Irak’ta 2019 Ekim ayında başlayan ve Teşrin Devrimi diye anılan protestolar ülkede dengeleri alt üst edecek bir renge kavuştu.
ABD’nin işgalinden sonra ülkedeki ABD ve İran hâkimiyeti ilk kez sorgulanır oldu.
Kasım Süleymani’nin organize ettiği Şii Haşdi Şa’bi güçlerinin Sünnilere karşı uyguladığı baskı ve şiddet IŞID’a da zemin hazırlayan bir misyon ifa etti.
Teşrin Devrimi ülkedeki ABD işgali ve İran hâkimiyetine karşı bizzat Şiilerin başlattığı bir eylemdir. Bu eylemlere daha sonra Sünniler de katılmışlardır.
Bu güne kadar 511 eylemci hayatını kaybetmiş 21 bin kişi de yaralanmıştır.
Teşrin Devrimi
bu itibarla mezhebi bir hareket olmaktan çıkmış milli bir harekete dönüşmüştür.
***
Bu milli hareket Irak dışında da kendisini hissettirmiştir.
Siyasi partiler, önemli bağımsız şahsiyetler ve sivil toplum örgütleri bir araya gelip 2019 Mart’ında oluşturdukları Irak Misak-ı Millisi de Teşrin Devrimi’ne destek vermiştir.
Bu milli misak Devlet ve Vatandaşlık başlığı altında 5 madde, Siyasi Sistem başlığı altında 7 madde ve Bölgesel ve Küresel Çerçeve başlığı altında 5 madde olmak üzere toplam 17 maddeden oluşan bir sözleşmedir.
İşte bu milli misakı oluşturan Iraklılar 10-11 Ocak 2020 tarihlerinde İstanbul’da ilk kongrelerini yaptılar.
11 Ocak 2020 tarihinde Saat 17.00 de Şehzadebaşı Celal Ağa Konak’ta de bir sonuç bildirisi yayınladılar.
Bu bildirinin yayınlandığı toplantıya davet üzerine ben de katıldım.
***
Sonuç bildirisi, ABD ve İran’ı işgalci olarak tanımlıyor ve dayatılan siyasi sisteme itirazlarına vurgu yaparak 2018 seçimlerine halkın %80’nin katılmadığını hatırlatıp sistemin meşruiyetini sorguluyor.
Bildiri, mevcut sistemin mezhep kavgasını körükleyip Irak’ı dâhili, bölgesel ve küresel çatışmaların alanı haline getirdiği ve Teşrin Devrimi’ni zaruri kıldığı tespiti yapıyor.
Teşrin Devrimi’nin mezhep ve ırk kotasına dayalı sistemin devrilmesini hedeflediği belirtiliyor.
***
Ve Irak’ın kurtuluşunu ilan ettiği şu 4 maddede somutlaştırıyor:
1.Özgür, onurlu ve birleşik Irak’ı yeniden kurmak için Irak Misak-ı Millisi’ndeki amaç, hedef ve ilkelere bağlılığı te’yid eder.
2.Irak Misak-ı Millisi, halen acılar çekmeye devam eden Irak halkını, Teşrin Devrimi’ne destek vermeye, tüm şehirlerde gösterileri ve protestoları artırmaya davet eder.
3.Irak Misak-ı Millisi, siyasi sisteme karşı direnen tüm Irak güçlerini, Irak halkının özgür ve onurlu bir hayat beklentisini gerçekleştirmesi hususunda, dış müdahalelerden uzak bir şekilde hiç kimseyi ve grubu dışlamadan sağlıklı bir siyasi çözümü sağlayacak bir milli formül olgunlaştırma amacıyla diyalog başlatmaya davet eder.
4.Irak Misak-ı Millisi, hükümetin barışçı gösterileri bastırmak için resmi ve milis güçleriyle şiddeti artırarak yüzlerce ölü, binlerce yaralı, tutuklu ve kayıbın faili olduğu olaylardan sonra, Arap ülkelerini, uluslararası kuruluşları, bölgesel ve küresel örgütleri insani standartlara uygun olarak, ciddi bir şekilde işlem yapmaya davet eder.
***
Bu çağrılar Irak içinde ve dışında ne kadar yankı bulur bilinmez.
Ancak bence dikkat çeken en önemli husus, Irak halkının mezhep kavgalarını körükleyen sistemden duydukları rahatsızlıktır.
Kimse ırk ve mezhep kaynaklı politikaları tasvip etmiyor.
Sünni’si de Şii’si de artık tam bağımsız bir Irak ve insanca yaşamak istiyor.
Ve öyle görülüyor ki ne işgali sürdüren ABD Irak’tan çıkmaya, ne de siyasi hâkimiyeti devam eden İran elini çekmeye niyetli.
Fakat Teşrin Devrimi hızını kesmeden devam ederse her an sürprizler yaşanabilir!
Ayrıca ABD’nin Süleymani’yi katlederek isod tarlasına girmiş olduğunu da unutmayalım!