Ay boyunca Kerem ve Elvan’la İstanbul’u gezdik. Onlar bu yolculukları “Yaşasın toplu taşıma araçları!” sloganıyla yapmaktan her zaman mutlu olmadılar tabii...
Sizi bilmiyorum ama biz bu yaz yollardayız. Öyle böyle değil... Temmuz ayı boyunca İstanbul kazan biz kepçe gezdik de gezdik, kentin altını üstüne getirdik. Tabii bu gezmelerin çoğu benim işlerim için olunca Kerem ve Elvan’ın da “kafede-restoranda-parkta, otobüste-metrobüste-metroda” kendilerini oyalamak için yeni yollar bulmaları gerekti.
Bunun için hazırladıkları çantaya sığmayan oyuncaklar ve kitaplar benimkine girince, röportaja gittiğimde ses kayıt cihazından önce lego parçalarını ardından Elvan’ın Minnoş’unu (abiden yadigar bir peluş köpek) masanın üstüne koymam da gerekti. Neyse ki söz konusu olan anne-çocuk haberleri olunca herkes herkesin halinden anlıyor. “Siz yaz okuluna vermediniz mi?” diye başlayan sohbet “Aslında kendilerine ait zamanlarının olması iyi. Zamanlarını planlamayı öğreniyorlar. Hem sıkılmak da o kadar kötü değil” diye bağlandı çoğu kez.
Ben bu gezileri, benim toplantılarımın bitmesini yan masada oturup limonata yudumlarken beklemelerini pek sevdim. Bir kere yaşadıkları kenti öğrenmeye başladılar. Evden uzak da olsa, gittikleri semtleri, hangisinin önce ya da sonra geldiğini fark ediyorlar artık. Bu yolculukları “Yaşasın toplu taşıma araçları!” sloganıyla yapmaktan her zaman mutlu olmadılar tabii. Ne yazık ki sabah saatlerinde çok dolu olduğu için bizim beklediğimiz durakta durmayan otobüsler de oldu, aşırı kalabalık olduğu için kapısı kapanmayan minibüslerin önümüzden geçtiği de. Bu durumları da fırsata çevirdik.
Şöyle ki otobüs durmayınca ilgili yeri arayıp durumu aktarmanın önemini gördüler. Az biraz “yurttaşlık bilinci ve haklar” konusuna da giriş yaptık kısacası. Bu arada uzunca süredir görüşemediğimiz arkadaşlarla buluşup çocuklarımızı kaynaştırmadık mı! Keyfimize diyecek yok. Çünkü sanki bebekliklerinden beri oyun arkadaşıymış gibi güldüler, oynadılar. Arada hem kısa bir tatil yaptık hem de İstanbul’un denize girilebilen plajlarının keşfini çıkardık.
TABLET-PC TATİLİ
Şimdi henüz ağustosun başında olsak ve kavurucu sıcaklarla baş etmeye çalışsak bile, eylülün kokusu yaklaşırken “özeleştiri” listemde yer alan tek madde, evde kaldıkları günlerde başında uzun süreler geçirdikleri bilgisayar oyunları. Kimi strateji geliştiren kimi futbol aşkını alevlendiren bu oyunlar için zaman kısıtlamasına gitmem gerektiğini düşünürken uzmanlardan “Çocuğunuza deniz-kum yerine, tablet-PC tatili yaptırmayın” uyarısı da gelince tam oldu.
Deniz-kum-güneş tatillerinin çocuk gelişimi için çok olumlu bir adım olduğunu söyleyen Medical Park Göztepe Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İpek Akman, “Eski dönemlerin yaz tatilleri deniz, güneş, kum, bağ-bahçe, oyun olarak akla gelirken, günümüzde deniz ve güneşten faydalanabilen çocuklar azalmaya başladı. En temel sebepler ise tatillerin ekonomik yükü ve çalışan anne- babaların çocuklarının televizyon ve bilgisayarla vakit geçirmesidir. Akıllı telefonlar, tablet ve bilgisayar başında zamanını harcayan çocuklar bir yandan hızla kilo alırken, hareketsiz kalmaları sebebiyle kısa boylu olmaktadırlar” diye uyarıyor. Güneş ışığının D vitamini ihtiyacı açısından çok önemli olduğuna değinen Akman, yüzmenin yararlarını anlatırken de şunları söylüyor: “Çocuklar deniz kenarında oyun oynarken, aynı zamanda yüzmeye de teşvik edilmelidir. Çünkü yüzme, çocukların tüm kaslarının ahenkle hareket etmesini sağlarken, kol ve göğüs kaslarını canlandırır. Gelişme çağında olan çocukların kaslarının hareket etmesi, hem gelişimlerine önemli bir katkı sağlar hem de çocuklara kuvvet ve zindelik kazandırır. Yüzme yeteneği çocuğun gelişiminde etkili olur. Bağımsızlığı ve özgüveni geliştirir.”
ANNENİN AJANDASI
İlk arkadaşlar pek sevimli
Bebe D’or’un eğlenceli çıngırakları bebeklerin duyularını keşfetmesine yardımcı oluyor. Bu çıngıraklar, bebeklerin gelişimine katkı sağlayacak şekilde el denetimi ve el-göz uyumuna olumlu katkı sağlarken aynı zamanda da minikleri eğlendiriyor. Fiyatı 7.60 lira.
Büyük-küçük herkes eğleniyor
Doğu Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk LEGOLAND Discovery Centre’ı İstanbul’da açıldı. 3 bin metrekarelik alana yayılan merkez, sunduğu etkinliklerle 3-10 yaş arası çocuklu aileler için ideal bir ortam. Burada ‘Master Model Builder’dan LEGO sırlarını öğrenebilir, MINILAND’de dünyadan sembol yapıtları görebilirsiniz.