İran hükümetinin, petrol fiyatlarının artırılması ile beraber bu gerilimin olma ihtimalini hesaplayamaması, bir tuhaflık göstergesidir!
Zaman zaman uç kararlarla toplumdaki uç seslerin meydana çıkmasını etkilettiren İran faktörünü göz ardı etmeden, son olayları analiz etmekte yarar vardır.
Petrol fiyatlarının ciddi oranda artması, İran’ın birçok şehrinde ayaklanmaları tetiklemiş oldu.
Dikkati çeken, Amerikan Dışişleri Bakanı Pompeo’nun, ayaklanmaların hemen ardından ABD’nin İran halkının yanında olduğunu ifade etmesi oldu.
İlginç değil mi? Halkı sokağa iten, ekonomik sorunlar oldu. Bu ekonomik sorunların oluşumu, ABD yaptırımlarıdır! Dolayısı ile ABD yaptırımlarından eziyet gören de İran halkıdır. Lakin halk ile devlet arasındaki sorunu derinleştirmek için, ekonomik baskıların dayatılmasının hesaplı bir tutum olduğu açıktır. Konunun etnik mezhep kökenli gerilime geçirilme isteğini ise başından beri görmek mümkündür!
Bu durumda başka faktörlere de bakmamız lazım. Mesela İslam içeriği ortadan kaldırılmak istenen Türk kimliği konusunun, önümüze çıkarılmak istendiği açıktır. Kürt kozu üzerinden meydana sürülen terör örgütleri kuruluşuna ve sonraki kullanış dönemlerine iyi bakmak lazım. İslam medeniyetinden arındırılmış Kürt konusu üzerinden devreye sokulan “özgürlükçü” başlıklı örgütlerin, sonradan nasıl bir silahlı savaş ortamına geçit yaptıklarını, şu anda sahada açıktan görüyor ve bu yapılanmalar ile savaşıyoruz.
İran’daki; Türkler ve Kürtlerin ileride nasıl oluşumlar içerisine itilme ihtimali, en küçük ihtimal olsa bile, üzerinde konuşulacak düşünülecek konu olduğunu kesinlikle unutmamak lazımdır.
İran’daki Türklerin de Kürtlerin de, özellikle ABD’deki faaliyetlerinin Amerikan siyasetince taraf haline getirilmesinde, İsrail lobisinin nasıl rol üstlendiği gerçekten araştırma konusu olmalı!
Azerbaycan’da; İran eğilimli dini hatların mevcudiyeti, herkesçe bilinen durumdur. Bundan Azerbaycan’ın hoşnut olması söz konusu olamaz zaten. Bu alandaki derinleşen İran faaliyetleri, giderek bu itiraz kodlarının Azerbaycan sahasına geçmesine zemin oluşturmakta. Bunu Azerbaycan içindeki doğal kaynaklar yapmasa da dışarıdan nasıl yönlendirme çabası olduğunu, Amerikan frekansı STK ve siyasi oluşumlar üzerinden okuma yaparak tespit etmek mümkündür.
Son zamanlarda Azerbaycan’da milli kimlik tanımı konusunda yeni polemikler başlamış gözüküyor. Ve düne kadar bunu, ülkede milliyetçi zeminin gündeme taşıması, kimsede doğal olmayan gelişme olarak yoruma sebep olmuyordu. Lakin yeni dönemde Azerbaycan’da ahalinin esas kesimi olan Türklerin kendi etnik kimlikleri üzerinden tanımlanmasının resmîleştirilmesi tekliflerinin, bir zamanlar Soros projelerinde yer alan ABD frekansı politikaları benimsemiş isimler tarafından dile getirilmesi, ilginç sosyo-politik söylem değişiminin devreye girmesini açıkça göstermekte!
Evet, “bu durumun İran’la ne alakası var” diyecek olursanız. Düz bakışta hiçbir alakası yoktur. Lakin konunun içeriğine baktığımızda derinden hareketlenme söz konusudur ve bu gözden kaçmamalı.
İran’daki ekonomik sorunların, sokak olaylarına dönüşmesini tetikleyen ABD’nin, İran’a komşu olan Azerbaycan Cumhuriyetinde de, İran ve Rusya’ya kafa tutan Saakaşvili tipli siyasilere ihtiyaç duyduğu açıktır. Sonuç! Yeni Gürcistan ve Ukrayna... Rusya ve İran’la savaş ortamı, İran’daki ayaklanmalar, Rusya’da yeniden çöküş içerikli alt yapı oluşumu! Alın size yeniden haritası ile oynanmak istenilen coğrafya. Türkiye ve Azerbaycan açısından olayın vahametini anlamak için yalıngözle bakış yeterlidir. Kontrolü, Türkiye ve Azerbaycan dışından olan her oluşum ve gelişme, yerli ve milli değildir!