Avrupa Birliği bir kez daha Türkiye’den destek istiyor. Tamam bu önemli ama daha önemli olan desteğin neden istendiği...
Hani yüce ve ortak insanlık değerleri, Aydan’ın vicdanları harekete geçiren fotoğrafı, hani Almanya’nın 800 bin göçmen alacağı iddiası falan filan var ya, hepsinin ne kadar boş olduğunu ortaya çıkarıyor istenen destek.
Avrupa Birliği diyor ki, “Milyonlarca Suriyeli bana gelmesin. İşi, gücü, eğitim hiç dert değil, yeter ki bu insanlar Türkiye’de kalsın biz de para verelim” İşte bu kadar basit söylenen.
Brüksel’de uzun konuşmalar ve yaldızlı cümleler sürecek ama Avrupa Birliği ateşi asla eliyle tutmayacak.
***
Almanya Başbakanı Merkel, Pazar günü Ankara’ya geliyor.
Daha geçen hafta televizyona çıkıp Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu söylediğini beyan eden Almanya Başbakanı. Ama ondan önceki hafta da Avusturya’da “Aman Türkiye ile yakın çalışalım” diyen Almanya Başbakanı...
Suriyeli göçmenler konusunda yardıma ihtiyacı olduğu için Ankara’da “Tam üyeliğinize karşıyım” diyemeyecek olan Almanya Başbakanı.
***
Avrupa Birliği yeni müzakere başlıklarını açacak şimdi. Bu sayede 31 başlıktan 19’unda müzakereler resmen başlamış olacak.
Eğer Kıbrıs sorunu çözülürse 8 başlık daha açılacak ve açılan başlık sayısı 27 olacak. Sevinmeli miyiz, hayır, düşünmeliyiz.
TANAP gibi Avrupa Birliği enerji arz güvenliğini de etkileyen projeler imzalanır, temeli atılır, yürürken, tüm çağrılara rağmen Enerji başlığını açmayan Avrupa Birliği şimdi Suriyeli göçmenler için enerji harcamamak adına Enerji başlığını açıyor.
***
Kıbrıs Rum Kesimi blokajını hep önümüze koyanlara da bir notum var. Türkiye adına olumlu kararlar alınan zirvede Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri yoktu, adına oy kullanan Yunanistan Başbakanı Çipras da veto hakkını kullanmadı.
Türkiye’nin önüne takoz konuyor denilen Rum Kesimi’nin aslında Almanya ve Fransa gibi Türkiye karşıtı ülkelerin bahanesi olduğunu gösteren daha güzel bir örnek olabilir mi?
Eğer Almanya ve Fransa, Türkiye’nin tam üyeliğine sıcak baksalar Rumlar blokaj falan koyamazlar...
***
Avrupa Birliği ile Ankara Antlaşmasını 12 Eylül 1963’te imzaladık.
Bize tam üyelik hakkı verdiği için Brüksel’de bu anlaşmayı “gençlik hatası” diye yorumlayan bir sürü çevre var. Garip ya da komik olan şeyi söyleyeyim...
Başlangıç amacı Almanya’nın silahlanmasının önüne geçmek için çelik üretimini denetim altında tutmak olan ve 2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından kurulan bir yapı da bugün karşımızda en büyük engel olarak Almanya var.
Ortak değer ve yüce insanlık ha, geçelim onu bir kalem...