İsrail'in bu mübarek ayda Mescid-i Aksa'da Müslümanlara yönelik saldırıları, yeniden İsrail'in İslam ve Türk coğrafyasındaki çalışmalarına dikkatimi çekmiş oldu.
Türkiye ile Türkistan coğrafyası arasındaki gelişmeler kimseye sır değildir. İslami değer ve yargıların her defasında hedef alındığı günleri de az görmedik. Hatta Nursultan Nazarbayev'in İslam'la ilgili "İsrail versiyonu" konuşmaları da tesadüf değildir. Buralara girmeyeceğim.
Mesele şudur. İsrail, Türkiye ile kan ve din bağı olan coğrafyalarda bayağı derinlemesine çalışmalara talip. Gözle görülür, elle tutulur operasyonlar olmasa bile, alt yapısına bakıldığında bir çoğu niyetin ortaya çıktığını görebiliyoruz.
İran üzerine tasarlanmış İsrail niyetinin, Azerbaycan üzerinden hayal edilen planlamaları da göz ardı edemeyiz. Tabii bu coğrafyadaki ülkelerin denge politikaları ile yürümesi doğaldır. Çünkü her taraf güçlü ve sinsi bakışlarla doludur. Lakin toplumun nasıl inşa sürecine tabii tutulduğunu görmezden gelmememiz, gelecek inşasındaki tehlikeleri görmezden gelmemize beraberdir.
İsrail'in özellikle Kuzey İran yönetimi ile işbirliği yapan gruplarla Orta Asya coğrafyasında iş tuttuğu konuşulan konulardandır.
Türkçü gruplar üzerinden İslam karşıtı söylem ve eylemlerin de arka planı bu bakış açısı ile irdelenmelidir. Turan ülküsü ve bu ülkü ile yol yürüyenlerin bir çoğunda Orta Asya ve Kafkasya bağlantılı bakıldığında İslam karşıtı söylemler ve sessizce bu fikriyata karşı duruş seyretmek zor değildir.
"İslam'dan arındırılmış Turan ülküsü fikriyatı kimden ve ne zaman çıktı" sorusu esasında bize çoğu niyetlerin anahtarını teslim ediyor.
Mescid-i Aksa ve Filistin konusuna, sadece "Arapların işidir" bakış açısının Türkistan coğrafyasında yer bulması tabiki işin vahim tarafıdır. Oysa Türkistan demek İslam'ın ana damarlarından biri demektir. Evet, meselede de budur. İsrail kendince Filistin-Kudüs konusuna baskı yaptıkça "derdim İslam'la değil" mesajını hem Arap dünyasındaki bazı kukla yönetimlerle kurduğu işbirliği, hem de Türkistan, Orta Asya ve Kafkasya'daki bağlantılarla kamufle ettiğini görmek zor olmamalı.
"Yurtdışından yayın yapan bazı muhalif televizyon kanallara bakıyoruz" konusu, Azerbaycan'da sözde "İran karşıtı" gözüküp ama İslam üzerinden Türkiye'nin Başkan Erdoğan'ın hedef alındığı söylemleri de ne arşivler, ne de hafızamız unutmadı.
Filistin konusunda, hep İsrail yanında yer alan bu zihniyetin nasıl beslendiğine bakmamız gerekiyor. Konuşurken bize ne Filistin'den argümanı devrede. Lakin başka konularda örneğin; Karabağ'ın işgali, Türkistan'daki Çin zulmü gibi konularda aslan kesilenlerin bu konuya neden mesafe koyduklarına cevaplar gerçek niyetleri ortaya çıkarıyor. İsrail kendince doğru hamle yapıyor. İslam coğrafyasında barınmak, hayat durdukça savaşılmayacağını idrak ediyor. Bu sebeple Müslüman coğrafyada ortak bulmak ve oradan takdir toplamak iyi hamledir. Lakin bu yapılırken, Türk İslam coğrafyasının esas ana temelinin ne kadar zarara uğradığını şimdi kimse göremiyor. Temel değerlerin ezilerek yok edilme sürecinin nasıl inşa edildiğini anlamak için çok da uzağa bakmak gerekmez. İsrail'le işbirliği yapılmasına kimse karşı değildir. Lakin bu yapılırken kendine ait değerlerden vazgeçilirse, sen sen olmaktan çıkıyorsun.
İslam Alemi'nin bir bütün olmasına engel olan Suudi ve İran gibi İsrail'in de rolünü göz ardı edemeyiz. İsrail'in ırkçı ve dindar yapısı kimseyi irrite etmezken, Orta Asya'daki bazı yöneticileri İslam'a sahip çıkanlara katı dindar olarak bakması ciddi zikzaktır.
Türkiye'nin Türkistan coğrafyası ile bağlarının pekişmesinde muhakkak bu İslami değerler ana damarının doğru kurgulanması şarttır. Bağların ana temelini milli manevi damarlar oluşturmazsa, bu göstermelik ilişki ağından başka bir şey olmaz ve olamaz. Azerbaycan'ın Karabağ zaferi ve Türkiye'nin bu zaferdeki inkar edilemez rolü, yeni süreç için güzel temel oluşturacaktır. Camii ve okullara, Türkiye frekanslı hat hakim olmalı o coğrafyada. Bu tüm Türkistan coğrafyası için iyi bir numune olabilir. Aksi taktirde Vahabi, İran ve İsrail üçgeni ve artı olarak Çin ile tüm Türkistan coğrafyasında uzun süre boğuşacağız.