Aslında bu konu üzerinde uzunca zaman çalışıldı.
İran ve Rusya özellikle bu bölgenin dini alt yapısına yönelik çalışmalar yaptı.
Osmanlı sonrası kurulan Türkiye'nin kendi coğrafyası ile irtibat kesildikten sonra, Türkistan coğrafyası dini anlamda altı boşaltılan bölgeye dönüştürmek istendi. Önemli ölçüde bu içi boşaltma konusunda başarılı oldular da!
Sovyetler Birliği çöküşü ile birlikte bu koca ve derin İslami kökleri olan ilim ve irfan sahibi Türkistan coğrafyasına, Amerikan modelli Türkiye markası olarak lanse edilen FETÖ üzerinden derin girişimler başlandı. Coğrafya insanı bu girişime sıcak baktı, çünkü marka olarak Türkiye gözüküyordu.
FETÖ'nün desteklediği birçok kişinin Amerikan ve İsrail lobisi tarafından desteklenmesi ise bize asıl meseleyi göstermektedir.
Orta Asya ve Kafkasya'daki İsrail gücünü irdelerken şunları gözle görünür verilerle ayırt edebiliriz.
İslam karşıtı söylemlerin üretilmesi ile İsrail hayranlığı söylemleri, aynı dil ve vitrindeki isimler tarafından yüksekten kullanılmaktadır.
"İslamsız Türk" teması için hatta o kadar heves artmış ki, coğrafya ile "Yahudi kardeşliği" sloganları, Türk Devletlerinin eski tarihi ile birlikte savunulmaktadır.
Kafkasya ve Orta Asya'da tıpkı Türkiye'de bazıları tarafından seslendirilen "Arap düşmanlığı" mantalitesi veya kurgusu, bu aralar modaya dönüştü.
Düne kadar haritada yerini bilmeyenler, şimdi Orta Doğu ve Arap, İslam coğrafyası uzmanı olarak saldırıya geçmiş durumda.
Filistin meselesi ile birlikte İslam düşmanlığı, İsrail hayranlığı konulu söylemlerin özellikle Orta Asya ve Kafkasya'da ortaya çıkması, sıradan değil ve tesadüf hiç değildir.
Tabii mesela Azerbaycan kamuoyunda aşırı İsrail desteği altında yatan nedenlerin başında "İran ve Ermenistan" konusunun geldiği açıktır.
Lakin ilginç olan şey şu ki, bunun böyle argümanlarla işletilmesi meselesi bilinçli strateji olarak anlaşılıyor.
Şimdi coğrafya derinden istila edilmiş ve paranın, siyasi gücün ve medyanın bu istilanın esas silahı olduğunu da Filistin süreci ile birlikte net olarak anlatmış olduk.
Peki "Türk dünyası" ve yahut "Turan" anlayışı, İslamsız nasıl bir felaketle karşı karşıya kalır?
İran ve Suudi Arabistan bu coğrafyada rekabet ediyorlar. Bu mücadele başka bir uydurulmuş fikriyatın meydana çıkmasına yardım ediyor. İşte İsrail tam da bu fikriyatı besliyor.
İslamsız Türklük; budur İsrail ve küresel sistemin son dönemlerde kullandığı retorik! Ve ilginç olanı bu retoriği yabancılar değil, coğrafyadaki "sözde" yazar, çizer, aydın kullanıyor.
Yani işler derinden inşa ediliyor.
Bu durumda sosyolojik olarak olanları doğru okumalı ve nihai sonuçları doğru analiz etmeliyiz.
Derin İslam medeniyeti bakiyesi olan Kafkasya, Orta Asya ve tümüyle Türkistan için telaşlanmalıyız!
FETÖ kadar yeni tehlikeli eğilimlere karşı Türk Devletlerinin ortak akıl üretmesi elzemdir.
Türkiye'nin bu hususta yapması gerekenlerin olduğu açıktır ve hayatidir.