Kimse kimseden hazzetmiyor. Ortak bir idealleri yok, sadece çıkar birliktelikleri var.
İşin aslı herkes birbirini bir kaşık suda boğacak gibi. 'Masa muhalefeti'nin genel durumu böyle. Dereyi geçene kadar... taktiğiyle dillerini ısırıyorlar. İlke, hafıza, gelenek, ideoloji, adap, siyasi nezaket hak getire... Erdoğan karşıtlığı dışında biçbir konuda sabiteleri yok.
Bir gün birbirlerine en ağır lafları edip ertesi gün aynı masadan yiyorlar.
CHP'nin içindeki durum biraz daha ileri seviyede.
Bilinen hizipler dışında kim bilir bilmediğimiz daha ne gruplaşmalar ya da tekil savaşlar var.
Rekabet siyasete bir yere kadar dinamizm katar, ancak CHP'deki durum karar miktarın çok üzerinde.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu arasındaki savaşta Kılıçdaroğlu kazanmış gözüküyor.
Düne kadar "değişim de değişim" diyen İmamoğlu şimdi "Adayım demedim ki" diyor. Murat Karayalçın'ın "kader kilitlenmesi" yakıştırmasından çok etkilenmiş olacak, "İstanbul ile mühürlüyüm ben" diyerek İBB yarışına döndü.
Anlaşılan Kemal Kılıçdaroğlu'nun resti etkili oldu.
İmamoğlu baktı ki İBB adaylığı da tehlikede kendini "İstanbul'a mühürledi".
Hepimiz hayretle izliyoruz. CHP'deki sorun ne? Teşhis etmeye çalışıyoruz. Siyasetsizlik, evet. Toplumun ekseriyetiyle doku uyuşmazlığı, evet. Samimiyetsizlik, evet. Beceriksizlik, evet. Tembellik, evet...
Hepsinden biraz var. Her siyasi partide dönemsel olarak bu saydıklarımızdan bazıları kendini hissettirir. Ya da bazı isimlerde bu olumsuz özellikler çok belirginleşir. Nispeten sağlıklı bir yapıda bunlar belli bir oranın üzerine çıkmaz. Çıktığı zaman da zaten o yapı fark edilir biçimde zayıflar. Siyasi bedeli iktidardan düşmektir.
CHP'lileri izleyin. Genel başkanından parti üst yönetimine, belediye başkanından milletvekiline.... Aynı anda vitrindeki hemen herkes siyasetsizlik, tembellik ya da beceriksizlikle açıklanamayacak başka bir sorunla malul.
CHP'de siyasi kifayetsizliği aşan bir durum var yani.
Birbirleriyle münasebetlerinde bile tahammül edilebilir seviyenin çok üzerinde bir ilkesizlik, arkadan iş çevirme, yalan dolan var.
CHP'de esas sorun bence bu yozlaşmadır. İlkesizliktir.
FETÖ sadece bir örgütün değil bir ahlaksızlığın da adı
Nedim Şener dün Hürriyet gazetesindeki köşesinde Cumhuriyet gazetesinin bir haberini yapı söküme uğratmış. Haberden geriye, maksadı hükümeti yıpratmak olan ve sonuçta FETÖ'nün işine yarayan bir iftira kalmış.
Okumakta fayda var, çünkü sadece sosyal medyada gördüğümüz haberlerin değil muhabir, editör, yazı işleri masası gibi süreçlerden geçen, bir saygınlığı olduğunu düşündüğümüz basılı gazetelerde yer alan haberlerin bile maksatlı şekilde servis edildiğini nasıl başka amaçlar için kullanıldığını gösteren güzel bir örnek.
Ve tabii ki "FETÖ iltisaklı" iftirasının nasıl bir itibar suikastına dönüştürülebildiğinin de...
Bu bir zamanlar çokça başvurulan bir yöntemdi. Şimdilerde biraz azalmış olması muhtemel. Ama eminim pek çok masumun bu şekilde canı yakıldı. FETÖ usulüyle "FETÖ'cü" iftirasına uğrayanlar oldu. "FETÖ'cülük" bir tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanıldı. Ve tüm bunlar en çok da FETÖ'nün işine yaradı.
Paranoyak olmaya gerek yok. Normalleşmeye ihtiyacımız var. Ancak söz konusu örnekte de görüldüğü üzere bu yapının akıttığı zehri bünyemizden söküp atmak hiç de kolay olmayacak. FETÖ sadece bir örgütün değil bir ahlaksızlığın da adı. Cumhuriyet gazetesinin haberi verme şekli de bu ahlaksızlığın vücut bulmuş hali.