Doğanın insana armağanı zeytin ağacının yaprağı nelere iyi gelmiyor ki! Kan şekerini ve yüksek tansiyonu düşürücü, damar sertliğini önleyici, kemik kaybını onarıcı, mikrop kırıcı...
Geçen hafta gazetelerde 70 milyon yeni zeytin fidesinin dikildiğine dair bir haber gözüme ilişti. Doğada kendi başına bırakılmış yabani zeytin ağaçlarının ya da para getirmiyor diye aşılı ağaçların kesilerek tatil evleri yapıldığı dönemlerden bugünlere gelinmiş olması çok önemli bir gelişme. Akdeniz ikliminin insanlara bir armağanı olan zeytini bu kadar öne çıkaran ise son yıllarda sağlığımız için önemini ortaya koyan bilimsel araştırmalar. Son 10 yılda zeytinin tıbbi ve kimyasal özellikleri üzerinde yayımlanmış bilimsel araştırmaların sayısı 10 binin üzerinde. Müthiş bir skor. Yangı-giderici, kan şekerini düşürücü, yüksek tansiyonu düşürücü, damar sertliğini önleyici, kan lipit seviyesini düşürücü, kemik kaybını onarıcı, mikrop kırıcı, antioksidan, antikanser ve daha birçok etkilere sahip olduğu deneysel olarak ortaya konuldu.
Zeytini bu derece etkin kılan ise içerisindeki zengin polifenolik içerik; hidroksitirosol, oleuropein, oleakantal vd. Hep yeşil çayın kuvvetli antioksidan etkisinden bahsedilir. Halbuki hidroksitirosol yeşil çaydan 10 misli daha kuvvetli antioksidan etkiye sahip. Ancak tatları acı olduğu için zeytin meyvelerini suya koyduğumuzda çıkan siyah renkli su içerisinde bu yararlı maddeleri de atıyoruz. Zeytinyağının saflaştırılması da bu bileşenlerin uzaklaştırılması anlamına geliyor. Diğer taraftan budanarak atılan zeytin yaprakları bu polifenolik bileşiklerin en önemli kaynağı.
AŞIRI KİLOLU KİŞİLERDE UYGULANDI
Geçen yıl (2012) yayımlanan bir araştırmada zeytin yaprağı özütünün tip-2 şeker hastalarında şeker metabolizmasında etkili olduğu, 14 hafta uygulanmasıyla glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) seviyesini düşürdüğü bildirilmişti. Yeni yayımlanan (2013) bir klinik çalışmada ise zeytin yaprağının insanlarda obezitenin başlıca etkenlerinden biri olan ‘insülin direnci’ üzerinde etkisi araştırılmış. 35 ile 55 yaşları arasında ve aşırı kilolu (vücut kitle indeksi 25-30 kg/m2), 46 gönüllü belirli koşullara göre seçilmiş (sigara içmeyen, şeker hastası olmayan ve insülin üzerinde etkili olabilecek herhangi bir ilaç kullanmayan).
Bilimsel kriterlere uygun tasarlanmış çalışmada (randomize, çift-körlü, çapraz döngülü, plasebo kontrollü) bir gruba içeriği belli zeytin yaprağı özütü, diğer gruba ise tamamen aynı görünüşte etkisiz içerikli kapsüller verilmiş. Kişisel farklılıkların yol açabileceği yanılma payını azaltmak için çapraz-döngü sistemi uygulanmış. Yani 12 haftalık ilk uygulama süresinden sonra altı hafta ilaç uygulamasına ara verilmiş ve ardından daha önce etkisiz ilaç verilen gruba zeytin yaprağı özütü taşıyan kapsüller, diğer gruba ise plasebo aynı şekilde 12 hafta süreyle uygulanmış.
Ölçümlerde zeytin yaprağı özütünün insülin hassasiyetini yüzde 15-20 civarında düzelttiği gözlemlenmiş. Bu değerin bilinen şeker ilaçlarından metformin ile aynı olduğu bildiriliyor (250 mg metforminin şeker hastası olmayan aşırı kilolu kişilerde insülin hassasiyeti üzerinde etkisi yüzde 17). Etki şekline yönelik deneylerde ise zeytin yaprağı özütünün insülin hassasiyetini düzenleyen (IGFBP-2) ve fazla insülin salgılanmasını önleyen (IGFBP-1) faktörlerin salgılanmasını sağlayarak etkisini gösterdiği ileri sürülmüş.
Peki zeytin yaprağı özütü ne kadar güvenli? Özütün verilmesiyle kişilerin karaciğer ve böbrek değerlerinde olumsuz bir değişim gözlenmemiştir. Bu bakımdan zeytin yaprağı özütünün güvenli olduğu bildirilmektedir.
ÇAYI DAHA YARARLI
Vücuttaki kalış süresine gelince oleuropei’nin ağız yoluyla verilmesinden sonra en yüksek kan seviyesine ortalama 80 dakikada eriştiği ve 240 dakikada vücuttan atıldığı tespit edilmiş. Ancak sıvı şeklinde hazırlanmış zeytin yaprağı özütü preparatlarının oldukça hızlı bir şekilde emildiği (23 dakika), tablet şeklinde ise emilim süresinin 80-90 dakikayı bulduğu gözlemlenmiş. Diğer ilginç bir gözlem ise hidroksitirosolün karaciğerdeki metaboliti (hidroksitirosol glüküronit) beş defa daha yüksek antioksidan etkiye sahip. Bu durumda yemeklerden önce zeytin yaprağı içeren uygun kalitede çayın içilmesi ya da zeytin yaprağı özütü taşıyan kapsül, insülin direncine karşı alınacak etkin önlemlerden biri olarak değerlendirilmeli.