Türkiye, terörün başını ezmek için farklı alanlarda önemli adımlar atıyor. TSK ve MİT Suriye ve Irak'ın kuzeyinde bölgeyi terörden temizlerken diplomatik alanda da tarihi gelişmeler yaşanıyor.
15 Ağustos günü Türkiye ve Irak arasında Ankara'da imzalanan Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı bunun son örneği.
Buna göre Ankara ve Bağdat artık PKK başta olmak üzere terörle mücadele konusunda stratejik ortak konumunda.
Bunu iki şey sağladı.
En etkili neden olarak Türkiye'nin telkinlerini ve önermeleri saymak gerek. Türkiye PKK terör örgütünün Irak'ın egemenliğine, güvenliğine, sosyal-siyasal yapısına ve ekonomik gelişimine verdiği zarar konusunda muhataplarını doğru şekilde bilgilendirdi.
Sunduğu argümanlar ve etkili çözüm önerileriyle ikna etti Bağdat'ı.
Bunda Türkiye'nin askeri, diplomatik, istihbari ve ekonomik gücünün etkisi var elbette. Basra Kalkınma Yolu Projesi en büyük katalizör oldu.
IRAK'TA PKK RAHATSIZLIĞI
Diğer gelişme ise Irak'ın da PKK'dan nihayet rahatsız olmaya başlamasıdır. PKK'nın Irak'taki varlığı Irak Anayasasının 7. Maddesine aykırı ve Irak yönetimi gereğini yapmakla yükümlü zaten.
Irak'ın mutabakata yaklaşmasını sağlayan etkenlerden biri olarak kasımdaki seçimler sonrası ABD'nin Irak'tan çekilme olasılığını da ekleyebiliriz buraya.
Nihayetinde PKK'nın Kandil ve Sincar'dan sonra Bağdat'ta alan tutmaya çalışması (-ki bunda TSK'nın ve MİT'in Irak'ın kuzeyinde yaptığı operasyonlar nedeniyle teröristlerin aşağılara, şehirlere doğru inmesinin de payı da var), siyasi partilere sızması, parti kurması, medyada PKK propagandasının artması, mafyalaşması, terör örgütüne eleman kazandırmak için çocukları kaçırması gibi gelişmeler Irak'ta bardağı taşıran işler.
PKK IRAK'I BİR UR GİBİ SARDI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan geçen ay verdiği bir röportajda tam da bu duruma dikkat çekerek "PKK Irak'ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu artık bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak'ın bir milli güvenlik sorununa dönüştü" demişti.
Mutabakatın imzalandığı gün ise Bağdat'ta "PKK farkındalığının artmasından memnuniyet duyduklarını" ifade etti Fidan.
O farkındalık sonuç veriyor artık. Son haftalarda Irak'tan gelen haberler Bağdat'ın mutabakat metnine bağlılığını gösterir nitelikte.
Irak Yüksek Yargı Konseyi ülkedeki üç siyasi partiyi PKK'yla ilişkili oldukları gerekçesiyle yasaklayarak mallarına el konmasına karar vermesi mesela.
Gazeteci kimliği altında PKK propagandası yapan gazetecilerin yargılanması bir başka gelişme.
Bir diğeri ise Irak topraklarındaki Kerkük-Ceyhan petrol boru hattına, Erbil, Duhok ve Kerkük'teki çarşı ve pazar yerlerine yönelik terör saldırılarına karşı teyakkuz halinde Bağdat yönetimi.
ÇOK DENKLEMLİ ZORLU SÜREÇ
Bu aşamaya nasıl gelindi peki?
Uzun uğraşlar sonucunda.
Ankara Bağdat'a hep net mesajlar verdi. "PKK'yı ya siz temizleyin ya bizimle işbirliği yapın. Yoksa gereğini biz yapacağız" dendi.
Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkını (BM Sözleşmesi 51. Md.) yıllardır kullanıyor zaten. Ama terörü kaynağında kurutmak için sürece Irak'ın da dahil olması gerekiyordu. Bu şekilde de nihayetlendi.
Irak'ın PKK'ya karşı ilk tutumu 19 Aralık 2023'te Ankara'da geçti kayıtlara. Bağdat PKK için "ortak tehdit" ifadesinin altına imza attı.
14 Mart 2024'te ise "yasaklı örgüt" ilan etti PKK'yı.
15 Ağustos'ta Ankara'da imzalanan mutabakatla PKK'ya karşı yürütülecek ortak mücadelenin hukuki zemini ve kurumları oluşturuldu. PKK metinde "terör örgütü ve/veya yasaklı örgüt" ifadesiyle yer aldı.
Bu ifade Irak'ın PKK'yı ilk kez terör örgütü olarak tanıdığının ilanıdır.
Bu, tarihi bir başarıdır. Irak'taki karmaşık dengelerin işleri zorlaştırma, kırılgan süreci yıpratma ihtimali elbette var ama ilan edilen netlik enfeksiyonlara karşı bağışıklığın habercisi sayılabilir pekâlâ.