“Çin, Murat isimli Türk’ün insanlığını konuşuyor” başlıklı haberi ve videoyu izlemişsinizdir.
Türkiye’de çok izlendi, Çin’de daha da fazla izlendi bu video.
Bir restoranda sosyal deney yapılıyor. Bir kadın evsiz bir adamı bir pizza restoranına getiriyor. Eline para sıkıştırıp orada bırakıp gidiyor. Restoran müdürü evsiz adamı kovmak için geliyor. Hiç kimse müdahale etmeden kır saçlı uzakdoğulu olmayan bir yabancı müdahale ediyor.
Söylemeye gerek var mı? O bir Türk.
Neden söylemeye gerek yok? Çünkü öncelikle dünyanın her yerinde rastlayacağınız yabancı muhtemelen Türk’tür, herhalde göçebelikten gelmemizin genlerimizdeki kodlarının etkisi…
İkincisi de tanımadığı insana yardım eden, el uzatan muhtemelen bir Türk’tür. Bunu ben söylemiyorum, bir dağın başında herkesin unuttuğu kadın söylüyor kapısı çalındığında.
“Vefalı Türk geldi yine” dizelerinde olduğu üzere… Kapınız çalındıysa Türk’tür o…
Ne mutlu bize.. Bu gurur bizim. Dünyada kendi milli gelirine oranla en büyük yardım eli Türkiye değil mi? Dünya ile ekmeğini paylaşan Türkiye değil mi? Öyle…
O yüzdendir ki adı Murat çıkıyor o restorandaki evsize el uzatan kır saçlı adamın.
İşte o Murat’ı, Türk iş insanı Murat Telek’i bulup Türk yazılı ve görsel basınında ilk röportajı yapmak da bana kısmet oldu. Sorular kısa, cevaplar net, mana ise derin.
Buyrun, Çin’i insanlığıyla kendine hayran bırakan Murat Telek’in öyküsü...
1- Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Murat Telek, 47 yaşındayım. Eşim ve 14 yaşındaki kızım ile Shanghai’da yaşıyoruz. 2002 yılında, evlendikten bir ay sonra eşimle birlikte Çin’e geldik. Çin’de çelik panel radyatör satışı yapiyoruz. Türkiye’de üretilen ürünleri Çin pazarına satıyoruz ve Türk firmalari panel radyatör alanında Çin pazarında %50 paya sahip. Bundan dolayı mutluyum.
2- Murat Bey, bir sosyal deneye maruz kaldınız. Olay nasıl cereyan etti?
Çin’de farklı bir şehirdeki müşterim ile görüşme yaptıktan dönüş uçağına hayli zaman olduğunu fark ettim. Bu vakti değerlendirmek için şehirde zaman geçirmek istedim. Taksicinin bıraktığı noktada pizzacıya girdim. Kısa süre sonra, iyi giyimli bir kadın evsiz kılıklı bir genci restorana getirip çaprazımdaki masaya oturttu ve buruşuk bir 50 RMB bırakıp hızla ayrıldı. Kadının genci yalnız bırakmasına üzüldüm çünkü onun için bu kurtlar sofrasında yalnız kalmaktı. Hemen arkasından da restoranın müdürü masaya geldi. Sonrasını videodan izlediniz.
3- Kızıyorsunuz, müdahale ediyorsunuz ama kontrolden de çıkmıyorsunuz. Bazen bir haksızlığa müdahale etmek için başka haksızlıklar yapabiliyoruz. Örneğin o müdüre daha sert de davranabilirdiniz, kendinizi nasıl kontrol ettiniz?
Karakter olarak sert bir kişi değilim. Kavga yerine uzlaşma ile sorunların çözülmesinden yanayım. Ayrıca kendi ülkemde değil, yabancı bir bölgede, o ülkenin vatandaşlarına saygılı davranmak gerektiğini düşünüyorum. Çinliler zaten hemen hemen hiç kavga etmezler. Ses yükseltmek dahi ayıplanır.
4- Çin televizyonundaki bu videoyu izlediğinizde ne düşündünüz, ne hissettiniz? Bir de Çincenizi biraz zayıf bulmuşlar, buna ne diyorsunuz? :)
Bu videoyu Çin televizyonunda seyretmedim. Çin’li arkadaslarım sosyal medyada gösterdiler. Onların çok hosuna gitti ve kendi arkadaşları, muşterileri ile paylaştılar. Ben bir defa seyrettim. Sinirlendiğim anlardaki yüz ifademi ve mimiklerimi beğenmedim. Gençle Ilk konuşmaya başladığım an güzeldi.
Çincemle ilgili olarak da; Türkiye’den Çin’e lisan öğrenmek veya üniversite eğitimi icin gelen epey genç var. Onların Çince seviyeleri üst düzeyde. Seyahatlerimde, muşterilerim ve arkadaşlarım ile diyaloglarımda Çinceyi kullanıp, dert paylaşıp konuşabiliyorum. Çince öğrenmesi zor bir lisan. Bu konuda iddialı değilim.
5- Olayların sonrasında Çin'den ve Türkiye'den geri dönüşleri, size etkileri nasıl oldu?
Çin’de videoyu TV’de ve sosyal medyada izleyen insanlar beni tanıdılar. Fotoğraf çektirip, sevgi gösterdiler. Bu beni mutlu etti.
Türkiye’den gelen tepkiye şaşırdım. Böyle bir gelişme beklemiyordum. İnsanlar bana uzun uzun mesajlar yolladılar. Vakitlerini ayırıp değer vermelerine, benimle temas kurmalarına çok sevindim. Bu güzel kalpli Türk insanları ile karşılaştığım için çok memnunum.
6- İşin içinde iş var gibi hissettiğiniz oldu mu olay anında?
Çinliler mimiklerini çok kullanmıyorlar. Duygularını anlamak zor. Bunu hazırlayanlarda çok profesyonellermiş. Anlamadım. Sonlara doğru gencin bir-iki örtüşmeyen sözü oldu. Evsiz olmakla birlikte zeka olarak da kuvvetli olmayabilir mi şeklinde düşüncem oluştu. En sonda da hızla göğsünü kaşımaya basladı. Herhalde kirden diye düşündüm ama anladım ki mesaj veriyormuş bitirmek icin. O anda kamera geldi.
7- Evsiz kişiyi masanıza alıp pizzanızı paylaşmanız Çinlilere çok ilginç gelmiş. Oysa bizim kültürümüzde ekmeğimizi bölüşmek, ortadaki bir büyük tabaktan hep beraber yemek gibi güzel özelliklerimiz var. Çinlilere garip gelmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Çinliler dıştan görünmeseler de yumuşak kalpli insanlar. Son otuz yıldaki gelişme süresinde insanların tanımadıkları kişilere güvenlerinin kalmadığı düşüncesindeyim. Türk insanlarının tanımadıkları kişilere de sofralarını açmaları ilginç gelmiş olabilir. Yoksa burada da öğlen ve akşam yemekleri kalabalık, arkadaş grupları ile ve bircok ceşidin ortadaki tabaklardan paylaşımı şeklinde oluyor.
8- Çin'e gelirsek ve yemek yiyecek paramız kalmazsa sizi nerede bulabiliriz? :)
Ben Shanghai’dayim. Shanghai’da veya dunyanin herhangi bir bölgesinde tüm insanlar sofralar kurup, paylaşıp bir olsun diliyorum. Sevgilerimle