Dün, Mavi Marmara Davası’nın görüldüğü İstanbul Çağlayan’daki adliyenin önünde yeni bir Türkiye’yi karşıladık.
Hoş geldi, sefa getirdi.
Yakın geçmişte, Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimizin başına bomba yağdıran İsrailli savaş pilotları Türkiye semalarında idman yapıyorlardı.
Türkiye-İsrail hava ve deniz kuvvetleri her sene müşterek askeri tatbikatlarla hemhal oluyor, İsrailli komandolar Bolu Dağı’nda cirit atıyorlardı.
Milli İstihbarat Teşkilatı, İsrail muhaberatının şubesi gibi çalışıyordu.
“Kahrolsun İsrail” diye bağırdığımızda bunu üzerine alınan bir devlet vardı.
Adı üstünde: Türkiye-İsrail.
Etle tırnak gibi.
Elmanın iki yarısı gibi.
Bir bütün gibi.
Utançtan yerin dibine batırıyordu bizi bu hal.
Yüce Allah’a şükürler olsun ki geçmişte kaldı o Türkiye.
İsrail’le içli dışlı Türkiye’den, mahkemesinde İsrail’i yargılayan bir Türkiye’ye geldik.
Kutlu olsun.
Muhacerette bir Suriye hükümeti
Temsil kabiliyeti kişiye göre değişen ve bazılarında belki de hiç olmayan yüzlerce Suriyeli rejim muhalifi, Katar’ın başkenti Doha’da, Suriye Ulusal Konseyi platformunu genişletmek ve mümkünse muhacerette bir Suriye hükümeti kurmak için toplanmış bulunuyor.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın “Konsey’i beğenmiyoruz, revizyon gerek” diye özetleyebileceğimiz malum açıklaması bu toplantının üzerine emperyalizmin gölgesini düşürdü, fakat konsey temsilcileri toplantı kararının çok önceden alındığına dikkat çekerek kesinlikle yerli bir inisiyatifin söz konusu olduğunu söylüyorlar. (Türkiye’nin etkisi yerliliğe dahildir).
Öyle veya böyle...
Yeni yapı şu şekilde olur veya bu şekilde...
Doha’da ilan edilmesi beklenen yeni konsey yönetimi veya muhaceret hükümeti daha ziyade beriki cenahı temsil eder veya öteki cenahı...
Çok mühim değil.
Devrim tabandan geliyor ve sahada yapılıyor.
Taban İslami hareketlere mütemayil ve sahada İslami hareketlerin ağırlığı var.
Doha’da yahut Suriye’nin dışındaki başka bir yerde oluşturulacak olan hükümet, Beşşar Esed’in devrilmesinden hemen sonra Şam’a yerleşip geçiş dönemine vaziyet edebilir (ve kargaşanın önüne geçmek için bu herhalde iyi olur), fakat böyle bir hükümetin emperyalistler adına milletin ensesinde boza pişirmesi mümkün görünmüyor.
Bence öyle bir endişeye mahal yok.
Esed’i devirmeye muvaffak olan Suriye halkı, kendisine istemediği bir şeyi dayatmaya kalkışan yeni bir diktatörlüğün oluşmasına izin vermez.
Sonuçta sandığa gidilir.
Sandıktan Suriye halkına benzeyen bir hükümet çıkar ve Suriye halkı güzeldir.
Son söz:
Geçiş döneminde gelip geçen menfi isimleri kafanıza fazla takmayın; Mısır’da Hüsnü Mübarek’ten Muhammed Mursi’ye uzanan süreçte kimlerin gelip geçtiğini kaç kişi hatırlıyor?