Yürüyüş ayakkabılarınızı hazırlayın, 2. İstanbul Tasarım Bienali başlıyor! Fransız şair Paul Valery’nin “Gelecek artık eskisi gibi değil” dizesinden yola çıkan 2. Tasarım Bienali bizi İstanbul’da tasarım odaklarını keşfe, ses ve kokuları takip edip çevremizi daha bilinçli görmeye ve yakından tanımaya davet ediyor. Belirlenen tasarım rotalarını izleyerek İstanbul’un Balat’tan Kadıköy’e, Cihangir’den Maslak’a dek birçok semtinde şimdiye dek fark etmediğimiz, dikkatimizi çekmeyen ya da bildiğimiz ama üzerinde durmadığımız yönlerini öğrenebiliriz. Sokakları gölgeleyen ağaçlar ve ahşap mobilya atölyelerindan, geleneksel mimari ve Maslak gökdelenlerindan, kimyasal madde ve baharat kokularından, satıcıların nidaları ve konservatuvardan yayılan ezgilerlerden oluşan bir İstanbul’u zihinlerimize yerleştirebiliriz bu rotalar sayesinde.
En az beş en fazla 20 kişinin katılımıyla düzenlenecek olan bu turlara Ekim ayı içerisinde başlandı. Kasım ayındaki tur günleri, başlangıç noktaları, bilet fiyatları ve diğer ayrıntılar için www.iksv.org adresinden bilgi edinebilirsiniz. İstanbul’da insanın yolunu her daim sesleri ve kokuları takip ederek bulabileceğini düşünürdüm, o yüzden Tasarım Bienali’nin tematik rotaları özellikle ilginç geldi bana. Oğuz Öner ve Didem Duman 14 Kasım ve 5 Aralık tarihlerinde Kadıköy Ses Rotası’nı düzenleyecek. Kadıköy Meydanı’nın vapurlardan, martılardan, tramvaydan, çiçekçilerden, konservatuvardan ve başka pek çok sesten oluşan korosuna kulak verip ses - mekan ilişkisini ve algılarımızı irdeleyen tur hakikaten özel bir deneyim olacak gibi.
Cansu Şekular’ın Koku Tasarım Rotası 15 Kasım’da Gedikpaşa ayakkabı üreticilerini, 13 Aralık’ta Kadıköy’den Moda’ya bir yürüyüşü kapsıyor. Kokulu bir kozmetik ürün kullanmadan katılmanız gereken bu rotalarda her sokakta farklı bir deneyim yaşayabiliriz.
Bir başka ilginç tematik tur ise Kadıköy Ağaç Rotası. Seda Kurt Şengün 22 ve 29 Kasım tarihlerinde sokak sokak ağaçları tanıtacak! Gelecek artık eskisi gibi değil, ama iklim de artık eskisi gibi değil o yüzden kat kat giyinmeyi de ihmal etmeyin, belli mi olur başınızdan aşağı feci bir sağanak da boşalabilir pırıl pırıl güneş çıkıp yazdan kalma bir gün de yaşanabilir!
Ana sergi mekanı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu olan 2. Tasarım Bienali’nde gelecek tasarımları da önemli bir yer tutuyor. Tasarım deyince hep aklımıza değerli objeler, şık mekanlar, özel projeler gelir ama geleceğin kendisi bir tasarım aslında... Geleceği şekillendirecek tasarımların yer alacağı bu Bienal’in hayati meselelerle de ilgilendiğinin altını çizelim. Togolu sanatçı Mansour Ourasanah LEPSIS: Çekirge Yetiştirme Sanatı projesiyle katılıyor, örneğin. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı basınla buluştuğu öğle yemeğinin mönüsüne “ızgara çekirge” yazarak bu ilginç projeye dikkat çekti geçen hafta! Herkese göre bir seçenek değil, vejeteryen şerhi düşelim ama gelecekte belki Afrika misali kıtlık çekilen ülkelerde vazgeçilmez bir protein kaynağı olacaktır çekirge...
Küratörler Zoe Ryan ve Deniz Ova’nın başvuran 800 proje ve bunların dışında seçtikleri 200’den fazla tasarımcının imzasını taşıyan 53 proje arasında başka birçok ilginç tasarım daha var: Yeme içme alışkanlıklarımızın gelecekte nasıl değişebileceği, nelere katlanıp hayatta kalma koşullarımızı nasıl sağlayacağımız, daha etkin haberleşme ağları kurulacak akıllı şehirler, kamusal alan kullanımlarına ve kentleşmeye dair manifestolar, isteyenin kağıttan ve başka basit malzemelerden elektronik aletler ve hoparlör yapmayı öğrenebileceği atölyeler...