Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte gündemdeki önemli konular birbir gündeme gelmeye başladı. Bunlardan birisi iş hayatında özellikle işveren tarafının en çok yakındığı iş mahkemeleri konusuna neşter vuran ‘İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı’ görüşülmeye başlandı.
Tasarı, iş uyuşmazlıklarının fazlalığı nedeniyle biriken davalara karşı mahkemelerin iş yükünü azaltmak, birebir ve uzman kişilerin katılımıyla yapılacak görüşmelerde daha etkin sonuç elde etmek ve işçi-işveren ilişkilerine daha adil bir çözüm yolu bulmayı hedefliyor. Bu hedeflere ulaşmak için günümüz ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersiz kalan 1950 tarihli 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu topyekun kaldırılıyor ve yerine genç bir kanun getiriliyor.
Arabuluculuk geliyor
Tasarıyla birlikte hukukumuzda ilk defa «dava şartı olarak arabuluculuk» getiriliyor. İş mahkemelerine dava açmadan önce tarafların arabulucuya başvurmaları zorunlu hale getiriliyor. Böylece mahkemeye dava açabilmek için ön şart arabulucu makamının ziyaret edilmesi olacak. Bu zorunluluk bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalar için geçerli olacak. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi veya manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili rücu davaları zorunluluk kapsamı dışında olacak.
Arabulucuya başvurma zorunluluğu olan alacak davası konuları kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, ayrımcılık tazminatı, sendikal tazminat, ücret, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, cezai şart, avansın iadesi ve eğitim gideri olacak.
Bu düzenleme, 4857 Sayılı İş Kanunu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 854 Sayılı Deniz İş Kanunu kapsamındaki gemi adamlarını kapsayacak.
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilecek ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulacak.
Arabulucuya başvurmadan mahkemeye başvuran davacıya, arabuluculuk makamına başvurması gerektiği, başvuru sonucu arabulucunun hazırladığı son tutanağın mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilecek. Yine de arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilecek.
İş mahkemeleri hangi davalara bakacak?
Yeni kanunla beraber, iş mahkemelerinin görev alanı genişletilecek.
İşçi ve işveren arasında iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istikrarlı kararların verilmesi sağlanacak, uzmanlık sebebiyle kısa sürede daha güvenilir sonuçlar elde edilecek ve yargı yoluna başvuranların hakları daha iyi korunacak.
İş mahkemelerinin görev alanı genel olarak işçi ve işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklar ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türkiye İş Kurumu’nun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından doğan uyuşmazlıklar (idari para cezalarına itirazlar hariç) olacak.