Mısır’da gerçekleşen darbe ABD ve Avrupa Birliği (AB) için aslında ideal sonuçtu. Darbeciler hem laikti, hem de Batı ve İsrail yanlısıydı. Dolayısıyla darbeye ‘darbe’ bile diyemeyen Batı, birkaç üzüntü ifadesi ile olanları geçiştirmek istiyordu. Hatta ABD Dışişleri Bakanı Kerry“Mısır’da Ordu demokrasiyi restore etmeye çalışıyor” diyecek kadar işi ileri götürdü.
Ne var ki Mısırlı generaller darbeyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Sokaklar kan gölüne dönerken, Mısır Ordusu binlerce insanı başlarından ve göğüslerinden nişan alarak tüm dünyanın gözü önünde katletti. Müslüman Kardeşler’in silahsız gösterileri kabul edilebilir bir şiddet ile bastırılamadı. Darbe sadece ‘darbe’ olarak kalmadı, büyük bir insanlık ve demokrasi katliamına dönüştü.
Bu tablo karşısında Batı, tüm dünyadan tepkiler alırken, Batı’nın demokrasiye sahip çıkmayışı onlarca yıl sürebilecek olumsuz bir efsaneyi de başlatmış oldu. İşte bu tepkilerden sonra ABD ve AB Mısır ile ilişkilerini gözden geçirme kararını aldılar.
Olaylar nedeniyle Mısır ekonomisinin serbest düşüşte olduğu hatırlanacak olur ise Batı para musluklarını kısarak bile Mısırlı generaller üzerinde etkili olabilirdi. Mısır ekonomisinin can damarı olan turizm bu yaz dip yapmış durumda.
Suudi Arabistan para akıtıyor
ABD her yıl Mısır’a 1,5 milyar dolar yardım yaparken, AB’nin yardımları 1,3 milyar dolarda kalıyor. Ancak Batı’nın yardımları kesme tehdidi Suudi Arabistan’ın manevrası ile etkili bir araç olmaktan çıkıverdi.
Suudlar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Kuveyt’i de ikna ederek Mısır’a, askeri darbeyi desteklemek amacıyla 12 milyar dolarlık bir yardım paketi açtı. Bu paranın önemli bir kısmı Mısır Merkez Bankası’na nakit olarak giderken, geri kalanı petrol ve diğer ayni yardımlar olarak gönderildi. Suudi Arabistan bununla yetinmeyip, bir adım daha atarak Mısır’a ABD ve AB’den gelen dış yardımlar ne kadar azaltılırsa o rakamın tamamını da karşılamaya hazır olduğunu ifade etti. Böylece ABD ve ABD’nin yardımları kesme tehditleri önemli oranda anlamsız hale geldi.
Batı’yı Mısır’da generallere baskı yapmaktan alıkoyan bir diğer ülke ise İsrail. Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, BAE ve İsrail Mısır’da darbecileri destekliyorlar. Bir başka ifade ile İsrail ve Suudi Arabistan bu ülkede müttefik durumundalar.
İsrail, ABD demektir
İsrail, darbecilere para sözü vermedi. İsrail’in sözü darbeye ABD desteğinin sağlanması şeklinde.
İsrail’i ABD’de lobi gücü olan sıradan bir ülke olarak görmek yanıltıcı olur. İsrail ve onunla sıkı bağları olan Musevi Amerikalılar bir yönüyle ABD’nin kendisidir. Yani İsrail’in ve Musevi Amerikalıların önemli oranda darbecilerin yanında yer alması Mısır konusunda Başkan Obama’nın elini kolunu bağlamıştır.
Son olarak, birçok uzmana göre ABD’nin Mısır’a ihtiyacı Mısır’ın ABD’ye olan ihtiyacından daha fazla. Amerikalılar Afganistan ve Ortadoğu operasyonlarında Mısır hava sahasını serbestçe kullanıyorlar. Yemen’deki insansız hava saldırılarının birçoğunda Mısır hava sahasından yararlanılıyor. Aynı şekilde Süveyş Kanalı’nı en yoğun kullananların başında ABD Ordusu geliyor.
Kısacası, hiç kimse Batı’nın Müslüman Kardeşler’i yeniden iş başına getirmesini beklemiyor. Ancak görünen o ki Batı elindeki araçlar ile Mısır’da kabul edilebilir düzeyde baskıcı bir askeri rejimi dahi kısa sürede getiremeyecek.