İran ve Küba’nın ABD ve Batı ile ilişkilerinin yumuşama evresine girmesi, Kuzey Kore’nin de yeniden dünya siyaset sahnesinde “kabul edilebilir” bir zemine yerleşmesinin kapısını açacak gibi görünüyor. Hafta içinde Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen Dünya Gazeteciler Konferansı’nın ilk bölümü “Kore Yarımadası’nın Yeniden Birleşmesi” başlığında gerçekleşti.
Söz alan Güney Kore’li yetkililer Kuzey Kore ile yaşanan gerilimden ve yarımadanın bölünmüşlüğünden duydukları rahatsızlğı dile getirip, yeniden birleşme özlemini duyurdular.
“Kuzey Kore bizim için ne anlama geliyor? Öncelikle güvenliğimize yönelik bir tehdit ancak bir diğer tarafta da Kore’nin birleşmesi için birlikte çalışmak zorunda olduğumuz bir ortak,” cümlesi toplantıda konuşan Güney Koreli siyasetçi Na, Kyung-Won’un konuşmasından.
Peki, dünya yüzeyindeki “düşman kardeşler” ekolünün öne çıkan örneklerinden olan Kore başlığı bu kadar geniş kapsamlı olarak ele alınırken, Kuzey Kore’den kimse var mıydı katılımcılar arasında? Bu soru toplantının ilk gününde gazeteciler tarafından en çok sorgulanan madde oldu. Güney Koreli yetkililer çekingen bir yaklaşımla, “muhtemelen seneye davet ederiz.” yanıtını verdiler.
Toplantı boyunca her etapta Kore’nin birleşmesi özleminin vurgulanması, Kuzey Kore’nin de İran ve Küba’nın ardından dünya siyaset sahnesinin yasaklıları listesinden çıkabileceğinin işareti olarak değerlendirildi.
Ancak iki önemli temasından birisi “Kore’nin birleşmesi” olan bu önemli kamuoyu oluşturma hamlesinde ABD ve Japonya’dan temsilcilerin yokluğu da dikkat çekti. Toplantının diğer tartışma başlığı ise Charlie Hebdo saldırıları ve basın özgürlüğü idi.
Güney Kore, Kuzey Kore ile barışın fikri altyapısını oluşturmuş besbelli ve bu sürecin kamuoyu oluştuma kısmı için kolları sıvamış durumda.