Dün birinci sayfa manşetimizi okudunuz: ‘İstanbul’a böyle ihanet ettiler’ başlığıyla haklı bir eleştiriyi gündeme taşıyordu Star.
Geçmişten günümüze İstanbul’un mimarisini perişan eden uygulamalardan örnekler vererek manşeti oluşturan Haber Müdürümüz Selim Efe Erdem, arşiv bilgilerinden hareketle hafızalarımızı tazeledi.
Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘İstanbul’a ihanet ettik’ sözlerini istismar eden CHP, Mimarlar Odası ve TEMA’nın geçmişte İstanbul’un nüfus ve mimarisinin korunması ile altyapı sorunların çözümü konusunda, belediye başkanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarına nasıl karşı çıktığı anlatılıyordu.
Bugün orta yaşını süren hepimiz şahidiz: Erdoğan, 1994’te başkanlık koltuğuna oturduğunda devasa sorunlarla boğuşan İstanbul’u kurtarmak için büyük kavgalar verdi.
O günden bugüne, şehircilikle ilgili kanayan yaramızı, gündeme yine Erdoğan taşıyor. Erdoğan Asıl bu meselelerle uğraşması gereken meslek kuruluşları ise ideolojik takıntılar yüzünden havanda su dövmeye devam ediyor.
Aşağıdaki haberimizde okuyacaksınız; Bu yıl Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen sanatçılarımızdan Ressam Selahattin Kara da ’Eskiden İstanbul’un bir noktasından Boğaz resimleri yaparken, şimdi aynı noktadan boğazı göremiyorum’ diyor. Bu cümle bile ‘İstanbul’un negatif manada değişen silüeti’ ile alakalı olarak çok şey anlatıyor.
Şehir mimarisi, şehirlerin kimlik kartıdır aynı zamanda. Bu işi başaramazsak ‘kimlik bunalımı’ devam edecek. Ancak mesele sadece İstanbul değil. Anadolu’muzda pek çok şehir, akla izana sığmayan mimari çölleşmenin kurbanı oldu. Bakınız, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yeşil Bursa’sı bugün ne halde… Bursa’nın kalbine saplanmış, sanki gökyüzünden toprağa göktaşı gibi çakılıp kalmış TOKİ apartmanlarına bakın… Sahile kıyısı olan şehirlerimiz Çin Seddi gibi ‘rezidanslarla’ dolmuş…
Bütün Türkiye’nin bir mimari ve şehirleşme problemi vardır. Ön alınmazsa işler daha da içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Güzel ve çirkin
Aşağıdaki fotoğrafı Dış Haberler Müdürümüz Mehmet Hakan Kekeç geçen hafta sonu Bursa’nın Tophane semtinde çekti. İki apartman arasındaki dramatik farkı bulun demeyeceğim. Lakin bu fotoğraf geçmişten günümüze Türkiye’de mimari estetik açısından nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından sayfalar dolusu yazıya bedel. O yüzden susma hakkımı kullanıyorum.
Sen çok yaşa Açık Görüş
Star gazetesinin Türk medyasında bir benzeri daha olmayan ‘Açık Görüş’ eki 10 yaşına bastı. Açık Görüş’teki yazılarıyla Türkiye’nin entelektüel birikimine katkı veren yazarlar ve gazetemiz yöneticileri dün Kuruçeşme Hubb 77’de bir araya gelerek mütevazı bir 10. yıl kutlaması yaptı.
Medyanın durumu malum, işimiz haber vermek. Özellikle coğrafyamız açısından gündem hemen her dakika ve hızla değiştiği için, olaylara derinlemesine bir bakış sunmaktan çoğu zaman uzak kalıyoruz. İşte Star gazetesi ile birlikte her Pazar ücretsiz olarak okurlara ulaşan Açık Görüş, gündeme dair nitelikli, derinlikli yazı ve yorumların adresi oldu; Hem akademi dünyası hem de sanat ve fikir dünyasının önde gelen kalemlerini sayfalarına taşıyarak ufkumuzu açtı. Emeği geçenlere tebrikler. Sen çok yaşa Açık Görüş; nice 10 yıllara…