MHP'nin İP'e yaptığı, "Çağırdık dönmediniz yuvaya, yerel iktidarda komşu olalım ülke hayrına!" çağrısına İP Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın'ın Siyasal İslam terimini kullanarak verdiği cevaplar mânidardı!
İlk cevabında, "Devlet bey bir üçüncü yol çağrısı yapıyorsa, yani milliyetçiler ligi kurmak istiyorsa zaten biz buradayız. Buyursun gelsin. Yok eğer bir Siyasal İslamcı'nın önderliğinde Türk milliyetçiliğini peşkeş çekiyorsa zaten o gereğini yapıyordur bize ihtiyacı yoktur." cümlelerini kurdu.
İkinci açıklamasında ise, "Milletleşme sürecimizin önündeki en büyük tehdit son 20 yılda Siyasal İslamcılığın, Türk milletini demografik olarak dönüştürme çabaları ve Türk milli kimliğini alt kimliklere bölmesidir. (...) komşuluk yetmez, yeni bir yol arkadaşlığına ihtiyacımız var! (...) Türk milliyetçilerinin iktidarı ise ancak yeni bir 'Türk Çağı'nı başlatacağımız, üçüncü yolu açmaktan geçmektedir. İnanıyorum ki bu çağrı milletimizin ekseriyetinde de büyük karşılık bulacaktır."
Daha önce de "Siyasal İslamcılık asgari tarihsel ahmaklıktır." diye bir tweet atmıştı.
Siyasal İslamcı'dan kastettiği ise Başkan Erdoğan ve arkadaşlarıdır.
Elbette ki Akalın fikrini söyleyecek.
Biz de söyleyeceğiz kararı okur verecek.
Sadece Akalın için söylemiyorum Siyasal İslam terimini kullanan herkesin bilerek ya da bilmeyerek emperyalist Batı'nın etkisi altında kaldığını hatırlatmak istiyorum.
Bir defa İslam'ı sahih şekilde bilen Müslümanlar, İslam'ı siyasi, ekonomik, ılımlı, radikal gibi sıfatlarla anmazlar. Hatta İslamcı kelimesini bile kabul etmezler.
Müslümanın, Müslümandan bir başka sıfata ihtiyacı yoktur.
Dolayısıyla Siyasal İslam deyimi de Müslümanların kullandıkları bir deyim değildir.
Seksenli yıllara kadar İslamcı deyimi kullanılıyordu.
Siyasal İslam deyimi seksenlerden sonra kullanılmaya başlandı.
Bu deyimi ilk kez 1980'lerde kullanan Martin S. Kramer'dir. 90'lı yıllarda Oliver Roy ve John L. Esposito gibi İslam üzerine araştırmalar yapan yazarların kullandığını görüyoruz.
(Prof. Dr. Şinasi Gündüz 4 Mayıs 2021 tarihinde Independent Türkçe'de bu konuyu gayet güzel izah eden bir makale yayınladı! Tırnak içindeki cümleler de ona aittir.)
Siyasal İslam deyimi batının ve genel olarak seküler kesimin İslam dünyasındaki dindar siyasetçileri ötekileştirmek ve şeytanlaştırmak için ihdas edip kullandığı bir deyimdir.
Tıpkı bugün bu deyimi kullananların Başkan Erdoğan ve kadrosunun siyasi duruşunun arkasında gizli ajandalar aradıkları gibi İslam dünyasındaki dindar siyasetçilerin siyasi duruşunun arkasında gizli ajandalar aramakta niyet okumaları yapmakta ve fırsat bulduklarında acımadan yıkmaktadırlar.
En son örneğini Tunus'da gördük.
Seçimle işbaşına gelmiş dindarlar hep bu deyimin arkasına sığınılarak hedefe konmuş ve etkisiz hale getirilmiştir.
Bir Türkiye'de başaramadılar.
Bu deyim her ne kadar seksenlerden sonra kullanılmaya başlanmışsa da bu deyimi gündeme getirip dindar siyasetçileri şeytanlaştıranlar/ötekileştirenler Siyasal İslam ideolojisinin kurucuları olarak Mısır'da Hasan el-Benna ile Hindistan coğrafyasında Ebul Ala el-Mevdudi'yi zikrederler.
