Uzun zamandır merak edilen aday dün itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı. AK Parti'nin İstanbul adayı Murat Kurum.
İsmi zaten aday potasındaydı. Hatta en güçlü aday olarak onun ismi geçiyordu. Ancak başka isimler de konuşuldu. Murat Kurum isminde karar kılınmasında ana belirleyici, İstanbul'un konut stokunu yenilemenin aciliyeti oldu.
Kurum başarılı bir bakanlık dönemi icra etti. Özellikle 6 Şubat Depremleri ve akabindeki süreçte depremin yaralarının sarılması ve yeni konutların biran evvel inşa edilmesinde Kurum'un gösterdiği performans ve edindiği deneyim onu öne çıkardı.
Murat Kurum sadece depremde değil, Batı Karadeniz bölgesinde birkaç ili içine alan büyük sel felaketinde de büyük özveriyle çalışan bakanlardandı. Aynı şekilde yangın felaketlerinde de.
Murat Kurum'u anınca diğerlerini anmamak olmaz; doğrusunu söylemek gerekirse doğal felaketlerin peş peşe geldiği son birkaç yılda AK Partili bakanlar sahada inanılmaz bir gayretle çalıştılar. Gerek yangınlarda gerek selde ve tabii ki asrın felaketi olarak andığımız büyük depremde yüksek bir organizasyon becerisi sergilediler.
14-28 Mayıs seçimlerinde muhalefet blokunun açıkta tek oy bırakmamacasına sıkı bir ittifak kurmalarına ve kazanmaya dönük yüksek motivasyonlarına rağmen AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı adayı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimden zaferle çıkmasında dış politikadaki proaktif tutum ve savunma sanayiindeki atılımların yanında, bakanların ülke meselelerinde göze gelir şekilde gayretli çalışmalarının da etkili olduğunu düşünüyorum.
Murat Kurum, bakanlık yaptığı dönemde bir oh diyemedi. Hep sahadaydı, hep sorunlarla mücadele ediyordu ve hem halkla temas halindeydi.
Bakanlığı döneminde Tozkoparan'dan Kağıthane'ye İstanbul'daki bir çok kentsel dönüşüm projesinin ilçe belediyelerle birlikte yine o yürüttü. Dolayısıyla İstanbul'un en önemli sorunu olan depreme hazırlık noktasında Murat Kurum isabetli bir isim olarak öne çıktı.
Bu durumda, "İstanbul'a her yıl 20 bin konut kazandıracağız" deyip 5 yılın sonunda bile 20 bin konut yapamamış olan Ekrem İmamoğlu için durum pek de iç açıcı değil.
Adayları, projelerini daha çok konuşacağız ama yakın şahitliğim olduğu için aktarmak istediğim birkaç husus var.
Murat Kurum'un adını öne çıkartan husus bence kesinkes İstanbul'un en önemli sorunu olarak ev stokunun yenilenmesi tespiti. Ancak şundan eminin, AK Parti'nin mevcut ilçe belediye başkanlarının herhangi biri İstanbul'u bugünkünden çok daha iyi yönetir. En basitinden Esenler'de gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projesi, İmamoğlu'nun koca İstanbul'da yaptığından çok daha fazla. Bu sadece konut üretimi için geçerli değil, yerel yönetimle ilgili her kalem iş için geçerli. Sadece Millet Bahçeleri ve Millet Kıraathanelerini saysak bile CHP'li İBB ile AK Partili herhangi bir ilçe belediyesinin hizmette yarışması halinde İmamoğlu'nun küme düşeceğini gösterir. Ama ne yazık ki artık yerel seçimlerde dahi seçmen hizmet penceresinden bakmayabiliyor siyasete.
İstanbul'un başında 5 yıldır aklı fikri İstanbul olmayan, İstanbul'un parasını kendi siyasi ikbaline sermaye yapan biri oturuyor.
İBB başkanıyken CHP Kongresi yönetti, genel başkan devirdi, emanetçi başkan atadı. İstanbul dışında her tarakta bezi var.
Murat Kurum'un "Sadece İstanbul" diyerek yola çıkması, seçim sürecinde neyi öne çıkartacağını da gösteriyor.
Hülasa İstanbul heyecanı başladı.