Trump ile ilgili iyimser beklenti içine girenler ne kadar çok yanıldı! En fazla da Ortadoğu ve Filistin'le ilgili olanlar. Şimdi İsrail tam gaz Siyonist projelerine devam ediyor. Ateşkesi destekledi, ama arkasından da hemen Filistin'in Filistinlilerden arınmasını gündeme getiriyor. Filistinliler Ürdün, Mısır, Fas, Somali gibi ülkelere gitsin diyor. Çünkü Trump, öteden beri Filistin topraklarını Yahudilere ait görüyor. Onların eski yeri diyor. Siyonizm'e kökten bağlanan bir görüşe sahip. Siyonizm'in vaat edilmiş topraklar mitolojisine Trump da inanıyor
İsrail, savaşla yaşayan bir devlet. Savaşla besleniyor. Bu nedenle ateşkesin ertesi günü yine Batı Şeria'da katletmeye ve yıkmaya devam etti. Şimdi Gazze'de yapıyor, Lübnan'da yapıyor. Esir takasları yapılırken, Filistinli öldürüyor. Silahla, savaşla ve katliamla hareket etmeye devam ediyor. Başka biçimde yaşayamayacağını biliyor! İsrail savaşmadan yaşayamaz. Son bir çıkış daha yaptı. Netanyahu, Dürziler üzerinde himaye hakkı iddiasında bulundu. Dürzilere yönelik bir müdahaleye tahammül edemeyeceklerini belirtti. Hatta yeni rejim güçlerinin Kuneytra, Dera ve Süveyda şehirlerinden tamamen çekilmesini talep etti. 1974 yılında askerden arınmış Golan Tepelerine yeniden operasyonlar yaptı. İsrail, Suriye'de henüz devlet kurulurken en zayıf anında saldırıda bulunuyor. Gazze'de durmayan Siyonizm Suriye'ye sıçrıyor. Açıktan açığa Suriye topraklarındaki bir topluluğu yönetme iddialarında bulunuyor. İsrail durdurulmadıkça savaş ve işgalleri devam edecek. Bu konuda güçten başka hiçbir şeyi tanımayacak. Ne BM kararlarını, ne Uluslararası Adalet Divanı'nı ve ne de onlarca devletlerin kınamalarını.
Savaşla yaşayan devlete her zaman savaşacak coğrafya ve halk lazım. Filistinlilerin hepsi yurtlarından gitse de bu yine devam edecek. İsrail bu defa Suriye topraklarını işgal edecek. Netanyahu'nun yaptığı açıklamalar bunu açıkça ortaya koyuyor. Trump ve Netanyahu, İsrail taleplerine göre Ortadoğu'da yeni bir düzen istiyor. Bölgedeki devletler de Filistin'e karşı katliam ve sürgün projelerinin uygulanmasına ses çıkarmamakla kendilerini güvene aldıklarını düşünüyorlar. Oysa İsrail yerinde durmayacak. İşgal ve savaş alanını genişletecek. Bu nedenle de Irak, Lübnan, Ürdün ve Suriye ilk hedefler arasında yer alıyor. Şu an en kırılgan olan Suriye'ye sarkıyor. Ortadoğu'da Netanyahu'nun bahsettiği düzen, önce örtük işgal ve sonra da Siyonist çizmeleriyle topraklara basarak geçecek. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Nasıl kurulduysa öyle yaşayacak. Eşkıya ve çetelikle kurulan düzen, yine eşkıyalık ve çetelik yaparak hayatına devam edecek. İsrail'in siyasal ruhu budur.
Savaşmadan yaşayamayan bu devlete kim barışı dayatacak? Ortadoğu'da terör ve isyanları tetikleyen, radikalizmi motive eden bu Siyonist eylemlere "artık yeter" kim diyecek?
Bu siyaseti ve barbarlığı kim durduracak?
Mesele budur. Bunu Tump'tan beklemek hayal. Ne Rusya ne de Çin bunu yapar. Çünkü bunlar Ortadoğu ülkeleri değiller. İslam toplumlarının liderliğini ve siyasetlerini de temsil etmiyorlar. Onlar için Filistin'in veya Kudüs'ün bir anlamı da yok.
Ortadoğu devletlerinin en büyük meselesi, her zaman savaşarak varlığını sürdüren İsrail'dir. Buna karşı tek bir devletin direnebilmesinin imkânı yok. Bu nedenle bütün Ortadoğu ülkeleri, İsrail'in Ortadoğu düzeninin gelmesini beklemeden ortak barış iradesini göstermeliler. Ortadoğu Barış Paktı projesi hemen oluşmalı. Bunun için büyük füzelere ve silahlara da gerek yok. İsrail'in saldırganlığı karşısında sadece ekonomi alanında tek bir yaptırım uygulamaları yeter. Bunu ya şimdi yaparak Ortadoğu'nun yeni düzenini kurarlar ya da İsrail yeni Ortadoğu düzenini kuracak. İşte o zaman ne paralar işe yarayacak ne de ABD ile dostlukta yarışmalar.