İsrail, aşırı sağa mı kalacak? Bu önemli soru, Ortadoğu'nun geleceği ile çok yakından ilgili. Aşırı sağı temsil edenlerin büyük çoğunluğu, 'yerleşimci' olarak İsrail'e devşirilen ve devşirilmekte olan kesim... Ne var ki İsrail'in aralıksız devam ettirdiği saldırganlık ülkedeki liberalleri ve bu katliamlara sessiz kalmayan Yahudileri de hedef haline getirdi.
İsrail hakkında son veriler bunu gösteriyor; 7 Ekim 2023'ten bu yana, 500 binden fazla İsrail vatandaşının ülkeyi terkettiği, sermayedarların sermayelerini güvensizlik sebebiyle ülke dışına aktardıkları, ekonominin ciddi sıkınıtlar içinde olduğu, hem siyasetin, hem de sokak hareketlerinin aşırı sağcı ve silahlandırılmış gruplara kaldığı gerçeğiyle yüz yüzeyiz... Netanyahu'nun yaslandığı oy potansiyeli de tam bu profil...
Bu aşırı sağcılık durumunu, İsrail'in gözaltına aldığı Gazzelileri alıkoyduğu Sde Teiman askeri üssündeki olaylarda da açıkça gördük... Gazzeli esirlere cinsel istismar ve ağır işkenceler yaptıkları gerekçesiyle, 9 askeri gardiyan soruşturmaya tabi tutulmak için gözaltına alınınca olanlar oldu... 100 kişinin üzerinde olduğu bildirilen asabi ve elleri sopalı bir grup sağcı, tecavüzcü gardiyanların sorgulandığı Beit Lid askeri üssünü bastı... Yanlarında bir milletvekiliyle birlikte barikatı aşarak üsse girmek istediler, giremeyince sopalarla, demirlerle, üssün kapısını yumrukladılar.
Bu arada şu sloganları atıyorlardı: "Onlar birer kahraman', "onlar teröristleri cezalandıran kişiler', "onlarla iftihar ediyoruz'...
Sosyal medyada bu galeyanı gördüğümde kanım dondu... Kızgın demirlerle, kalaslarla tecavüz ettikleri mahkumlar... Azgın köpeklere parçalatılan esirler... Ağır demir kelepçeleri çözülmeden yerde yatırılan adamlar... Aç, susuz, konuşmaları, namaz kılmaları, dua okumaları bile yasak... Çocuk mahkularla yaşlı mahkumları, karanlık bir depoda tutuyorlarmış... Mahkumların gözleri ise sımsıkı bağlı... Kimse nerede olduğunu dahi bilmiyor...
Tüm bunları Avukat Halid Mahacne'nin, El Arab TV'nin savaş muhabirlerinden Muhammed Arab isimli bir gazetecinin davasını almasından sonra öğrendik. Muhammed gazeteci olduğu halde, Gazze'de gözaltına alınıp Sde Teiman askeri üssüne götürülmüştü. Aylar sonra müvekkiliyle görüşme şansı yakalayan AvukaT Halid; 'buradaki durum, Ebu Gureyb Hapisanesinden daha beter, mahkûmlar korkunç bir durumdalar, insanlıklarını adeta unutturmuşlar' diyor. 4000 kişiden fazla mahkûmun – hepsi de Filistinli- gözleri bağlı, elleri ve ayakları zincirlenmiş halde 18 saat boyunca yerde oturtulduğu, sistematik işkenceye tabi tutulduğuna da dikkat çekmiş...
Avukat Halid'in basın açıklamlarından sonra Amerikan gazetelerinde çıkan yorumlar ve soru işaretleri üzerine, Netanyahu ve ekibi, yitirdikleri uluslararası desteği, belki yeniden buluruz umuduyla, göstermelik de olsa, mahkûmlara kötü davranan işkencecileri yargılama (aslında soruşturma) kararı aldı...
Fakat, İsrail sağı, buna bile izin vermek istemiyor...
Öte yandan zulmü ne kadar büyük olursa olsun İsrail'in bu kavgayı kazanamadığı da ortadadır. Zaten Ortadoğu'ya sonradan ve zorla raptedilmeye çalışılan İsrail, her türlü korumaya ve desteğe mazhar olduğu halde, siyonizmi, Orta Doğu'ya asla kabul ettiremedi.
Son olaylardan yani 7 Ekim'den bu yana Gazze'de imza attığı vahşet ve soykırımla da zaten dünyadan soyutlandı... Buna İsrail'in ve siyonizimin çöküşü diyebiliriz...
Evet Netanyahu, ABD Kongresi'nde ayakta alkışlanmıştı... Fakat Kongre'nin yarısının, salona gelmediği bilgisiyle baktığınızda, alkışlayan kesimin, sayı olarak İsrail'deki aşırı sağcı yerleşimcilerin paralelinde olduğunu fark ediyorsunuz...
İsrail'in resmi görüşü olan siyonizm ve gündelik hayattaki Yahudilik algısı ne yazık ki, Yahudi olmayanları insan yerine koymayan bir bakışı adeta zorunlu kılıyor. Asıl mesele, sayılarla, istatistiklerle ilgili değil... Bu bakış açısı siyasal ve dini açıdan bu şekilde devam ettiği sürece, bu zulümler, bu cinayetler, bu soykırımlar, işkenceler, tecavüzler de hep olacak ne yazık ki...
Çünkü insana saygı konusunda herhangi bir değerleri yok...
İnsanlık cephesi arttıkça, İsrail çöküyor...