Devletlerin dış politikada itibar ettikleri temel kural menfaatlerdir.
Ülkenin menfaati söz konusu olunca insani değerlerin, ahlaki kuralların bir önemi kalmaz. Ülke menfaati tercih edilir.
Görünürde mantıklı gibi duruyor, insani durumlar olmadığında isabetli de bir kuraldır.
Ama eğer ülke menfaati diyerek insanlığın ölmesine ve ahlaki değerlerin çiğnenmesine göz yumuluyorsa orada ne mantık vardır ne de kararda isabet.
***
AK Parti iktidar olduğu günden bu yana dış politikaya yeni bir boyut eklendi.
Ülke menfaatinin yanı sıra hatta önü sıra insani ve ahlaki bir boyut eklendi.
AK Parti’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel ilkesi, dış politikaya da yansıdı ve bu sayede Türkiye insanlığın vicdanı oluverdi.
Bu sayede tüm mağdurların ve mazlumların sığınağı oldu.
Bu sayede dünya mağdurlarının ümit kaynağı oldu.
***
Dış politikadaki bu insani boyut sebebiyledir ki Türkiye, Filistin’de Arakan’da ve Somali’deki yaraların sarılmasına öncülük etti.
Bu insani boyut sebebiyle Suriyeli, Mısırlı, Libyalı, Iraklı, Yemenli, Afganlı ve değişik bölgelerden milyonlarca mültecilerin sığınağı oldu.
Bu insani boyut sebebiyledir ki Türkiye Cumhurbaşkanı Müslüman toplumların tartışmasız fiili lideri konumuna yükseldi.
Bu insani politikalar sayesindedir ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları dış ülkelerde alnı açık başı dik gezer ve itibar görür oldu.
***
Cuma günü yapılan Tahran zirvesinde cumhurbaşkanımız genelde Suriye ve özelde İdlib konusunda bu insani kaygıyı gündeme getiren tek lider oldu.
Gelişmelerin insani boyutuna vurgu yapıp kan dökülmesine mani olmaya çalışırken Rusya tarafı tamamıyla çıkarları istikametinde bir söylem geliştirdi. İdlib’e dün yine bomba yağdırdı.
İran destekli Esed rejimi de İdlib’i karadan vuruyor.
İran da her ne kadar birçok konuda Türkiye ile aynı çizgide buluşsa da Suriye’deki bir zalime arka çıkması sebebiyle insani boyuttan uzaklarda gezinip durdu.
İnsan hayatını, sağlığını ve onurunu düşünen tek taraf Türkiye idi.
Cumhurbaşkanımızın bu konuda son sözü şöyleydi: “Rejimin çıkarları uğruna on binlerce masum insanın öldürülmesine göz yumulması durumunda, böyle bir oyunun ortağı da seyircisi de olamayız.”
***
İnsan hayatı, sağlığı, onuru her değerin üstünde olmak zorundadır.
Rusya ve İran hasımlarını imha etmeye çalışırken binlerce masumun hayatına mal olan politikalar takip etmekten çekinmiyorlar.
Suriye politikaları da insan hayatına zerre kadar değer vermeyen bir anlayışa dayandığı için masum insanlar ölüyor, sakatlanıyor, evini yurdunu terk ediyor.
Oysa Türkiye, evet ülkesinin çıkarını düşünüyor ama söz konusu insan hayatı olunca insanı önceliyor merhametiyle karşılık veriyor, ahlaki değerlere itibar ediyor ve bu sebeble de her şeye rağmen dünyada yıldızı gittikçe parlayan ülke oluyor.
İdlib konusunda da insanlığın ahlakın ve merhametin simgesi olmayı başarmıştır.
Bu simge tavır, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için bir iftihar vesilesi olmalıdır diye düşünüyorum.