Son zamanlar bu terim bayağı batı dünyasının, hatta Rusya’nın bile gündemine gelmeye başladı.
Uzun yıllardır İran’daki Türklerin ve diğer etnik gruplardan olan beluç, Kürt ve Arapların kimlik ifade tartışması gündemdeydi. Ama bu daha geniş kalabalığı son yıllar etkilemeyi başardı.
90’lı yılların başından itibaren, Azerbaycan’da konu edilmeye başlatılan İran’daki Türklerin durumu, şimdi Azerbaycan’daki hakimiyetin de dikkatini yeni yeni kendine yöneltti.
Batı dünyasının, özellikle ise ABD’den İran’daki etnik gruplara yönelmiş beyanlar ise yeni yeni sertlik niteliğini göstermeye başladı.
Özellikle bir kaç gündür Beyaz Saray’dan, İran’daki etnik kimliklerin kendini ifade etme çabaları açıktan desteklendi. İran’ın tutum, insan hakk ve özgürlükleri anlamında eleştirme yeni yeni gündeme konu olmaya başladı. İran’la gerginlik yaşayan ABD uzun zaman insan haklarına özellikle Türklerin durumuna yönelik sesleri işitmek istemiyordu. Yeni yeni bu seslerin duyulmaya başlanması amacı ne olursa olsun bu konuya hassaslıkla yaklaşan Türkleri ziyadesiyle sevindirmiştir. Bugünlerde Beyaz Saray’ın resmi sitesindeki oylamada İran’daki Türklerin durumuna dikkat çekilmesi konusu bayağı oy toplamış ve ABD yetkililerinden bu konuya dikkat çekilmesi istenmişti. Bu oylama sonucu Beyaz Saray ilk defa İran’daki etnik kimliklerin haklarını sert bir dille gündeme getirmişti.
Özellikle, İran’da demokratik değişim, hak ve özgürlük isteyenlerin bu konudaki aktivliği dikkat çekmektedir.
Azerbaycan’da, artık İran’daki gardaş ve bacıların durumuna hassaslık ciddi anlamda artmaya başlamıştır. Tabii ki burada İran’ın Azerbaycan’a yönelmiş anti duruşu da etkileyicidir. Diğer yandan İran’ın bu tutumunda Azerbaycanlıların, Türklük tutumu belirleyicidir.
Dolayısıyla bu konu birbirini etkilemiş bir konu haline gelmiştir.
***
ABD kongrelerinden, İran’daki Türklerin durumuna yönelik destekleyici beyanların çıkmaya başlaması dikkat çekicidir.
Amerika’nın Sesi radyosunda, İran’daki Türklerin kendi dilinde yayınlara tabi tutulması konusu bu arada gündeme gelmesi söz konusudur.
ABD’nin İran’la ilgili kendi hesaplarının olduğunu bilmekteyiz. Diger yandan İsrail’in bu konuda çabaları sözkonusudur. Özellikle bu hassas konu Azerbaycan’la İran arasında ciddi sıkıntı nedeni olmuştur. İran her fırsatta Azerbaycan aleyhinde yayınlardan, resmi beyanlardan kaçınmamaktadır. İran siyasetinde bu tip olaylara kindar yaklaşım aşikardır. Doğrudur bu konuda İran’ı anlamak mümkündür. Ama ısrarla İranlı milleti kurgusuyla devekuşu misali tutum sergilemek sorunu ziyadesiyle derinleştirmeye hizmet etmektedir. İran İranlı halkı anlayışıyla insanların tutumunu örtbas etmeye gayret ediyor. Bu ise olayı daha da körüklüyor. Hatta bu konuda hiç de samimi olmayan merkezleri de harekete geçiriyor.
Tabii ki İran geleneksel ve büyük bir devlettir. Hatta kindar tutumuyla bilinen, kurnazlığı ile dikkate alınmalıdır. Lakin ve ama bu oradaki etnik kimliklerin seslerinin duymazlıktan gelinmesini savunacak bir neden değildir.
