İnternet yasası olarak bilinen düzenlemede esasen iki hassas nokta olduğunu bu yasaya ilişkin yazımda belirtmiştim. Cumhurbaşkanı’nın da hassasiyet gösterdiği bu noktalarla ilgili iki düzenleme daha yapılarak, tartışma ortadan kaldırılıyor: TİB Başkanı’nın doğrudan engelleme yetkisi ‘yargı kararı’na bağlanıyor; saklanan erişim trafiği bilgilerine ancak ‘suç konusu’ olduğunda erişilebileceğine dair vurgu güçlendiriliyor.
Ancak ‘sansür’ tartışması biter mi; bitmez. Zira ortalama internet bilgisine sahip herkes bütün internet trafiğinin erişim sağlayıcılar, mega sosyal ağ portalları, gelişmiş istihbarat kurumları ve nihayet internet adreslerini veren ABD’deki ICANN’ın erişimine veya engellemesine açık olduğunu bilir. Ülkelerdeki ‘sansür’ veya ‘takip’ tartışmaları bu açıdan daha çok ‘siyasi’dir.
O kadar siyasidir ki, muhalefetteki siyasetçiler iktidarı ‘sansür’le eleştirdikleri konularda bizzat kendileri girişimde bulunurlar.
Medya arşjvini tarayın, şu örneği göreceksiniz:
- 2009 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında Facebook’ta açılan “Kemal Kılıçdaroğlu PKK’lıdır” başlıklı grup hesabına karşı dava açtı.
- Dava dilekçesinde, ‘kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu’ gerekçesiyle “mümkünse gruba, mümkün değilse Facebook’a erişimin engellenmesi” istendi.
- Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi de bu yönde karar verdi.
- Ancak TİB 20 Mart 2009’da Facebook’a erişimi engellemedi. Gerekçesini, dönemin TİB Başkanı Fethi Şimşek şöyle açıkladı: “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar ile ilgili olduğu için, mahkemenin youtube’a erişim kararını uyguladık. Ama Kılıçdaroğlu ile ilgili karar 8. maddedeki katalog suçlar ile ilgili değil. Bu yüzden uygulayamadık.”
- Açıklama Kılıçdaroğlu’nu tatmin etmedi ve TİB Başkanı hakkında ‘görevi kötüye kullandığı’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
- Ankara Başsavcılığı, “5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinde sayılan suçlar dışında kurumun uygulayabileceği herhangi bir tedbir yok” diyerek takipsizlik verdi.
- Kılıçdaroğlu bu karara da Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Mahkeme Kılıçdaroğlu lehine karar verdi ve takipsizlik kararını kaldırdı.
- Aynı günlerde medyada “Kılıçdaroğlu Facebook’u kapattırıyor” haberleri çıkınca, Kılıçdaroğlu “Modern ülkelerde site kapatma yerine içeriği çıkarttırma uygulamasının var. Biz sitedeki içeriğin temizlenmesini istedik” açıklaması yaptı.
- Ancak, avukatı Mutluhan Karagözoğlu, “Eğer sayfa kapatılamıyorsa Youtube gibi Facebook’un da kapatılmasını istedik” diyerek kılıçdaroğlu’nu ‘düzeltti’...
- Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Fethi Şimşek, 3 Mart 2011’deki ilk duruşmada, kararı neden uygulamadıklarını bir kez daha açıkladı; “Erişimin engellenmesi kararında alan adı ya da IP adresi yok, bu yüzden erişim engellenemedi. Facebook’a erişimi tamamen engelleyebiliriz. Ama Facebook içindeki bir sayfaya erişimi engellememiz teknik olarak mümkün değil.” Ve başka bir bilgi de verdi: “Ancak, görevimiz olmamasına rağmen Facebook yetkilileriyle temas kurduk ve bu içeriğin kaldırılmasını sağladık.”
- İçeriğin ‘rutin dışı’ yolla kaldırılmasına rağmen Kılıçdaroğlu davayı çekmedi, dava 3 yıl sürdü.
- Mahkeme, 31 Mayıs 2012’de “... görevi kötüye kullanma veya ihmal kastı bulunmadığından, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan suçtan sanığın beraatine...” karar verdi.
- CHP, kararı temyiz etmedi.
İnternet hakkında herkesin bildiği sırlar!
- İnternet, 1960’larda ARPANET adıyla ABD savunma sistemi için kuruldu. Sonra üniversite ve şirketlere açıldı, 1985’te internet adını aldı.
- Dünyadaki tüm IP adresleri ve DNS yapısını, merkezi Los Angeles’teki ICANN kontrol ediyor. Kağıt üzerinde ‘özerk’ bir kurum!
- İnternete girilen her bilgi, mesaj google, facebook, microsoft, yahoo, youtube depolarında tutuluyor. Kopya alınmıyor ‘diyorlar’!
- ICANN isterse bir ülkenin tüm internet erişimini kesebilecek yetkiye sahip. Bu hiç olmadı ama olmayacak anlamına gelmiyor.