- Mekke -
6 yolculuk var Haccın içinde...
Ahirete yolculuk. Kalbe yolculuk...
Tarihe yolculuk...
Kardeşlerimize yolculuk.
Allah’a yolculuk.
Beyte yolculuk.”
“Hac bir tevhid eğitimi, ahlak ve merhamet eğitimi veren mektep olmalı.”
Bunlar, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca’nın, Hac ibadeti sırasında farklı ortamlarda tekrarladığı sözler. Her bir yolculuğun ne anlama geldiğine dair açıklamalar da var.
Eşimle birlikte İstanbul’dan yola çıktığımızdan beri Diyanet’in “İrşad Heyeti”nin çevresindeyiz. Sağolsunlar muhabbet gösterdiler, biz de, Diyanet’in çok farklı bir derinliğini müşahede imkanı bulduk.
Çoğunluğu Din İşleri Yüksek Kurulu’nun üyeleri. Ama bu Hac görevi için başka takviyeler de gerçekleştirilmiş.
İsimlerini burada anmak isterim:
Başta Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Karapınar Hoca var. Hizmetleri Zeki Sayar Hoca koordine ediyor, o da Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi... İrşad Heyeti’nde yer alan diğer isimler şöyle:
Ali Melek, Burhan İşleyen, Dr. Laima Levent, Dr. Muhlis Akar, Fatih Kanca, Hafız Osman Şahin, Hüseyin İzgi, Kemal Uludağ, Mehmet Keskin, Mustafa Akgül, Mustafa Karataş, Mustafa Kolukısaoğlu, Niyazi Ersoy, Prof. Dr. Enbiya Yıldırım, Prof. Dr. Yavuz Ünal, Sari Akpolat, Sedanur Sezen, Seyit Ali Topal, Yard. Doç. Dr. Akif Köten, Yard. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, Yusuf Doğan.
Hadisçiler, fıkıhçılar, tefsirciler, İslam tarihçileri... Müftüler...
Aralarında 5 kişi, Diyarbakır’dan, Cizre’den, Şemdinli’den gelmişler... Her biri bir medresenin müderrisi... Sayısız genç yetiştirmişler. Gerçekten kemal ehli insanlar... Seyyidler var aralarında ayrıca... Burada bölgeden gelen hacılarımıza sohbet ettiler. Ben de kendileri ile sohbet imkanı buldum.
Heyetin diğer üyeleri de, çeşitli sohbet programlarına katılıp, işte o başta naklettiğimiz “tevhid, ahlak ve merhamet eğitimi”ni gerçekleştirmeye çalıştılar.
Heyetin telefonları, kafile başkanlarına verilmiş ve 24 saat açık. Kimin bir sorusu varsa - ki 60 - 70 bin kişinin yaşadığı, neredeyse herkesin ülkesinden yola çıkarken içine girip günlerce ibadet ortamında kaldığı Hac ibadeti demek, her an sorularla karşılaşılan bir ortam demektir- gece - gündüz demeyip ulaşılan isimler bunlar. Merkezde telefonların başında nöbetçi hocalar var.
Bunlar Hacılara verilen irşad ve fetva hizmeti...
Ama bu heyete yakın olmanın sağladığı güzellikler, benim için çok daha farklı.
Düşünün bir, bir ilim, fazilet grubunun yakınındasınız.
Yakınınızda ayrıca, Kur’an şakıyan hafızlar, kurralar, “okuyucu ekip” var. Üçü - beşi bir araya gelip, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk” dediklerinde, birisi “euzü besmele” çekip Kur’an okumaya başladığında yüreğiniz yerinden kopuyor. Meşkli geceler yaşıyorsunuz.
Ya bir de, herhangi fıkhi konu açıldığında... Bir ayetin Mekki - Medeni (Mekke’de ya da Medine’de nazil olma durumu) olduğuna dair görüşler serdedildiğinde, her bir durumun Müslümanın hayatına ve ibadetlerine yansıması tartışıldığında... Farklı İslam mezheplerinin bir konudaki görüşlerinin gerekçelerine inildiğinde... İşte o zaman ortalık bir ilim meclisine dönüşüyor, raftan hadis, tefsir, fıkıh kitapları iniyor, herkes müktesebatını konuşturuyor... Bazen buradaki küçük meclisin dışına çıkılıp, Türkiye’de yaşanan tartışmalara kadar uzanılıyor.
Kur’an’ı anlamak, Peygamberimizin sözlerini ve uygulamalarını anlamak... Mezheplerin bir hükme varış gerekçelerini anlamak... Anlıyorsunuz ki çocuk oyuncağı değil.
Bu hac benim için Diyanet camiasını daha yakından tanıma imkanı verdiği için ayrı bir kazanım haline geldi. Hocalara müteşekkirim.
Mekke son gün. Kabe’yi kalb tarafımıza alıp kalblerimizi Kabe’nin sahibine raptederek veda tavafımızı yaptık ve Rasulullah’a doğru yola çıktık. Ravza’ya konuk olacağız inşallah. Allah Rasulü’nün merhamet ocağına. Kalblerimizi sunmak üzere. Rabbim güzel buluşmalar nasip etsin inşaallah.