Ankara'nın Irak'a dönük ziyaret trafiği iki amaç taşıyor. Ziyaretlere baktığımızda hem kısa vadede yaşanabilecek sıcak gelişmeler gündeme alınıyor hem de uzun vadede güvenli-istikrarlı Irak için görüşmeler yapılıyor, diye okuyabiliriz.
MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Bağdat ve Erbil ziyaretlerini Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından yapılan Bağdat ziyaretleri takip etti.
İbrahim Kalın başkanlık sisteminde Erdoğan'ın yanında sözcülük görevini yaptı ve bir anlamda "ulusal güvenlik danışmanı" statüsündeydi. Irak ziyaretlerinin ciddiyetini anlamak için Irak'ta yaşananları dikkatle izlemek gerekiyor.
Irak'ta yaşanan hareketlilikte şüphesiz İran'ın Bağdat'taki nüfuzu söz konusu. Irak'ın anayasa süreci ülkenin farklı unsurlarına alan açarken sistemi de kilitledi. Temsiliyet krizi yaşanan dönemler oldu. Ülkedeki Şii-Sünni-Kürt üçlemesi, yok sayılan unsurlar bakımından bir problem doğururken üçlü yapının yaşadığı sorunlara Erbil yönetiminin petrol gelirleri meselesi de başka bir boyut ekledi.
Bağdat'ta yaşanan gerilimler bölgesel ilişkilerde de bir takım sorunlara neden olmuştu. PKK'nın varlığının yanı sıra Suriye iç savaşı boyunca istikrarsız bir Irak'tan yapılan geçişler de Irak'ın istikrarının önemini gösterdi.
Ankara-Bağdat arasında geçmişte yaşanan sorunları aşacak formül karşılıklı bağımlılık yaratacak işbirlikleriydi. 2023 yılında taraflar arasında ilişkileri yeniden toparlayacak Kalkınma Yolu projesi ise stratejik öneme sahip. Bu güzergâh Ankara-Erbil-Bağdat ilişkisini de dengeye oturtacak. Ovaköy-Basra yolu bölgesel istikrarı sağlayacağı gibi diğer aktörleri de rahatsız ediyor.
Yukarıdaki fotoğrafa göre Ankara, Irak'ta yaşanan ABD-İran vekâlet savaşının bölgeye vereceği zararları ortaya koyuyor. Bağdat yönetimi ise İran'ın toprakları üzerindeki etkisini kırmak zorunda. KDP Ankara ve Bağdat arasında uyumlu pozisyon alırken KYB baş ağrıtacak hamleler içinde. KYB'nin atacağı yanlış adımlar sıcak çatışmalara zemin hazırlayabilir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD'nin İran destekli gruplara düzenlediği saldırılara yönelik bir gazetecinin sorusuna ABD'nin "ateşle oynadığını" vurgulayarak, "Ateşle oynadığınız zaman o ateş her an yangına dönüşebilir. Kontrol altına alınamayabilir. Burada bir riskle karşı karşıyayız. Bu kontrol altına alınamamazlık meselesi bir tehdit olarak karşımızda duruyor."
İran, Rusya ve Çin'le stratejik ilişkilerine dayanarak hamlelerini yaparken ABD, İsrail'i ve Körfez ülkelerini bahane ederek bölgedeki etkisini artırmaya çalışıyor. Ancak esas mesele enerji koridorları ve ticaret yolları. ABD-Rusya-Çin gerilimi bölgenin her karışında kendisini gösteriyor.