Yıllardır İsrail, Filistin'e yönelik haksız, adaletsiz ve insancıl olmayan politikaları ile dünya kamuoyunun gündeminde.
BM'nin çağrılarını hiç umursamayan İsrail, küresel aktörler tarafından her daim desteklendi.
Hatta İsrail'in, Orta Doğu'da istediği oyunu kurdu ve oynadı.
Bu bir realite, İslam coğrafyasının kendi dertleri ile meşgul olması ve küresel sistemle olan sürecin bir parçası olduğu için, bu sorunun çözümüne pek katkı sağlayamadı.
Durum böyleyken İsrail, kışkırtmalarla ve hakaretlerle, kutsallara hep saldırdı, saldırmaya da devam ediyor.
Hele Netanyahu politikaları, iyice okun yaydan çıkmasını sağladı...
Ve Hamas kışkırtmalara cevap olarak, mukabelede bulundu.
"Yanlış mı yoksa doğru mu?" bunu sonra bolca konuşacağız ama kesin olan şu ki; Filistin halkı, göz göre göre soykırımın pençesinde...
"İsrail hazırlıksız yakalandı..." cümleleriyle kendimizi avutmuş olabiliriz! Neticede İsrail, topraklarını genişletiyor, Filistinlileri evlerinden ediyor ve istediği üzere denizlere çıkışı için, bu meydanı iyice ve sonuna kadar kullanıyor...
Hamas'ın, İsrail'in İslami kutsallara saldırması ve Filistin halkına yaptığı zulüm karşısında sessiz kalmayacağı açık idi.
Uzun zamandır bu yönde iç siyaseti de konsolide etmek için, sürekli İslam ve Filistin üzerinden ırkçı ve dini söylemler üreten Netanyahu, Hamas için de kabul edilmez olan tüm uygulamalara el attı.
ABD, İsrail istihbarat kurumları bunu nasıl göremedi?
Bu soruya gerçek cevap, zamanla netleşecek!
Gazze halkına zulmeden, su ve ilaç dahil, hiçbir insani yardıma izin vermemelerine bahane üretmek için de, bu durumu kullanan bir İsrail zihniyeti var karşımızda.
ABD tıpkı Ukrayna-Rusya savaşı sürecinde olduğu gibi, tarafını İsrail'den yana kullandı. Yani tarafsız kalmadı. Hatta 3. devletlere, "Devreye girerseniz vururuz..." diye tehdit etti.
Peki süreç bizi nereye götürür?
Kaos ve savaşa...
Denizlere, kanallara ve su kaynaklarına iyi bakıldığında, gelişmeleri aşağı yukarı görebiliriz.
Netanyahu'nun isteyerek İsrail'in karizmasının çizilmesine izin verdiği görüşünde değilim. Ama Netanyahu'nun karakteristik yapısı ve politikalarını az çok bilen, böyle bir saldırıda ne yapacağını, az-çok kestirmiş olmalıydı.
Yani İsrail kışkırtmalarına, Hamas'ın saldırı cevabı, şimdi kimin lehinde gelişmelere fırsat olduğunu maalesef üzülerek seyrediyoruz.
Maalesef lokal savaşların seyri ve yerleri değişken olsa da, paylaşım hırsı bitmeden savaşlar sürecinin noktalanacağından bahsedemiyoruz.
Şimdi arabulucu, aklıselim duruşa ve savaşların bir an önce bitmesine öncülük etme zamanıdır. Türkiye buna talip ve inşallah gayretleri sonuç verir.