Aşırı soğuklar, uzun süre kalkmayan kar, bitmeyen sağanaklar derken aylardır hasretle beklenen yaz nihayet geldi. Hem de öyle bir geldi ki bir günde herkesi sıcaktan bezdirmeye yetti. Sıcaklık tüm yurtta temmuz-ağustos ortalamalarının üzerinde, termometreler birçok ilde 40’ı gösteriyor. Bir de üstüne nem eklenince, nefes almak bile zor. Gelin görün ki yaz daha yeni başladı ve önümüzdeki aylar sıcak hava dalgalarıyla dolu geçecek.
Bu yazın sıcak geçeceğinden çok defa bahsetmiştim fakat yaşayınca herkes işin boyutunu daha iyi anlıyor. Ve 2012’nin ilk günlerinden itibaren bu yazın sıcak geçeceği öngörülerimize rağmen hiç önlem alınmazken artık iş işten geçtikten sonra herkes nedir bu sıcakların sebebi, ne yapacağız şimdi diye sormaya başladı.
ÖNCEKİ SENEYİ ARAYACAĞIZ
Bunaltıcı yazın pek çok sebebi var. Bunlardan ilki küresel iklim değişimi. İklim değişimiyle birlikte yaşanan küresel ısınma tüm dünyada artık giderek daha fazla hissediliyor. Türkiye gibi orta enlem ülkeleri için sıcaklık artışı kaçınılmaz. Buna karşılık dünya, karbondioksit ve diğer sera gazları salımlarında hiçbir ciddi kısıtlamaya gitmiyor. Hatta salımların her geçen gün arttığı tespit ediliyor. Demek oluyor ki hava sıcaklıklarındaki artış önümüzdeki yıllarda da devam edecek ve biz her yaz bir önceki seneyi mumla arayacağız.
Bunaltıcı sıcaklara neden olan ikinci neden güneş patlamaları. Güneş patlamaları 2012-2013 döneminde maksimum düzeyde olacağından, daha fazla radyasyona maruz kalacağız. Güneş her geçen gün daha çok tehlike saçacak; bu dönemde güneşlenmek, daha çok lekelenmek, cildin hızla yaşlanması, ciddi su kayıpları, göz hastalıkları, kanser riski, yani kendi kendine zarar vermek anlamına gelecek.
Normallerin üzerine sıcakların yaşanmasına neden olan üçüncü sebep El-Nino. Bu sene El-Nino başlıyor, yani okyanus akıntılarının ters yönde ilerlemesiyle, atmosferik sistemlerin yönü değişiyor. Her El-Nino döneminde olduğu gibi bu sene de Türkiye daha sıcak bir yaz geçirecek. Bizi bunaltan sıcakların bir nedeni de şehir ısı adası etkisi. Şehir merkezlerinde her geçen gün beton yüzeyler, yapılar artıyor. Eskiden orman, ağaçlık, çalılık hatta toprak olan birçok arsada artık siteler, asfalt yollar var. Şehirler artık eskiden olduğundan üç-dört derece daha sıcak. Özellikle gece beton, gündüz emdiği tüm ısıyı kusuyor. Geceleri artan nemle birleşince, dayanılması güç bir sıcak havayla baş başa kalıyoruz. Uyumak hatta nefes almak bile zorlaşıyor.
TÜRKİYE’DE AFET YAŞANIYOR
Tıpkı deprem gibi deprem olduktan sonra alınacak önlemlerin nafile oluşu gibi tüm doğal afetlerde de durum aynı. Her türlü afete karşı önceden önlem almak gerekiyor, bunun başka çaresi yok. Çoğu insan farkında değil ama sıcak hava dalgası da doğal afet türlerinden biri. Aslında şu an Türkiye’de doğal afetlerden biri yaşanıyor. Üstelik sıfır tedbirle. Sıcaklık birden bire neredeyse 10 derece yükseldi. Nem ve rüzgar etkisiyle hissedilen sıcaklıklar tavan yapmış durumda. Hele de bu değerler güneş altındakiler için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Atmosferin sıcak hava dalgaları için nedeni çok. Ama bizim önceden tahmin edilebilen aşırı sıcaklara karşı tedbirsiz, çaresiz olmamız için hiçbir neden yok. Sıcak hava dalgalarına karşı neler yapılabilir, önceden planlanmalı, aşırı sıcaklar da afet kapsamına alınmalı, afet yönetimi uygulanmalı, olası tüm afetler için risk analizleri yapılmalı, uygun tedbirler belirlenmeli, halk afetlere karşı eğitilmeli, aşırı sıcakların yaşandığı günler kırmızı alarm verilmeli, herkes üstüne düşeni yapmalı. Bizdeyse henüz yaşadığımızın afet olduğunun bilincine varabilen bile yok.
Şimdiden alışın bu yazın vazgeçilmezi, sıcak hava dalgaları olacak. Sık sık yaşayacağımız bu sıcaklar karşısında yapılabilecek basit çözümler, mümkün olduğunca evden, gölgeden, klimalı ortamlardan ayrılmamak, açık alanlarda çalışıyorsak mutlaka şapka kullanmak, şemsiye altlarında durmaya özen göstermek, açık renkli tişört giymek, bol sıvı tüketmek, hafif gıdalar tercih etmek, sık sık soğuk duş almak olabilir.