Uzun zamandan beri Azerbaycan’ın işgal edilmiş Karabağ topraklarının, Ermenistan üzerinden terörist yuvasına dönüştürülmesine dair iddialar gündemde vardı. Lakin son zamanlar, özellikle Rusya frekanslı medya kurumlarından ciddi verilerle, bu konunun yeniden devreye girmesi tesadüf durum olarak okunmamalı. Yukarı Karabağ’a, “Suriye ve Irak’tan PKK-PYD teröristlerinin getirilmesi” konulu haberler, hele şimdiki dönemde derinden ciddiye alınması gereken durumdur. Basına yansıyan bu haberleri irdelerken, karşımıza çıkan Rusya ve İran destekli tabloyu iyice analiz etmemiz lazım.
Son zamanlar Rusya’nın Suriye’de denkleme, PYD gibi terör logosunu sokma gayretiyle, “Rusya’nın da desteği ile işgal edilen Yukarı Karabağ’da, Suriye ve Irak’tan olan PKK teröristleri barındırılacak” temalı haberlerin arasında bağ kurmak zor değildir.
Rusya’nın, Libya ve Suriye’de Türkiye ile zaman zaman anlaşır, zaman zaman da ayrıştığı herkesçe biliniyor.
Ermenistan’ın provokatif tavırlarından sonra, saldırgan ve savaşı tetikleyen tutumu sonrası Türkiye’nin net tavrı üzerine böyle haberlerin gündeme taşınması arasında da ciddi bağın olduğu açıktır.
Tabii ki burada Fransa boyutuna da dikkat edilmelidir.
Bakıldığında Suriye genelinde PKK-PYD kozu; ister ABD modeli, ister İran artı Esad modeli, isterse şimdilik Rusya modeli, açıktan başarıya ulaşamamakta. Nedeni ise Türkiye. Türkiye’nin sahada ve masadaki ahenk durumu bu faktörü ciddi anlamda zorlamakta.
Ve tabii ki İran...
İran ile Fransa
İran’la Rusya arasındaki ittifaktan anlaşılan şu ki, bu ittifaklar Türkiye frekanslı tüm başarılı operasyonların önüne ya çıkmıştır yada hep çıkmaktadır.
Bu durumda da Yukarı Karabağ işgaline rağmen, İran’ın Ermenistan desteği ve PKK uzantılarına Yukarı Karabağ’ın vatan edilmesi konusuna yaklaşımı düşündürmelidir bizi.
Ve geçelim PKK-YPG teröristlerinin Yukarı Karabağ’a getirilmesi haberlerine. Bu haberler şimdi öncekilerden daha da anlam taşımakta.
Türkiye-Azerbaycan ittifakı fiili boyuta taşınmakta. Bunun açık göstergesi, son Ermenistan saldırıları neticesinde devreye giren net Türkiye tavrı ile dikkat çekmekte.
Bundan önceki yazılarda, Rusya’nın Yukarı Karabağ meselesine bakış açısını yazmaya çalışmıştım. Çözümsüz kalması, ileride Rusya açısından kendine gereken siyasi tutum için gereklidir. Belirsiz tavır, ilerideki belirli çıkarları için kullanışlı durumdur.
Acaba PKK-PYD kozunun Yukarı Karabağ’da nasıl bir planlama içinde barındırılması istenmekte.
Önümüze, nasıl bir formatta yeni bir savaş ortamı çıkarılmak istenmekte?
Suriye’de dayatılması zor olan PYD-PKK kozu, Ermenistan destekli Yukarı Karabağ’a neden sevk edilmekte? Okumalara devam ediyoruz. Evet, zor dönemden geçiyoruz. Lakin şurası kesindir. Orta Doğu’da Türkiye’siz tablo mümkün olmadığı gibi Kafkasya’da da Türkiye’siz yeni süreç özellikle Rusya ve İran için derin çöküş ve husumetin başlangıcı olur. Buna kimsenin kuşkusu olmasın!