuna gelmiş durumda... Olayı bu kadar içinden çıkılmaz hale getiren faktörleri uzun uzun değerlendiririz elbette. Ama bugün esas olan sorunun nasıl çözüleceği...
**
Kamuoyunda, devletin bu mesele karşısında alacağı yasal tedbirlere ilişkin beklenti yükseltilmiş durumda... Kira artışları konusunda aslında bir tedbir almaya gerek yok. Mevcut yasalar, yasal artışı yaptığı ve zamanında kirasını ödediği müddetçe kiracının yanında... Ama tamahkâr ev sahipleri, çeşitli yan yollar deneyerek bu yasaların arkasından dolanmaya çalışıyor... Zira ev sahibi eğer evde tadilat yaptırmak ya da evi kendisi kullanmak isterse bu kiracı için tahliye sebebi sayılabiliyor... Bu yolla evi boşalttıktan sonra daha yüksek fiyattan başkasına kiraya verebiliyor ev sahibi... Ya da içinde oturan aileyi taciz ederek, rahatsız ederek çıkmasını sağlıyor. Yani yasalar kiracıdan yana ama iş ahlaksızlığa vardığında masada konuşulacak bir şey kalmıyor... İşte bu şartlar nedeniyle bir müdahale beklentisi oluşmuş durumda. İyi ama nasıl?..
**
Şu anda hükümetin en yakın durduğu model Hollanda kira modeli... Hollanda'daki konutların yüzde 42'sinde kiracılar yaşıyor. Bu da ülkede 3 milyondan fazla evde kiracı bulunduğu anlamına geliyor. Ülkede kiralık konutlar "özel" ve "sosyal konutlar" olarak iki ana gruba ayrılıyor. Ülke genelindeki kiralık konutların yüzde 75'lik kısmı sosyal konut kapsamına giriyor. Sosyal konutların kira bedelleri bir değerlendirme ile tespit ediliyor... Konutlar; boyutu, yaşı, oda sayısı, mutfağı, banyosu, bahçesi, enerji verimliliği gibi çok sayıda farklı kriterle bir puan alıyor. Bu unsurlar sonucu ortaya çıkan puanın toplamı belirli sınırın altında kalıyorsa ev "sosyal konut" kapsamına giriyor. Söz konusu puan sisteminde fiyatı 763 Euro'nun altında çıkan konutlar "sosyal" kabul ediliyor. Bu puan, sosyal konuta uygulanabilecek maksimum kirayı da belirliyor. Bu konutların kiralarındaki artışı da hükümet tespit ediyor. Sistemde yüksek puan alan evler özel sektörün sayılıyor. Ev değerlendirme sisteminde 737 Euro'dan yüksek bedele ulaşan konutlar bu kapsama giriyor. Bu evlerin kiralarını ev sahipleri serbest piyasa koşullarında belirliyor. Bu evlere tavan fiyat uygulanmıyor.
**
Hollanda modeline geçilirse bu garip ve gerçeklikten uzak fiyat politikası da son bulmuş olacak... Hükümetin üzerinde çalıştığı bir başka model ise orta ve düşük gelirlilere yönelik kiralama amaçlı konut inşası... Bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan bu formüle göre inşaat şirketleri, belli bir süre kiralamak üzere konut ve işyeri yapacak... Bu amaçla yapılan binalar için şirketlere çeşitli vergi istisnaları uygulanacak... Bizde böyle olacak demiyorum. Avrupa'da bu model böyle işliyor... Bu istisnalar uygulanacağı için bu gayrimenkullerin maliyeti piyasadaki benzerlerinden daha düşük olacak. Gayrimenkul sahibi şirketler, kira geliri elde etmenin yanı sıra bu mülkleri bilançolarına değer olarak da işleyebilecek.
**
Yani aslında üzerinde çalışılan birkaç model var. Ve bu modeller hayata geçtiğinde bu acayip fiyat disiplini de ortadan kalkacak. Tek kaygı şu: Kiraya vermek için satın alınmış bir eve yakın zamanda 1 milyon lira ödeyen bir ev sahibi, bu sınırlamayla hayal ettiği kira gelirine kavuşamamış olacak... Belki de bir kuşak bu nedenle mağduriyet yaşayacak, ama uzun vadede artık bu anlamsız gelir düzeni de tarihe karışacak... Hayırlı olacak belki de, kim bilir?..