Mavi Marmara ile başlayan kopuş giderildi. Amerika bunu istiyordu, Obama, Biden, Kerry iki tarafa çok telkinlerde bulundu. Netanyahu’ya özür diletildi, anlaşıldığı kadarıyla Türkiye’ye de “Bakın bu işler iyi gitmiyor” denildi, Türkiye de Yahudi lobisinin aleyhteki marifetlerini, bunun getirdiği uluslararası daralmayı, Ortadoğu’daki daralmayı gördü, gizli görüşmeler... Görüşmeler sonunda işte şimdiki anlaşmaya gelindi.
İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un haber sitesi Ynetnews anlaşmanın sekiz temel unsurunu şöyle sıralıyor:
1- İsrail ile Türkiye tam diplomatik ilişkileri ve normal ilişkileri yeniden tesis edecek, buna karşılıklı büyükelçilerin yeniden gönderilmesi ve devlet ziyaretleri dahil. İki taraf, NATO ve BM gibi uluslararası platformlarda birbirlerinin çıkarlarına zararlı addedilen
şekilde hareket etmekten geri durmayı taahhüt edecek.
2- Türkiye Gazze ablukasının kalkması taleplerini geri çekecek. Karşılığında İsrail Türkiye’nin Gazze’ye yardımlarının İsrail tarafından denetlenmesinin ardından Aşdod limanı üzerinden Gazze’ye ulaşmasına izin verme sözü verecek. İsrail Türkiye’nin Gazze’de hastane, elektrik santralı ve su arıtma tesisi inşa etmesine de izin verecek.
3- İsrail Türkiye’deki bir insani yardım fonuna yaklaşık 21 milyon dolar transfer edecek, bu para Mavi Marmara’da öldürülen 9 Türkiye vatandaşı ile yaralananların ailelerine aktarılacak.
4- Türkiye bir yasa çıkararak Mavi Marmara ile ilgili İsrailli askerlere açılmış tüm davaları iptal edecek.
5- Türkiye Hamas’ın ülkeyi İsrail’e karşı faaliyetleri için bir üs olarak kullanmasını engelleyecek. Bunun karşılığında İsrail Türkiye’deki Hamas’ın komuta merkezinin kapatılması talebini geri çekti. 2014’te İsrailli gençleri kaçırılıp öldürülmesinden sorumlu olan Hamas’ın üst düzey üyesi Salah Aruri Türkiye’den gönderilmişti. Türk yetkililer geri gelmesine izin verilmeyeceğini vaat etti.
6- İki ülke askeri işbirliği ve istihbarat paylaşımını yeniden başlatacak.
7- İsrail’in doğalgazının çıkarılması ve dağıtılmasına imkân verebilecek bir boru hattı kurulmasıyla ilgili iki ülke görüşmelere başlayacak.
8- Anlaşmada Gazze’de 2014’ten beri kayıp olan İsrailli sivil Avera Mengiustu ve operasyonda öldürülen askerler Oron Shaul ve Hadar Goldin’in naaşlarının iadesine dair madde içermiyor. Ama Türk hükümeti Hamas’la görüşerek iadelerini sağlamayı vaat etti. İsrail anlaşmayla ilgili Rusya, Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı bilgilendirdi ve bu ülkelerle ilişkisi pahasına hiçbir harekette bulunmayacağı mesajını iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gerek Hamas lideri Halit Meşal’e Ankara’da yüz yüze, gerekse Filistin Devlet başkanı Mahmut Abbas’ı telefonla arayarak anlaşmayı bildirdi. Onların “Türkiye’nin yapabileceğini yaptığı” kanaatinde oldukları tahmin edilebilir.
Mavi Marmara söz konusu olduğunda konunun merkezinde İHH’nın bulunduğu biliniyor. Peki İHH nasıl karşıladı
anlaşmayı?
Orada kuşku var, 13 madde halinde ilan edilen tepki var. “Ablukanın kaldırılması” yerine “Ambargonun hafifletilmesi” ile iktifa edilmesi kabul edilemez bulunuyor, üstelik “Aşdod Limanı üzerine kurgulanacak bir anlaşma ablukanın yumuşamasını değil aksine resmi olarak tanınmasını sağlayacaktır” deniyor, bir. “Yürütülen görüşmelerde Mavi Marmara davalarının telaffuz bile edilmemesi görüşündeyiz. Davaların düşürülmesi anlaşmanın gizli veya açık hiçbir şekilde parçası olmamalıdır” deniyor, iki. Ve İHH’nın meseleye asıl yaklaşımı:
“Gazze’deki insani yardım sorunu, sıkıntının sadece bir kısmıdır. Gazze’deki sorun temel olarak özgürlük odaklıdır. Gazze halkı da herkes gibi seyahat etme ve ticaret yapma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Bu konuların gündeme alınması gerekmektedir.”
Yani ne oldu?
Mavi Marmara’nın gidişi bir “sivil güç kullanımı” idi. Arkasına “devlet desteği” de geldi. Ama askeri karşılık gördü, şehitler verildi. Türkiye Filistin için gerçekten büyük gayret gösterdi. Davos apayrı bir çıkıştı. Ama güç kullanımı, askeri boyuttan öte diplomatik güçle de karşılaştı ve bugünkü reel-politik noktasına gelindi. Böyle durumlarda ne denir? Hayırlısı!