Bölgede "tansiyon ötesi bir gerilim ve savaşa evrilecek" durumun ortaya çıktığı açıktır. "Kimseye sır değildir," İsrail yönetiminin katliamları coğrafyayı savaş merkezine dönüştürme gayesi taşıdığını net görüyoruz. Netanyahu ve ekibi Amerikan seçimleri bitene kadar mevkilerini korumaya gayret ediyor. "Savaşı tüm Orta Doğu'ya yayması," yeni yüzyıla belirgin sınırlara ulaşarak girmenin peşinde. Suriye, Libya, Irak, Türkiye, İran topraklarına gözünü diktiğini bilmeyen kalmadı. Akdeniz'e hâkim olmak, Kıbrıs'ı ve açıklarını ele geçirme planları içindeki İsrail, bölgenin geleceğini tehdit altına almaktadır. Eğer ki, durdurulamazsa "İsrail işgali sadece Filistin toprakları ile sınırlı kalmayacaktır."
Başkan Erdoğan'ın "açıktan Karabağ'a, Libya'ya girdiğimiz gibi İsrail'e de gireriz" beyanına gelince, bazıları bu konuda "bayağı rahatsız" olmuş. İsrail konusu "turnusol kâğıdı gibi" herkesi ve her niyeti meydana çıkarıyor. Azerbaycan başkanı İlham Aliyev her zaman şunu söylemektedir: "Türkiye'nin olmadığı yerde Azerbaycan, Azerbaycan'ın olmadığı yerde Türkiye vardır." Yani diyor ki, "Biz biriz"! Dolayısıyla, "Başkan Erdoğan 'Karabağ'a girdiğimiz gibi gireriz' beyanı da İlham Aliyev'in beyanlarının mantıken devamıdır." Ayrıca Karabağ'ın işgalden kurtuluşunda "Türk İHA'larının rolü," Erdoğan'ın "nasıl girdik" derken neye işaret ettiğinin teyididir. Ama görüyoruz ki, "İsrail-perestler almış bu cümleyi fitne üretmek için enine boyuna kullanmakta." İsrail konusu "turnusol kâğıdı gibi karşımızda." Herkesi, her niyeti gözükür kıldı.
Osmanlı Devleti'nin çöküşü sonrası Türkiye'yi çevreleyen sonradan kurulan devletlerin misyonunu doğru analiz etmeliyiz. Yunanistan, Ermenistan ve İsrail konusuna bir de bu gözle bakmalıyız. İsrail, "ABD/İngiltere ittifakının bölgenin geleceğine mayın olarak yerleştirdiği, gerektiğinde patlayacak silahıdır." Şimdi küresel savaş öncesi İsrail'in bölgesel katliamları ve sınırlarını genişletme gayesi tesadüf değildir. Amerikan Kongresi'nde Netanyahu'nun katliamlarına "dur denilmesi kalsın bir tarafa, ayakta alkışlaması," İsrail soykırımının genişleyeceğine dair bize ipucu vermektedir. Kısacası, "İsrail'e görevini tamamlayana kadar açıktan destek verileceği" şüphesizdir. Dünya yeni sisteme geçerken, "İsrail'in daha fazla toprakları işgal etme hedeflerine sadece karşı koyan Türkiye vardır." Ve bu karşı koyma, bölgenin diğer ulus devletlerinin de korunmasına hizmet eden karşı koymadır. İsrailli bakanların, onlara destek veren medyanın, dünyadaki etki ajanlarının "küstah Türkiye ve Erdoğan paylaşımlarına, yazılara ve algıya" bir de bu gözle bakalım.