Unutmak, zaman zaman şikayetçi olsak da Allah tarafından insana verilmiş büyük bir hediyedir. İnsan böylece, ne yaşarsa yaşasın belli bir zaman sonra hayatına geri dönebilir. Böylece insan en yakınının ölümünü, en yakın dostundan yediği kazığı, şahidi olduğu feci bir kazayı ya da bir doğal felaketi bile bir süre sonra unutabilir. Hatta unutmak öyle büyük bir lütuftur ki, insan unutmazsa delirebilir.
Ama ya birileri unutmuyorsa? Yaşadığınız, sebep olduğunuz ya da maruz kaldığınız kötü bir olayı siz ne kadar unutursanız unutun, hiçbir zaman unutmayacak ve size hayatınızın çeşitli zamanlarında, hiç beklemediğiniz anlarda hatırlatacak bir tehlikeyi gelin hep birlikte hatırlayalım.
İNTERNET
Çağımızın hiç kuşkusuz en büyük icadı, en büyük devrimi, hatta devrimleri büyüten devrim.
Bu satırları okumanızı, bu yazdıklarımı yayınlamamı sağlayan büyük güç;
Yıllık 2 Trilyon Dolara ulaşan işlem hacmi ile yepyeni bir iş alanı;
Bilgiye en hızlı ve zamandan-mekandan bağımsız ulaşma yöntemi;
Evet, ama avantajlarından faydalandığımız bu müthiş gücün yan etkilerine de hazır mısınız?
Hatta sadece siz değil, eşiniz, çocuklarınız, kardeşleriniz, hayatının baharında birçok insan internetin korkunç hafızasının tehlikesi altında.
NE GİBİ TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ?
1- Bir konuda mağdur oldunuz örneğin. Çalıştığınız işyerinde tacize ya da mobbing’e uğradınız. Eğer konuyu haber yapan muhabir bu konuda hassasiyet taşımıyorsa ve isminizi haberde kaleme aldıysa bu da ömür boyu canınızı sıkacak, önünüze çıkacaktır.
2- Bir suça karıştınız diyelim, bilerek-bilmeyerek, isteyerek-istemeyerek. Kanunlar önünde yargılanıp cezanızı çektiniz ve yeniden özgürlüğünüze kavuştunuz. Size göre hatayı yapıp cezasını çektiniz ve bitti. Ama internet öyle düşünmüyor. İşe gireceğiniz zaman, kız istemeye gittiğinizde, bir cemiyete girmek istediğinizde karşınıza çıkacak. Çoğu zaman önünüzdeki görünmez engelin o arama sonuçları olduğu söylenmeyecek bile size.
3- Ad ve soyadınızın internette yüz kızartıcı bir suça karışmış bir kişiyle aynı olması bile sizi uğraştıracak, farkında olmadan zaman zaman size karşı önyargı oluşturabilecek bir durum.
4- En önemlisi de karalama kampanyaları. Artık birinin itibarını zedelemek çok kolay, çok komik paralar ödeyerek birkaç kalemşörle sözlüklere sizin isminizin altına yazılan artniyetli yorumlar, adını sanını duymadığınız xxxhaber.com şeklindeki haber sitelerinde (ki maalesef haber siteleri denetlenmiyor, bir standardı yok) yayınlanacak bir uydurma haber, sosyal medyada sizin yakın ilişkide olduğunuz insanları da etiketleyerek atılacak kötü tweet’ler. Başarılarıyla birilerini rahatsız etmiş, birilerini kendisine bilerek/bilmeyerek düşman etmiş herkesin önündeki önemli bir tehdittir bu. Ve internet sayesinde malesef hiç uğraşmadan, bir gecede itibarınızı zedeleyebilirler. Çünkü internet özgür bir ortamdır, kötüler için daha da özgür...
İNTERNETTEK İZİNİZ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Günümüz toplumu artık her türlü bilgiye internetten ulaşıyor. Arama sonucunda yüzbinlerce sonuç çıksa da ilk sayfa ya da ilk iki sayfada bulduğu bilgiyi de kesin bilgi olarak görerek kaynak kabul ediyor.
Yani internette “Ömer Ekinci” aramasında 590.000 sonuç çıkmasına rağmen, ilk sayfada çıkanlar, birtakım sözlüklerde hakkınızda yazılanlar, yazılı ya da görsel medyaya düşenler; İşte bu sonuçların toplamı sizin algınız. Yani internetteki aramanızda çıkanlar sizsiniz.
İş başvurusunda, ortaklık aşamasında, evlilik sürecinde, bir cemiyete ya da derneğe dahil olmak istediğinizde; kısacası hayatınızın her aşamasında karşınıza çıkacak olan bu sonuçları yönetmek de elinizde.
İNTERNETTEKİ İZİNİZİ NASIL YÖNETECEKSİNİZ?
Bu noktada aşağıdaki önerileri interneti kullanan herkesin dikkatine arz ediyorum. Etki alanınızdaki tüm gençlere de okutun lütfen. “İş işten geçmeden”
1- Öncelikle artık çok daha dikkatli olmalısınız. “Gençlik hatası, yaptık bir cahillik” dönemi kapandı. Eskiden gençlik hataları, çevreniz unutunca unutulurdu, şimdi ise ömür boyu bir pranga gibi peşinizde. Attığınız her adıma, içinde bulunduğunuz her cemiyete, görev aldığınız her projeye, internette paylaştığınız her fotoğrafınıza dikkat etmelisiniz. Kısacası iki kere değil 12 kere düşünmelisiniz.
2- Her sosyal ağda @isimsoyisim şeklindeki hesabınızı kullanmayacak bile olsanız kaydedin. Sosyal ağlar, internet ekosistemi içindeki önemlerinden dolayı aramalarda hep üst sıralardadır. Sosyal ağlarda da paylaştıklarınıza dikkat edin, örneğin küfürlü paylaşımlardan, bir kişiyi ya da kesimi rencide eden, nefret söylemi içeren paylaşımlardan uzak durun. “Beni nereden bulacaklar” demeyin, devlet aklı interneti çoktan keşfetti, hukuk sistemleri 3 milyar internet kullanıcısının evini, barkını, adresini biliyor.
3- İsminizin alan adınızı, web sitenizi mutlaka yapın, yapmayı bilmiyorsanız birine yaptırın. Arama motorlarının algoritmasına göre “Ömer Ekinci” aramasında ilk sırada omerekinci.com çıkmaktadır. Ayrıca bir blog kurarak kendinizle ilgili tüm bilgileri ilk ağızdan siz yazın. Böylece bir gün bir dijital linç kampanyasına maruz kalırsanız, kendinizi savunabileceğiniz bir mecranız olmuş olur.
4- Son olarak, eğitimci ya da anne-baba iseniz sorumlu olduğunuz gençlerin dijital izini mutlaka takip edin, arkadaşları ya da takipçileri arasında olun. En azından kendisini birilerine karşı sorumlu hissetsin. Özgürlüğü sınırsızlık olarak görmesin. Hem kendisini, hem bir başkasını internet mecrasında zor durumda bırakmasın. Gerçek hayatta söyleyemeceği şeyleri orada söyleme özgürlüğünü kendisinde bulmasın. Gerçek hayatta birinin yüzüne söyleyemeyeceği şeyleri, sanal mecrada “Beni nereden bulacaklar sanki?” diyerek söylemesin.
Açık, şeffaf ve temiz bir internet kullanımı hem sizi, hem çevrenizdekileri korur. Önce dijital vatandaş olmamızı, sonra dijital topluma dönüşmemizi sağlar.
İşte o zaman güzel günler görmemiz yakındır.