Hatırlayın, 2015’te Reyhanlı’da katiller 52 kişiyi taammüden öldürmüşler, çocukları annesiz babasız, kadınları kocasız bırakmışlar, 146 sivili yaralamışlar ama bu cinayetin faillerine en fazla müebbet cezası verilebiliyor!
2015’de Ankara’da teröristlerin yaptığı saldırıyı düşünün. Dile kolay! Tam 107 kişi hayatını kaybediyor, 500 kişi yaralanıyor ve bu katliamın failleri de yaşıyor!
2016’da Atatürk havalimanında 29 kişinin canına kıyan katiller de yaşama hakkına sahip!
2017’deki Reina katliamını hatırlayın! Katil 39 kişinin yaşama hakkını elinden alıyor ama kendisi yaşıyor!
15 Temmuz’u hatırlayın, sivillerin üzerine ateş açıp 251 kişinin hayat hakkını ateşli silahlarla gasbediyorlar ama kendileri yaşama hakkına sahip!
Kadın çocuk demeden binlerce insana hayat hakkı tanımayarak katleden terör örgütünün başı paşalar gibi yaşıyor ve taraftarları hâlâ onun haklarından bahsedip, onu saygıyla anıyorlar.
Gencecik kıza tecavüz eden, sonra onu parçalara ayırıp betona gömen sapık da yaşama hakkına sahip!
Ömrü boyunca biriktirdikleriyle yazlık almış yaşlı karı kocanın evine soyan, yaşlılara acımadan boğazlayarak yaşama haklarını gasbeden katil de mükâfat gibi yaşama hakkından faydalanıyor!
İnsanı çileden çıkaracak örnekler saymakla bitmez.
Allah korusun babanızın veya annenizin hunharca katledildiğini ve katilinin yaşadığını düşünün! Yahut eşinize veya çocuğunuza tecavüz edip öldüren bir katilin yaşadığını düşünün! Ne hissedersiniz?
Neymiş efendim idam cezası kaldırılmış!
İdam cezasının kaldırılmış olması maalesef katil ruhlu canileri suça teşvik etmekten başka bir işe yaramamıştır.
Evet, idam cezasının AB’ye üyelik uğruna yürürlükte iken bile uygulanmaması, sonra da kaldırılması bir işe de yaramamıştır.
Evet, Türkiye aynı zamanda bir Avrupa ülkesi olarak AB’ye üyelik hedefinden vazgeçmiş değildir. Ama artık ayan beyan görülüyor ki, AB Türkiye’yi birliğe almaktan vazgeçmiştir!
Onlar almamakta kararlılar aslında, biz de alınmayacağımızın bilincindeyiz. Buna rağmen ne biz vazgeçiyoruz ne onlar kabul ediyorlar!
Dolayısıyla AB’ye uyum gerekçesiyle atılmış ama toplumumuzun endişeyle karşıladığı düzenlemeler artık mercek altına alınmalıdır.
İdam cezası bunlardan biridir.
Kadın cinayetlerinin arttığı günümüzde idam cezası daha bir önem kesbetmiştir.
Benim şahsi kanaatim, başkasına hayat hakkı tanımayan katile de hayat hakkı tanınmamalıdır.
İdam cezasının kaldırılması, katil suçunun caydırıcılığını da ortadan kaldırmıştır.
İdam sadece suçluyu cezalandırmak değildir. İdam aynı zamanda caydırıcılığı itibariyle topluma hayat verir.
Taammüden insan öldürenin cezası ölüm olmalıdır ki, öldürmeyi kafaya koyanları biraz düşündürsün, caydırsın.
Ben kısasta hayat olduğuna inananlardanım.
Bir insanı suçsuz yere öldürenin bütün insanlığı öldürdüğüne inanırım.
İnsan canı bu kadar ucuz olmamalı.
Cana kıyan bedelini canıyla ödemeli ki cana kıymayı aklına koyan başkaları bir kez daha düşünsün.
Reyhanlı’daki, Ankara’daki, Reina’daki kâtili eylemi sırasında engel olmak için güvenlik güçlerinin öldürmesi ne kadar meşru ise onlarca insanı katlettikten sonra ona idam cezası verilmesi de en az o kadar meşrudur!