Bütün dünya ateşkes ve barış için seferber oldu. Trump da Gazze sahillerinde Las Vegas kurma hayalleri kuruyordu. İsrail, yine bildiğini okumaya devam etti. Gazze'yi yeniden bombaladı. Ne hayaller kaldı, ne de ateşkes. Barış çabalarını darmadağın etti. Bunu da Müslümanlar için mübarek olan ramazanın ortasında yüzlerce insanı katlederek ortaya koydu.
İsrail, ramazanı da bombaladı, sahuru da. Bombalama ve katletmede hiçbir kutsal gün ya da ay tanımıyor. Hatta özellikle kutsal günlerde ve kutsal mekânlarda katlediyor. İnsanı kutsal gününde yok ediyor. Böylece sadece bedeni yok etmiyor, sadece fiziki acı vermiyor. Bedeni ayakta tutan ruhu da acıtıyor. Bedeninin yaşamasına umut veren, direnç sağlayan özü de katlediyor. Siyonizm, beden ve bedeni tutan ramazanın ruhunu beraber katlederek zevkleniyor.
ABD'ye danışılarak barışa giden yol bombalanıyor. ABD temsilcisi "kıyamet kopacak" diyor! Bunu zevkle söylüyor. Kendi kıyametleri ne zaman kopacak acaba? Başkaları için kıyamet senaryoları uygulayanları da elbette bir gün kıyamet yakalayacak! Nice toplumların helakinden bahseder kitabımız. Onların kibirli, egemen, yenilmez ve kudretli burunlarının nasıl sürtüldüğünü anlatır. İsrail'in ataları nice helakler yaşadı. Nice sürgünler yaşadı. Nice zulümler yaşadı. Nice zilletler yaşadı. Hiç mi ders almazlar? Nasıl bir ruh bu? Hiç mi ibret almazlar? Hiç mi düşünmezler? Toplumların da küçük kıyametleri var. İsrail de bunu yaşayacak. Onun zamanını bilmeyiz, ama olacağına iman ediyoruz. Kimin eliyle olacağına da karar veren O'dur. Müslüman eliyle mi, kâfir eliyle mi yoksa doğrudan Allah'ın eliyle mi olacak?
Netanyahu, katil şebekeleriyle kan içmeden yerinde duramıyor. Savaşla kurulanın, savaşla ayakta kalacağını biliyor. Bunu da en şedit biçimde yapıyor. Katlederek yaşıyor, yıkarak ayakta kalıyor, kan içerek zevkleniyor. Bütün Yahudi arzusunu öldürmeye, katletmeye ve yok etmeye akıtıyor. Yahudilerin dünya kudretini, paralarını ve ezilmişlik isyanlarını Gazze'ye bomba olarak yağdırıyor.
Gazze, tamamen Filistin'e mezar yapılıyor. Ölü kent olsun isteniyor. Ölü kentin üstüne, kemiklerin üstüne ve mezarların üstüne kendi hedonist kentini kurmanın peşinde. Trump, Las Vegas gibi zevk kentini Gazze sahillerinde inşa etmenin hayalindeyken, Netanyahu daha yıkıcı bir proje peşinde. Yıkıcılığın ötesinde arsız ve utanmaz barbarlık projesi. Önce Gazze'yi tamamen yıkmak, insanları öldürmek, et ve kemikten ateş dumanlarının yükseldiği harabe kentle gurur duymak. Nemrutça zevklenmek. Eseriyle sarhoş olup kendinden geçmek. Sonra da bu ölü kent üzerine Siyonist yaşamı kurmak. Ne kadar çok Roma komutanına benziyor! Hz. Süleyman mabedini dümdüz ederek üzerine Roma mabetleri ve yaşamını kuran komutana. Sanki tarih yeniden yaşanıyor. Yahudilere yapılanların öcünü daha berbat bir şekilde almak üzere kin kusuluyor. Tarihsel kinin bilinçaltı patlamaları yaşanıyor. Sanki insanlar hiç değişmemiş, zaman hiç değişmemiş gibi. Ecdat ve ata tapıcılığı devam ediyor. Medeniliğe hiç adım atılmamış. Modern maskelerle gizlenen barbarlık, bu kez Siyonizm'le en pervasız biçimiyle devam ediyor.
İsrail, çete ve eşkıya gruplarıyla kuruldu. Devlet eşkıyalığı, haydutluğu ve barbarlığı orduyla, teknolojiyle ve siyasetle yapıyor. En temel siyaseti her zaman işgal ve katliam. Bu iki şeyle besleniyor. Hiçbir zaman da durmuyor. Kitabında barış yok! Hiçbir zaman da olmayacak. Her zaman saldıracak, bombalayacak, katledecek.
İsrail, durmaz; ancak durdurulur. Bunu kim yapacak? Ortadoğu'da merkezileşen kolektif siyasi otorite! Ortadoğu Devletler Birliği zamanı gelmiştir (Karakoç buna Dicle ve Fırat medeniyeti diyordu). Bunun çekirdeği Türkiye, Suriye ve Irak ile atılır. Türkiye, kurucu liderdir!