Karabağ kurtuluş savaşı ile başlanan yeni Kafkasya gerçekleri İran'ın da gerçek yaklaşımını masaya yatırdı.
Azerbaycan Ermenistan savaşında rotasını Ermenistan üzerinden belirleyen İran uzun yıllar bunu inkar ediyordu. Karabağ süreci İran'ın gerçek politik tercihleri ile konuşma yapmasına kapı açmış oldu.
Sınırda gerilim İran için yeni dönemde masadaki yeni durumdan kendine göre paye çıkartmak için devreye sokulduğu açıktır.
Lakin burada İran'ın tek başına hareket etmediğine dair işaretler de fazlasıyla vardır.
Türkiye'yi çevreleme yolu ile köşeye sıkıştırmak Batı ittifakı için elzem durumdur. Gerçi burada hangi Batı diyerek olayı okumamız da şarttır. Fransa'nın tutumunu sadece Ermenistan üzerinden anlamıyoruz. İran üzerinden hep mevcut olan Fransa siyaset ekolünü de okumalarımıza eklememiz gereklidir.
İran'ın siyasi tarihi Fransız rüzgarı ile zengindir. İster Pehlevi dönemi isterse İslam devrimi sürecinde hep Fransız ekolü siyaset anlayışını görebiliyoruz. Ermenistan ile iran'ı yanyana getiren önemli aktörlerin biri de Fransa'dır.
Kafkasya'ın tarihine bakarsanız frenkli seyyahlara sıkça rastlarsınız. Alexander Dumas'ın gezi eserleri içerisinde Kafkasya bölgesinin karakteristiğini anlatan notların olduğunu da bu vesile ile hatırlatmış olayım.
Batıdan Yunanistan doğudan İran'ın gerilim hevesli olarak meydana çıkması tesadüf olabilir mi?
Dünyanın yeniden haritaların belirlenmesi sürecini yaşarken böyle provokatif tutumları hele hele devlet geleneği acem oyunları ile zengin İran açısından bakıldığında sıradan olay olarak okumak mümkün mü?
İran son günlerde Karabağ'ın özgürlük sürecine destek veren Türk kökenli kendi vatandaşlarına da akıl tutulmasını hatırlatacak ölçüde cezalar verdiğine dair haberler devrede.
İran bu gerilim ile nasıl bir mesaj veriyor?
Batı ittifakının hangi senaryosuna ben yaparım mesajı veriyor.
Peki bu tutum İran içindeki Türk kökenli vatandaşları nasıl etkiler?
İran'ın bunca histerik provokasyonlarına içeriden tepki oluşursa bu bölgesel istikrarı nasıl etkiler? Tabii hepsi cevabı aranan sorular.
Bir taraftan gerilim ile mevcut yeni konjonktürden kendince kazanarak çıkmak ister. Diğer taraftan kendi içindeki olası itiraz içeriğini de bu yöntemle meydana çıkmasını sağlamak ister. Bu durumda sovyetler birliğinin yaptığı hatayı tekrarlar.
İran ordusu ile hareket yapar mı?
Sıcak gerilim arzu eder mi hele kendi bölgesinde.
Gidişata bakılırsa Batı ile konjonktürel olarak çıkarları yan yana gelirse bu riski göze alır gibi durmakta. Tabii süreç en fazla İran'ı etkiler.
Biraz caydırıcı enstrüman geliştirmek istiyor ama diğer taraftan da Türkiye'nin bölgesel güç olarak Kafkasya'nın tamamında etkili güce dönüşmesinin de karşısına geçmek istediği açıktır.
İran Türklerini de abartısız analiz etmekte yarar vardır. Çünkü romantik hayalperest analizler gerçekten bazen uzakta konuşlanır.
İran Türkleri bu gerilimin derinleşmemesi için çaba harcamalı. Yeni maceralar hem İran'ın hem de bölgenin hayrına değildir.
Batı gibi İran da yeni durumu hazmetmekte zorlanıyor.
Ermenistan'ın beyanları da İran'ı sakinleştirmedi. İran bu savaşın hiç bitmemesi Ermenistan Azerbaycan arasındaki gerilimin ve düşmanlığın hep zinde tutulmasına cidden büyük çabalar harcadı.
Şimdiki durumda sıcak savaşı pekiştirmek ortamı oluşturmak isteyip eyleme o zaman geçer ki İran batıdan buna dair destek sözü alabilsin.
Şimdilik ise caydırıcı enstrümanlarını devrede sıcak tutacaktır. Doğrudur Azerbaycan için İran Türklerinin nasıl pozisyon alacağı da önemlidir. Çok etkili bir yapı. Yönetimde devlet içerisinde ciddi sayıda Türklerin olması bizi yanıltmasın çünkü kendini İran'a ait hissedenlerin sayısı ciddiye alınacak kadar fazladır.
Bu durumda hayalperest bakış açısı ile yaklaşım yeni hüsran anlamı taşır.
Evet İran yeni realiteyi kabul edene kadar sorun oluşturacağı açıktır. Bu masadan kendi çıkarlarını savunarak kalkana kadar ise başımız belaya soracaktır. İsrail bahanesi giderek komik duruma sokuyor kendisini. Gerçek niyet ortada. Bu ekonomik yapısı ile fazla ileriye gidemez doğru amma provokativ eylemleri ve acem oyunu ile yormaya devam ediyor.
Simdi yeni dönem aklıselim olmayı talep etmektedir. Savaşarak değil konuşarak çözüm üretebilirsek bölgesel istikrar açısından güzel sonuçlar verebilir.
Zor dönemdir hem de çok zor. Zinhar hata yapılmamalı. Sükûnet ve aklıselim ile bu süreç yönetilirse kazanan bölge devletleri ve halkları olur.
İran çok katmanlı siyaset anlayışı ile sorun oluşturmaya devam ederse bunun en büyük zararı yine kendisine olacaktır.