Kazadan önce Soma Kömür İşletmeleri ülkenin en güvenli madenleri arasında sayılıyordu. Kaza ve ölüm oranları dünyanın en kötüleri arasında yer almasına rağmen, Türkiye madenciliğinin içler acısı durumu da kamuoyunun dikkatini çekmiyordu.
İşin aslına bakacak olur isek, profesyonel sorunların çözülmesi için kamuoyu ilgisine de gerek yoktur, önemli olan o iş kolundaki uzmanlık, yatırım ve denetimin etkinliğidir. Dolayısıyla Soma bizlere sadece o işletmedeki eksiklikleri değil, tüm madencilik sektöründe yaşanan yapısal ve yaşamsal eksikleri de acı bir şekilde gösterdi.
***
Zamanında uzmanların göremediği (!), fakat Soma’da çalışan sıradan madencilerin bile görebildiği hataları, medyada yer alan kendi beyanlarından derleyince şöyle bir tablo çıkıyor ortaya:
“Biz yıllardır bu madende çalışıyoruz, yaşam odası diye bir şey görmedik”.
“Müfettişler denetim yapmadan bir ay önce şirkete haber uçuruluyor. Eksikler görüntüde gideriliyor. Denetim günü olması gereken pano ve cihazlar geliyor, sonraki gün bunlar taşınıyor. Zaten müfettişler de 2 kilometrelik galerinin sadece 100 metrelik girişine bakıp geri dönüyorlar.
“40 liralık gündelik için burada çalışıyoruz. Bizler modern köleleriz”.
“Madende ölenler kayıtlara hastane yolunda ambulansta öldü diye yazılıyor. Kazalarda da kanunlardan kaçılıyor, böylece tazminat ödenmemiş oluyor.”
“Eğer trafo 50 metre ileride olsaydı bu ölümlerin hiçbiri olmazdı”.
“Madende taşeronlar vardı. Ürünün fazlasını onlar aldıkları için işçilere olmayacak baskıları yapıyorlardı. ‘Burası göçecek, ben buraya giremem’ dendiğinde bile ‘hadi hadi gir içeri’ derlerdi.”
“İşçi ölümlerini kimse ciddiye almıyor. Savcılar bile olaydan saatler sonra şöyle gelip bir bakıyorlar.”
“Şirket kendisini şikâyet edenlere ‘susturucu’ denen kişileri gönderip dövdürüyor”.
“Hepimiz bu işte çalışmaya mecburuz. Bu nedenle söylediklerimizi kimse bilmesin, ismimizi yazmayın.”
***
Bu satırların devamı da var, ancak uzatmaya hiç gerek yok... Tablonun ne kadar içler acısı olduğu ortada... Ayrıca yapılması gerekenleri bulmak için uzman olmaya gerek de yok. Belli ki madencilikte ne mevzuat, ne de denetimler yeterli değil. Yeni Şafak gazetesi dünkü manşetinde durumu çok güzel özetlemiş, “Patlamaya Hazır Onlarca Maden Var, Bu Böyle Gitmez”.
Sözün özü, uzmanları, müfettişleri vs. boşverin; ölümleri durdurmak için sadece işçilere kulak verin, bu bile yeter...