İnsanlığın doğduğu, harman olduğu ve çok çeşitliliğini dünyaya ihraç ettiği mümbit arazilerde binlerce yıldır doğup büyüyor hayat sürüyoruz..
Zor ve bereketli toprakların çocuklarıyız vesselam..!
Nerdeyse 2000 yıla yakın bir süredir dünyanın en önemli coğrafyasında yaşayan insanımıznevi şahsına münhasır insan türünün özel numunelerini teşkil etmektedir..!
Öyle âlim, ulema, fazıl, müşfik, merhametli, cefakâr, fedakâr, hayırsever, onurlu, namuslu, değerli hoş insanlara rastlarsınız ki dünyanın hiçbir bölgesinde eşi benzeri bulunmaz..!
Bir çağ kapayıp bir çağ açan abide şahsiyetler de bu topraklardan çıkmıştır…
Öyle de zalim, kibirli, fesat, kendini beğenmiş, fitneci, haset, ikiyüzlüriyakâr, yalancı, sahtekâr, ehli gazap, hırsızlığı ticaretin şubesi gören iş adamı tipi, siyaseti hizmet değil de tamamen şahsi ikbali endişesiyle yoğrulmuş bir hedefinin aracıymış gibi algılayan, sivil toplum hareketi faaliyetlerini de tamamen kendisine bir referans olsun ve sıçrama tahtası olsun için kullanan insana türüne rahtlarsınız ki dünyanın hiçbir yerinde eşi ve benzeri bulunamaz..!
Yahu böyle de bir insanoğlu olur mu, diye hayretlerinize sebep olur, bazıları..!
Tabi onlar normal insanın fiziki özelliklerine sahip oldukları için çok da farklı gözükmez göze, fazla da dikkat çekmezler, sürekli günlük hayatı paylaşmak mecburiyetinde kaldığınız bu insan çeşidi ile selamlaşırsınız, zaman zaman muhabbet edersiziniz, oturup kalkarsınız, sosyal ve cemiyet hayatında paylaşmak durumunda kalacağınız bir çok şey de olabilir..!
Genelde bu tipler bünyede her hangi bir rahatsızlık, huzursuzluk oldu mu canlanır, artık gün doğmuştur onlar için, bahar heyecanı kaplar birden kara yüreklerini.
Kimi hemen eline alır kan dulu hokkaya bandırdığı kalemi, şeytanın kulağına üflediklerini bir bir süsleyerek yazar..!
Kimikapar kamerasını hiç vakit kaybetmeden kurulur sıkıntı bölgesinin göbeğine, elinde son teknoloji lazer silahı gibi kullandığı mikrofonu ile sağa sola baskınlar düzenler gibi dalar, insanların hüzünlerinden beslenerek ahlak, izzet ve onur katliamları yapar..!
Sıkıntı nasıl büyür derdindedir. Acılardan nasıl bir acı daha çıkarırım derdindedir. Duygusal yönden en savunmasız anlarını yaşayan insanlar bulunmaz bir hammaddedir o tipler için, camdan biblo yapan bir sanatçı hassasiyeti ileevirip çevirip, işler işler dururlar…
Eskiden geniş halk kitleleri tarafından pek bilinmezdi belki ama ehli bilir ve tanırdı, bu insanın kötü türünü.
Ehil insanların sürekli mücadeleleri neticesinde hepten deşifre oldular son zamanlarda, geniş halk kitleleri tarafından da bellenip tanındı bu insanın kötü türü fesatçılar..!
Yakın geçmişte yaşanan “gezi” tantanasında ciddi manada bir heves sardı bu türü ama kafalarına inenMilli irade balyozu nefeslerini kesti..!
Sonra kafasına “takke” takıp zuhur etti. Mit’i mesele etti, dershane dedi, hırsızlık dedi, kümelendiği devletin çeşitli odaklarını kullanarak fesatçılığa devam etti bu insanın kötü türü…
Soma faciasında da gördük insanın kötü türü fesatçıları. Daha ilk defa “son dakika” manşetiyle verildiği esnada hementantana başladı, en hızlı tantana aracı sosyal medyada ve takip eden saatler içinde canlı tv yayınlarında…
Büyük felaketi hafifletmek için ben ne yaparım diye bir düşünce alt yapısı beklenemezdi zaten bu insanın kötü türünden. Çünkü beyin kodlarındamerhamet ve vicdan yok, öyle bir nasibi yok..!
Zihniyet soyları zulüm ve merhametsizlikle yoğrulmuş. O madende göçük altından kurtulmuş insanın kurtuluş heyecanını paylaşamaz, O fesat zihniyet, eşini çocuğunu, torununu kaybetmiş vatandaşın üzüntüsünü hissetmez ve nasıl dindiririm derdinde olamaz, kodlarında yok çünkü..!
İşi gücü fesat..! Nasıl toplumsal huzursuzluğa katkım olur.Hükümeti sıkıntıya sokmak için nasıl bir desteğim olur. Nasıl istikrarsızlık çıkartırım. Devleti Milleti daha da zayıf nasıl düşürür yabancıya muhtaç ederim..! Türü ve soyu gereği davranış mekanizma böyle çalışıyor, bu insanın kötü türünde…
Kurt’tan kuzuyu yememesini beklemek gibi bir şey, yiyecek, cibilliyeti bu..!
Öteki de göçük altından, ölümden son anda kurtulmuş, kendisini taşımaya takati yok, sağlıkçılar tarafından tam ambulansa alınıyor, diyor ki; devletin milletin sedyesi, ambulansı kirlenmesin,“çizmelerimi çıkarayım”..!
Dedik ya toprağımızda çok çeşitli insan türü var..!
Bir yanda, kendince sıkıntı vermemek için endişe duyan merhamet medeniyeti çocuğu, bir yanda da fesat çıkartamayıp Hükümeti sıkıntıya sokamazsam diye endişelenen,ne dersen de çocuğu..!
Merhamet medeniyeti çocuklarının varlığı birliğimizin dirliğimizin en büyük teminatı olmaya devam edecek…
Fesat soy da hiçbir zaman galebe çalamayacak..!
Allah insanın kötü soyundan Milletimizi ve Devletimizi korusun..!