Doğrudur bu konuda İran’daki Türklerin hepsi aynı şeyleri düşünmüyor. Hatta özgürlük konusunda her şeyden memnunlar da az değil. Ama buna rağmen özgür düşünce milli hakklar taleb eden birçok kişinin tutuklanması, işkenceye tabi tutulması sözkonusudur. Siyasi görüşleri nedeniyle İran’da yaşayan Türklerin içerisinden çıkan sesler gaddarlıkla susturulmaya tabi tutuluyor. Son zamanlar bu haberler ziyadesiyle sık sık gelmeye başlamıştır.
Dikkati çeken odur ki İran’daki etnik kimliklerin hakları konusundaki isteklere ABD’den destek beklentisi daha fazla gözükmektedir.
Azerbaycan’ın resmi olarak bir şey yapamayacağı ortadadır. Doğrudur kamuoyu ve insanların tepkisi her zeminde dile getirilen beyanlarda açıktan gözükmektedir. Lakin bu durumda Azerbaycan Devlet olarak ciddi sorunlar yaşayabileceği ihtimalleri de mevcuttur.
İsrail bu konuda Azerbaycan’la İran’ın arasının tümüyle açılmasında pek istekli gözüküyor.
Türkiyenin sabırlı tavrı ise anlamlı sükunetle karşılanmaktadır.
***
Siyasi görüşleri nedeniyle İran’ı terk edip yurtdışına gitmiş insanlar içerisinde de fikir ayrılıkları mevcuttur. Türkiye’yi sakin tavrı nedeniyle eleştirenlerin yanısıra her şeye rağmen Türkiye’nin tutumuna göre hareket edilmelidir düşüncesinde olanlar da vardır.
Bu durumda Türkiye’den beklentiler artmakta ve atacağı her adım dikkate alınmaktadır.
Dikkati çeken durum odur ki İran’da yaşayan Türklerin de beklentisi Azerbaycan’dan daha ziyade Türkiye’dendir. Bu durumda Türkiye’nin bu olaya el atması hayati anlam taşımaktadır. Özellikle Başbakan Erdoğan’ın tarzı ve duruşu bu beklentileri artırmaktadır. Orta Doğu’da Filistin, Suriye ile bağlı gösterilen cesur politik duruş insanların beklentisini bire beş artırmıştır.
Dışarıdan ise farklı parmaklar bir şeylere müdahil olma çabaları göstermektedir. İran’daki Türklerin durumu Rusya’nın bile gündemine oturmaya başladı. ABD’den yayın yapan Günaz Tv’nin yanısıra yeni yayın kuruluşlarının gündeme gelmesi ve bu isteklerin Rusya endeksli çaba olması dikkat çeken husustur.
Bu arada ilk defa Azerbaycan dışişleri bakanının İsrail’e resmi ziyareti gerçekleşti. Bayağı dikkat odağı oldu bu ziyaret. Özellikle İran bu durumdan rahatsızlığını gizlemedi. Hatta durumdan kendi aleyhinde bir şeyler yakalamaya gayret etti. Artı İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in bu ziyaretin ayrıntılarını basınla paylaşması da tedirginliğe neden oldu. Peres’in yılların tecrübesine rağmen böyle bir adım atmasını tesadüf adlandırmak mümkün değildir. Görünen odur ki İsrail, İran’la Azerbaycan arasında gerginliğin artmasında pek isteklidir. Yani iplerin bir an önce kopmasını arzu ediyor. Oysa dışişleri bakanının böyle bir ziyareti açıklama olmasa bile dikkat çekici oldu.
İlk defa gerçekleşmesinin yanısıra Azerbaycan’daki seçim yılında hem içeride hem de dışarıdan olan gerginlikler fonunda pek anlam ifade etti bu ziyaret.
Bu gerginlikler ortamında yine de esas beklenti Türkiye’dendir. İster İran meselesi, ister İran’daki Türklerin durumu, isterse Azerbaycan ve güney kafkasların geleceği konusunda Türkiye bir an önce harekete geçmelidir.
Türkiye son yıllar birçok şeyleri ispat etti. Artık farklı Türkiye var siyaset meydanında. Dikkate alınan, güçlü Türkiye. Senaryolarda yer alan değil, kendi senaryosunu yazan ve uygulattıran Türkiye. Mahsus yapılan tüm düşmanlıklara rağmen coğrafya insanı bir tek seni samimi belirlemiştir. Bu durumu acilen dikkate al AZİZ TÜRKİYEM.