Bu iki isim de Batı emperyalizmine karşı duran iki aydındır.
"Gerek Hasan el-Benna gerekse Mevdudi, Müslüman dünyadaki Batı egemenliğine, Batı geleneğinin ve kültür yapısının temsil ettiği zihin yapısına ve bunlarla yakından ilişkili olarak değerlendirdikleri ahlaki çöküntüye, sosyal siyasal krize ve emperyalizme karşı mücadele etmişlerdir."
Bu mücadeleden zarar gören taraf Batı emperyalizmidir. Dolayısıyla onlar batının gözünde düşman tiplerdir, onlara göre Batı emperyalizmine karşı çıkan her Müslüman siyasetçi de Siyasal İslamcıdır.
"Siyasal İslam söyleminin ve siyasal İslamcılar nitelemesinin özellikle 11 Eylül 2001 hadisesi sonrası daha da yaygın şekilde karşımıza çıktığı da bir gerçektir."
Siyasal İslam deyimi, "Batılı güçlerin lehine işleyen küresel dünya sistemine her tür meydan okumayı henüz gelişip palazlanmadan yok etmeyi amaç edinmiş olan bir projenin uzantısıdır."
"Dünya beşten büyüktür" diyerek mevcut sisteme hayır diyen Erdoğan'ın Siyasal İslamcı olarak anılıyor olması, kelimenin tam anlamıyla batı emperyalizminin ekmeğine yağ sürmektir, emperyalizmin projesine destek vermektir.
Umarız İP bu yanlıştan döner ve bu tür söylemlere son verir. MHP'nin komşuluk teklifini ciddiye alır ve bağımsız güçlü Türkiye'den yana tavır koyar.
Siyasal İslam deyimi batı emperyalizminin ve Batıcıların bağımsızlıkçı Müslüman siyasetçilere karşı kullandığı bir silahtır!
"Netice olarak; siyasal İslam ve siyasal İslamcılar tanımlaması, bunun muhatabı olanlar tarafından değil, böylesi bir tanımlama ile onları ötekileştirmeye, toplum nezdinde onları dışlayıp marjinalleştirmeye çalışanlar tarafından yapılan nitelemelerdir."
Siyasal İslamcı diye yaftaladıkları siyasetçilere karşı güç bizde mesajı verenler, Türkiye'de siyasi hegemonyalarının bittiğinin farkında değiller.
Siyasal İslamcı diye şeytanlaştırmaya çalıştıkları kadro 22 yıldır yaptıkları hizmetlerle Türkiye'ye hemen her alanda çağ atlatmış, rekor üstüne rekorlar kırmış en önemlisi vesayet sistemini ortadan kaldırmış milli iradeyi egemen kılmış ve ülkeye tarihi itibarını tekrar kazandırmış bir kadrodur.
Ve hemen hatırlatalım ki, Akalın'ın kendi partisi PKK'nın siyasi uzantısıyla aynı adaya destek verirken, Siyasal İslamcı dediği kadro PKK, DAİŞ ve diğer terör örgütlerinin köküne kibrit suyu sıkıyordu.
Ayrıca kendi partisi işgalci Ermenistan'a destek veren ABD politikalarına yeşil ışık yakarken, Siyasal İslamcı diye tahkir etmeye çalıştığı kadro Karabağ'daki 30 yıllık işgali sona erdirmede aktif rol oynamış, milli çıkarları öncelemiş, Türk Devlet Teşkilatı'nın kurulmasını temin etmiş bir kadrodur!
İP bugüne kadar Batıcı (hele Medeni Bilgiler kitabındaki İslam'ı aşağılayan ifadeleri kabul ediyorlarsa) ve CHP paralelinde seküler bir parti profili çizmekle birlikte seçmen tabanında milliyetçi muhafazakârları da içeren dolayısıyla insicamı bulunmayan kimlik sorunu yaşayan bir partidir.
Hülasa, Siyasal İslam deyimi üzerinden verilen mesajlar İP'e bir fayda sağlamaz, aksine tabanındaki muhafazakâr dindar seçmeni ötekileştirir!
MHP'nin komşuluk çağrısı önemlidir!
26 Ağustos'ta Meral hanımın ne söyleyeceği de!