Ünlü bir söz vardır "Futbol sadece futbol değildir." diye. Futbolun sadece futbol olmadığı bir zaman dilimine daha hızla yaklaşırken bu sözün gerçekliği test edilmeye başlandı bile. Önemli olan ise bu gerçeğin özellikle İslamofobi'nin kırılıp kırılamayacağı konusunda ne kadar kullanılabileceği.
Katar'da önümüzdeki aylarda yapılacak olan Dünya Futbol Şampiyonası öncesi "futbolun sadece futbol olmadığı" gerçeği bir kez daha kendini göstermeye başladı. Fransa'da yayımlanan Le Canard Enchaine adlı gazetedeki karikatürde, Katar milli futbol takımı formaları giyen, ellerinde pala, silah ve roketatar taşıyan 7 sakallı kişi futbol oynarken tasvir ediliyor. Karikatürize edilenlerden biri patlayıcı bağlı kemer takarken, beşinin mavi cübbe ve ikisinin siyah gömlek giydiği, kar maskesi taktığı görülüyor.
Bu karikatür öncesinde ise Dünya Kupası'nın ev sahibi Katar, "LGBT propagandasına mahal vermeyeceğini" açıklamıştı. Katar, bu açıklamanın ardından LGBT yanlısı lobilerin hedef tahtası haline geldi.
Katar'ın LGBT açıklaması sonrası Batılı medya kuruluşları ülkede yabancı işçilerin haklarına riayet edilmediğini "keşfediverdi" aniden. Guardian, ülkede 6 bin 500 göçmen işçinin öldüğünü yazdı. Ancak bunun pandemi dahil 10 yıllık süreyi kapsadığı anlaşıldı.
Avustralyalı futbolcular "LGBT'yi Katar'da kalıcı miras yapma" sözü verdi!
Almanya Dışişleri Bakanı Feaser, turnuvanın Katar'da yapılmasını eleştirdi!
Bütün bunlar Batılıların futbolu kendi amaçları doğrultusunda nasıl kullandığının bir göstergesi. Batı bunu mütemadiyen yapıyor.
Her fırsatta İslamofobi'yi körükleyecek yayınlar ve açıklamalar yapmaktan çekinmiyorlar.
Peki, İslam dünyası olarak biz ne yapıyoruz?
Futbolu İslamofobi'nin bir aracı olarak kullanan Batı karşısında İslam dünyasının bir çalışması var mı?
İyice irdelesek de derinlemesine bir çalışmanın olduğuna şahit olmuş değiliz.
Oysa Katar'da yapılacak dünya şampiyonası bu noktada bize bulunmaz bir fırsat sunuyor.
Batı'nın futbolu İslamofobi'nin yayılmasında bir araç olarak kullandığı kadar biz de onu İslam'ın aydınlık yüzünü göstermek için kullanmalıyız.
İşte bu noktada İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu süreci kendine vazife edip çalışmalar yapsa, etkinlikler düzenlese bu fırsat tam yerinde, dünyanın görebileceği şekilde kullanılmış olur.
İİT, bünyesinde bulunan bütün kurum ve kuruluşlarla Katar'da yapılacak futbol şampiyonasında yer almış olsa ne güzel olur.
Direktörlüğünü Türkiye'nin yaptığı, temel görevleri arasında: "İslamiyet ve İslam medeniyeti hakkındaki önyargıları ortadan kaldırmak, bu dini ve medeniyeti doğru bir şekilde yansıtmak, dünya medeniyeti içindeki yerlerini ve rollerini ortaya koymak, Müslümanlar ile dünyadaki diğer toplumlar arasında karşılıklı anlayışı güçlendirmek amacıyla tüm dünyada ilgili taraflar arasında işbirliğine zemin hazırlamak" da bulunan İRCICA (İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi) olarak biz de bu turnuvaya iştirak edebilir, yapacağımız çalışmalarla bu fırsatı İslam ve Müslümanlar lehine değerlendirebiliriz.
Turnuva süresince yapılacak reklam, yayın, söyleşi, sanatsal ve kültürel etkinliklerle; İslam'ın aydınlık yüzünün, futbol maçlarını izlemeye gelecek milyonlarca insana, televizyonları başında ya da dijital mecralar aracılığıyla ekranlardan takip edecek dünya halklarına gösterilmesinin, yıllar boyu sürecek diplomasi çalışmalarından çok daha hızlı sonuç vereceği kanaatindeyiz.
Ayrıca stadyumlara yerleştirilecek sevgi ve barış dolu mesajlarla dünyaya Müslümanların korkulacak kimseler olmadığı mesajı verilebilir.
Hızla dijital mecralarda canlı yayınlar yapılabilecek platformlar kurulsa. Cadde ve stadyum önlerinde futbolseverlerle röportajlar yapılsa, ünlü futbolcular ya da teknik ekipleriyle ayaküstü de olsa kısa süreli programlar gerçekleştirilse ve bütün bunlar İslam'ın aydınlık yüzüne dair gerçekçi mesajlar içerse...
Turnuvanın yapılacağı şehirlerde açılacak misafirhane, yemekhane gibi mekânlarda ücretsiz hizmetler verilerek insanların gönlüne de hitap edilebilir.
Hazırlanacak olan broşür ve el kitapçıklarıyla az ama öz mesajlar verip İslam'ın barış dolu evrensel mesajları dünyaya ulaştırılabilir.
Futbol maçlarının oynandığı süre içinde çirkin görüntü verilecek, sert davranışlarda bulunulacak ortamlara anında müdahale edilmeli, İslamofobi taraftarlarının eline malzeme verilmemelidir.
Batı'nın "futbolun sadece futbol olmadığı" gerçeğini kendi çıkarları için kullandığı kadar bizler de İslam'ın barış ve esenlik dini olduğunu onlara anlatmada kullanmalıyız.