Irak’ın Şii Başbakanı Nuri el-Maliki’nin “Türkiye fobisi”nin (diyeceksiniz ki, bir İslamofobi vardı, şimdi bir de Turkofobi mi çıktı, ne yazık ki, çıkıyor) temelinde, Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi ile kurulan çok özel ilişki yok elbette...
Bağdat’ta, Suriye’deki Beşar el-Esed rejiminin adım adım toplu çılgınlığa yürüdüğü bir dönemde, Batı Asya’nın yeniden yapılanmasına dönük derin endişeler yatıyor.
Nuri el-Maliki ve destekçileri, Kürt yönetimi topraklarındaki petrol ve doğalgazın artık, kendilerine erişilemeyecek ölçüde uzak olduğunu biliyorlar. Dünyanın bugünkü enerji dengelerinde, iddialı ekonomilerin, bu enerji kaynaklarını, iktidara Amerikan işgali sayesinde gelen fakat siyaset rotasını İran-Rusya hattında kurgulayan garip bir bir siyasetçiye teslim etmeyeceğini Nuri el-Maliki de biliyor, İran da...
Bu nedenle Kerkük çevresine asker yığarak sergilediği gösterinin sonunun olmadığı açıktır. Nitekim, Kürt lider Mesut Barzani, son açıklamasında, Irak ordusunun bu gövde gösterisinden hiç etkilenmediğini açıkça gösterdi.
Hatta, işi, Irak ordusunun içinde kurulmuş bir cuntanın Nuri el-Maliki’nin bu serüvenci politikalarına dayanarak darbe planladığını söylemeye kadar vardırdı.
O zaman, Maliki’nin bu telaşı ne? Neden, ikide bir Türkiye ile çatışmanın yollarını arıyor? Erbil’e gitmekte olan Türk enerji bakanının yolunu kesmenin gelecekteki bedellerini hesap edemeyecek ölçüde uzaylı mı?
Hayır!..
Ortamı zehirleyen Suriye’deki gelişmeler... Nuri el-Maliki, Kürt yönetimi üzerinden Türkiye ile Suriye’nin hesaplaşmasına giriyor.
Dini siyasetin sonucu
Nuri el-Maliki’nin karakterinde şekillenen günümüz Irak yönetimi, Suriye’deki Beşar el-Esed rejiminin sona doğru ilerleyişini, kendisi açısından riskli günlerin başlaması olarak değerlendiriyor. Irak’ın orta ve batı kesimine hakim Sünni aşiretler, Şii nüfus çoğunluğu tarafından ülke yönetiminden uzaklaştırılmış durumda. Bu aşiretlerin Özgür Suriye Ordusu’na tam destek verdikleri, bu ülkede Sünni çoğunluğun sesini duyuracak yeni bir yönetimin yerleşmesi için çaba gösterdikleri biliniyor. Şii yönetim ise, Sünnilerin kontrolüne geçmiş Suriye’nin, Irak’taki Sünni muhalefet gruplarını güçlendireceğine inanıyor. Nuri el-Maliki, bu nedenle, Enerji Bakanı Taner Yıldız’a kapattığı Irak hava sahasını, Suriye’ye silah taşıyan İran uçaklarına açık tutuyor. Hatta Irak, Suriye’ye benzer malzeme taşıyan TIR konvoylarının da geçiş yolu olmayı sürdürüyor.
Amerika’nın ülkeyi işgal edip, Saddam Hüseyin’i devirmesiyle siyasi gelecek bulan Nuri el-Maliki, izlediği politikayla, Suriye-İran ittifakının içinde yer alıyor. Türkiye ile meselesi de bu zaten.
Mısır... Çok özel
Sakın, Mısır’daki gelişmeleri, Türkiye’nin son 10 yılda yaşadığı demokratikleşme sancılarıyla karıştırmayın. Batı Asya’daki her ülke, kendi kaderini yaşıyor. Bu nedenle, ülkenin muhafazakar oy depolarının desteğiyle Cumhurbaşkanlığı makamına oturmuş Muhammed Mursi’ye karşı her geçen gün tırmanan gösterileri ülkemizin deneyimleri merceğinde değerlendirmemiz yanlış olur.
Muhammed Mursi, Mısır cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda yalnız, yüzde 24.7 oranında oy alabildi. Yakın rakibi Ahmet Şefik’in oy oranı ise yüzde 23.6’ydı. İki aday, kozlarını ikinci turda paylaştılar. Mursi, yüzde 51.7, Şefik ise yüzde 48.3 oy aldı.
Yani, ortada “ezici” bir siyasi zaferden çok, “eşitlerin yarışı” kıvamında bir durum vardı. Şimdi sokağa dökülüp, Mursi’yi cumhurbaşkanlığı sarayından uzaklaştırmaya çalışanlar, işte o yüzde 48... Mursi’nin arkasındaki desteğin tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Yüzde 24 ile yüzde 51 arasında bir oran. Kahire’de sokaklar kolay hareketleniyor, ordu da hemen teyakkuza geçebiliyor.
Beşar kimyasal kullanır
Kimse, Beşar el-Esed ve çevresindeki çetenin, halka veya düşman gördükleri uluslara karşı kimyasal/biyolojik silah kullanmaya cesaret edemeyeceğini düşünmesin. 1973 yılındaki Yom Kippur Savaşı’ndan bu yana İsrail’e bir tek mermi sıkmamış Suriye ordusu, kendi ülkesini yerle bir etti!.. Yom Kippur Savaşı’nda ölen Arap askerlerin sayısı 18.500’dü, Suriye ordusu, 20 ay içinde 50 binden fazla Müslüman Suriyeli’yi öldürerek, İsrail’den daha çok Müslüman öldüren ordu kimliğine kavuştu...
Bunları yapan, her şeyi yapar...
Endişeliyim...